Always In My Heart (FİLLİE)

Driving

👆🖕👆Multide Millie'nin arabadaki hali bakın!👆👆

MİLLİE'NİN AĞZIDAN:

Sabah hayal meyal bir melodiye uyandığımı hatırlıyorum. Telefonumun çaldığını farketmem çok uzun sürmedi. Uykulu sesim ve sersemliğimle telefonu açtım

"Alo?"

"Hey Millie!" dedi biri, bu sesi tanımıştım. Ama emin olmak ister gibi telefonu kulağımdan uzaklaştırıp ekrandan yazan isme baktım. Evet yanılmamıştım.

"Ashton?" dedim şaşkın bir ifadeyle.

"Evet benim cadoloz!" diye yanıtladı.

"Sen nasıl bir gerizekalısın? Bu saatte beni niye arıyorsun" diye yakındım.

"Arasak suç aramasak suç, sen nasıl bir psikopatsın" diye cevapladı.

"Kes sesini ve niye aradığını söyle! Rüyamı böldün pislik" dedim.

"Insan kuzenini özleyemez mi? Ruhun ölmüş senin cadoloz" cevabını aldım. Evet Ashton benim yarım akıllı, beceriksiz kuzenim. Arkadaşlarıyla dünyayı dolaşıp konserler vermekten başka bir işi yok. En büyük yeteneği bana kafayı yedirtmek. Açıkcası 3 yıldır onunla yüz yüze görüşmemiştik. Eğer bu saatte arıyorsa kesin bir diyeceği vardır.

"Ashton, ikimizde seni çıkarın olmadığı sürece beni aramayacağını bilecek kadar iyi tanıyoruz" dedim

"Tamam, aslında sadece seni özledim ve hazır ingiltereye gelmişken yarın seni ziyaret etmeye karar verdim" dedi

"Neredeydin ki sen?"

"Danimarka"

"Avusturalyadasın sanıyordum Ashton?" dedim. Onun hızına yetişmem mümkün değildi.

"Arada sen de beni özleyip aramayı akıl etseydin 3 aydır Danimarka'da olduğumu bilirdin. AYRICA BEN GEÇEN YIL AVUSTURALYADAYDIM" diye yakındı

"Ah, senin geçen yıldan beri hala yaşadığını unutmuşum özür dilerim" diye güldüm sinsice. Onunla uğraşmayı seviyordum.

"Herneyse geveze, sevgilimle yanına geliyoruz" dedi. Lanet olsun bu salak sevgili de mi yapmış diye düşünmeden edemedim

"Ashton dürüst ol, kızı seninle çıkması için neyle tehdit ettin?" Diye sordum. O kıza milyonlarca kere acıyordum.

"Onu gördüğünde bayılacaksın cadoloz ve öyle bir kız olmadığın için kendinden utanıcaksın! Neyse, yarına sendeyiz, şimdi kapatmam lazım. Öptüm derdim ama midem kaldırmaz" dedi gülerek

"Kes sesini" dedim ve gülerek telefonu kapattım. Her zaman böyle iyi bir ilişkimiz olmuştur. Açıkcası kızı merak etmiştim. Ona katlandığına göre son derece sabırlı bir insan olmalı... Ya da salak?

Aslında Ashton ile ilgili tüm sinir bozucu gerçekler bir yana onu seviyordum. Bana her zaman bir abi gibi olmuştu. Daima yanımda olacağını bildiğim tek insandı ve geleceğini duymak beni mutlu etmişti

Saate baktığımda Ashton'ın aramasının işime yaramış olduğunu farkettim. Saat 11:30du ve ben ölü gibi uyuyakalmıştım. Bir buçuk saat sonra Finn'le buluşacaktım ve duş almam evi toplamam hazırlanmam gerekiyordu. Annem eve gelmişti. Salona gittiğim anda kahvaltı hazırlamakta olduğunu farkettim

"Günaydın" dedim

"Günaydın" dedi gülümseyerek, bu kadına dair herşey o kadar yapmacık geliyordu ki! Beni hayataımın her anında yalnız bıraktıktan sonra yaptığı herhangi bir hareketin içten gelmesi zaten düşünülemezdi.