Doğum günü. Ölmek için en kötü ve aynı zamanda en iyi gün değil mi sence de? Tanrım, bugün benim doğum günüm. Senden bu gün tek bir şey diliyorum. Dünya barışı. Sadece dile getirmesi bile çok komik değil mi? Böyle bir dünyada dünya barışı..... İmkansız. Amerikanın her ülkeye silahlı ordusunu sokup, ben barışı sağlıyorum demesi, Somali'ye yardım edin diye vicdan yapan kanalların herhangı bir yardımda bulunmaması, nükleer silahların insanlar üzerinde test edilmesi...... Barış dediğimiz gerçekten tam olarak ne? Hippilerin dediği gibi herkesin tiner kullanıp, kafa çektiği bir dünya mı? Yoksa sovyetler gibi düşüncesi farklı olan herkesi katledip, zorla bir rejim yaratmak mı? Silahsız, kötü alışkanlık olmadan bir barış olamaz mı? Eğer barışı silahla yaratıyorsam bu barış mı olur ki? Dünyayı kurtarmak neden çiçeklerle değil de, silahlarla oluyor? Mutlu olmak neden güzelliklerle değil de, sağlığımızı bozmakla oluyor? Düşüncesi benim zıttım olan birini de sevenler, sevdikleri var. Hayalleri, düşünceleri, inandığı bir gayesi, hedefi var. Neden? Neden bunlara saygı duymuyoruz? Neden insanları kişilikleri, insanlıkları için değil de, görüşleri, hayat tarzları için yargılıyoruz? Bir liberalle, komünist yahut bir yahudiyle müslüman ve ya bir gay ve heteroseksuel aynı havayı, aynı çiçeğin yapraklarını, aynı ırmağın suyunu neden paylaşmasın ki? Bu dünya, bir ekmektir. Her tarafından, her birimizin bir ömür ısıra bileceği kadar büyük ve lezzetli bir ekmek. Hayatta kalmak için silahlarımıza, metal parçalarına değil çiçek yapraklarına, serin ve tertemiz sulara ve bu güzellikleri paylaşmaya muhtacız. Çünkü, beraber oldukça özel, el-ele verdikce güçlü, gülümsedikce güzeliz. Çünkü, biz insan oldukça kusursuzuz. Ve yine biz anladıkca, büyüdükce, kahkahalar eşliğinde sarıldıkça önemliyiz. Sen, ben hepimiz. Sadece bir günlüğüne bütün farkındalıkları bir kenara bırakıp, el ele vererek, şu kelebekten farksız olduğumuz dünyada eğlenmeyi denesek iyi olmaz mı? Bunu sadece hayal etmeğe çalış. Hayali bile içini ısıtmaya, yüzünde tebessüm oluşturmaya, mutluluğu kalbinde hissetmene neden olmuyor mu? Sen... Evet sen özel insan. Kim ne derse desin. Unutma. Sen, sen olduğun için özelsin. Farklılığın senin güzelliğin. Bu yüzden gülümse. Bu dünyaya, evrene, bu hayata doya-doya, dolu-dolu, kocaman gülümse. Tüm içtenliğinle bu güzellikler senin. Kapıdan çık ve bu güzellikleri herkese anlat. Anlat ki, paylaşmanın ne kadar güzel olduğu duygusunu yaşa. Hisset. Unutma. Sen, mükemmel bir varlıksın. Umarım bunları, kullarına aşılarsın..... Tanrım..
Onuncu Mektup: 07.mayıs.2000.14:36
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrıya mektuplar
Kurgu OlmayanBir akılda kısıldıysan eğer kapana , gidebileceğin tek yer yine kendi düşüncelerindir