Get Out Of My Home!

1K 200 78
                                    

***

"Neden emin olmayacakmışım" diye bağırdım.

Annem o sırada hızla gelip Mike'ın koluna yapıştı. Onu sakinleştirmek için bir şeyler mırıldandı ama herifin gözlerindeki alev sönmüyordu. İçimden bir ses geri dönüşü olmayan felaket bir yola adım attığımızı söyledi.

Bu adamda beni ürküten bir şeyler vardı. Sanki, bir şeyler biliyormuş gibiydi ve bildiği şeyin babamla ilgili olduğuna resmen adım gibi emindim. Olanları düşündüm, annemin yıllarca yanımda olmayışı, tek başıma büyümem. Hepsi bu adam yüzündendi ve bariz bir şekilde bildiği bundan fazla şeyler vardı

"Cevap versene" diye bir kez daha bağırdım. Amacım onu kışkırtmaktı ve bilmediğim gerçeği öğrenmekti.

"Annen ile ilişkimizin başlangıcı" diye lafa başladı

Annem "Mikeeee lütfen" diye yalvardı. Bu iş iyice sinirimi bozuyordu. Burada her ne bok dönüyorsa bunu hemen öğrenmek istiyordum.

"Ne geveliyorsun sen ağzında" diye haykırdım.

"Baban hayattaykene dayanıyor" dedi Mike son derece soğukkanlı bir şekilde.
Titanic gibi buz dağına çarpmıştım adeta. Neye uğradığımı şaşırdım. Elimdeki kumanda yere düştü. Yanlış bir tercih yapmıştım, o kumandayı Mike denen herifin kafasında parçalamalıydım.

Anneme bakarak "Doğru mu söylüyor bu adam" dedim. İçten içe bu adamın yalancının teki olduğunu söylemesi için dua ediyordum. Tanrı yine dualarımı duymadı. Çünkü annemin sessizliği ve gözlerinden akan yaşlar bu adamın söylediklerinin doğru olduğunu gösteriyordu.

Nereden geldiğini anlayamadığım bir güçle annemi göğsünden iktirerek yere düşmesini sağladım.

"Sen nasıl bir sürtüksün" diye bağırdım yerde yatan bedeninin üzerine doğru yürürken. Mike beni ittirerek hemen annemin yanına koştu ve onu kaldırmaya çalıştı. O sırada annemin biraz önce içeri getirdiği tabakları tutup duvara fırlattım. Bir yandan da ağlayarak çığlık atıyordum. Bunu o kadına ödetecektim.

Anneme dönüp "Bunu nasıl yaparsın" diye bağırdım. Yerdeki kumandayı tutup ona fırlattım ama Mike acele davranıp kolunu anneme siper etti. Annemi koltuğa oturtup benim üstüme yürüdü.

Kollarımdan tutup beni silkeleyerek "Kendine gel seni şımarık ufaklık" diye bağırdı. Ona tokat attım ve "Dokunma bana" diye haykırdım. Bu onu iyice sinirlendirmişti. Bana tokat atmak için elini kaldırdığı an annemin "Mike yapma" diye bağırdığını duydum.
Ne yani yıllarca unuttuğu kızını şimdi mi korumaya kalkıyordu.

Tekrar annemin üzerine yürüyerek bağırdım. "O herifin atacağı tokat senin yaptıkların kadar acıtamaz tamam mı? Sakın beni korumak istiyormuşsun gibi görünmeye çalışma"
Onu tam burada gebertmek istiyordum. Mike annemin kolundan çekti ve onu da sürükleyerek kapıya ilerledi. Annem onun elinden kolunu kurtardı ve "Millie beni dinle" dedi.

"Senin neyini dinleyeceğim" diye bağırdım.

"Millie, kulağa berbat geldiğini biliyorum ama olay o kadar kötü değil" dedi gözyaşları arasından

"Bunun neresini savunuyorsun? Hayatımda senin kadar aşağılık bir insan daha görmedim" diye bağırdım. Aslında görmüştüm. Lilia... Ama bu durum çok daha kötüydü çünkü babam... Babam artık burada yoktu.

"Biz babanla zaten boşanacaktık" dedi hıçkırıkları arasında.

"Bundan onun haberi var mıydı" diye bağırdım histerik bir kahkaha atarak.
Bakışlarını tekrar yere indirdi.

Always In My Heart (FİLLİE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin