Merhaba değerli Tanrım . Zaman giderek beni normalleştiriyor galiba burda . Ortam yavaş yavaş beni içine almaya başlıyor . Bilemiyorum . Belki de , gerçekten kaybediyorum aklımı . Kaybetmek mi ? Zaten burdaysam daha önceden de , aklımı kaybetmedim mi? Hayır ... Aslında burda dışardakilerden daha akıllı ve mantıklı insanlar var . Onlar ne kavga bilir , ne savaş . Onlar ne ayrım bilir ne de , eziyyet eder . Dışarısı dedim de aklıma geldi . Tuhaf değil mi ? İnsanların dışarda sadece bez parçası olan para ve daha güçlü olmak için güç gösterileriyle , başkalarının ayağının altındaki toprağı almaya çalışmak . Cemiyyet ve insanlık aslında hayvanların yok et ve hayatta kal dürtüsünden farksız bu hissler ve içgüdülerle kendini vahşi hayvanlardan farksız kılıyor . İnsanların aslında hayvanlardan farklı olan tek şeyi anlayışları ve yaşatmaları olmalıydı . Hayvan hayatta kalmak için öldürür . Peki insan? İnsan ne için öldürür ? Hayatta kalmak için mi? Kesinlikle hayır . İnsan sadece kendi egosunu ve özgüvenini tatmin etmek için güçlü olmayı ve güçlü olmak için de öldürmeyi tercih eder . Bütün bunları düşününce neden biz değil de , hayvanlar vahşi , yırtıcı adlandırılıyor anlayamıyorum . Dünyada biz insanlardan daha vahşi bir yaratık var mı ? Tabiki de yok . Amerika güçlü gözüksün diye İrak'ta evler yıkar , Rusya güçlü olsun diye Ukraynada ocaklar söndürür . Peki sonuç ? Sonunda noluyor ? Herkesin gittiği nokta aynı olmuyor mu? Bir bez parçasına sarılıp , toprağa girmek ve yok olmak . Hükümdarın da , kölenin de sonu bu değil mi ? Neden sadece hayallerimizi gerçekleştirip , güzel bir ömür sürmek yerine başkalarının hayallerini yok ediyoruz? Dünya gerçekten bundan mı ibaret ? Dünya bencil olan bizlerin , kendini herşeyden üstün görüp , her şeyi köleleştirmelerinden mi ibaret ? Dahası insanlık sadece bu mu ? Böyle bir dünyada akıllı olmayı reddediyorum . Aklımızla birşeyleri çözmek yerine , daha da batırmaya çalışıyoruz . İnsan kainatın yaradılışından beri her şeyin kendisi için yaratıldığını düşünen bencil bir varlık olarak yaşamını sürdürdü ve yer yüzündeki çoğu varlığın da soyunun tükenmesinde ilk bileşen oldu . Peki aslında zekâsıyla hayvanlardan farklanması gereken varlık neden onlardan daha vahşi duruma geldi ? Büyüdükce insan ne kadar da vahşi bir yaratık olduğunun farkına varıyor ve vardıkca giderek bunu daha normal olarak algılayıp alışarak , daha fazlasını istemeye ve beklemeye başlıyor . Her şeyin ve her kesin kendisine boyun eğmesini bekliyor . Dağılan bir ailenin evinde bir çocuğun hayalleri yıkılmış . Kimin umrunda ? Tecavuze uğrayan bir kız hayattaki amacını yitirmiş . Kimin umrunda ? Ben sadece başkalarına zulm ederek kendi ego'mu tatmin ederim . Birinin hayatı berbad olmuş . Bundan banane? İşte insanlığın en büyük hatalarından biri bu . Hatta en büyüğü . Hâla geç değil . Birşeyleri düzeltmek için hâla zaman var . Ne yapa bilirim ki demek yerine komşunun bile bu gün ne derdi olduğunu öğrenmekle başlaya biliriz ilk adımlara mesela . Umarım insanlık bu gaflet ve cehalet kuyusuna varmadan , gözünü bürüyen kin perdesinden arınır ve uyanır . Geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmeden neler yaptığının farkına varır . Bu günlük bu kadar . Sakinleştiricimin zamanı geldi . İlacımı alıp uyumam gerek artık . İyi geceler değerli ve sevecen tanrım . Görüşürüz
Dördüncü mektup : 07.ekim.1999.23:00
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrıya mektuplar
No FicciónBir akılda kısıldıysan eğer kapana , gidebileceğin tek yer yine kendi düşüncelerindir