Jealous

1K 245 53
                                    

Bölüm Sınırı 20 oy✨💛🎃

Matt Noah'la konuşmuş ve dansa Melanie diye bir kızla gitmesi için ikna etmişti. Okul çıkışı Noah söz verdiği gibi beni alışverişe götürdü.

Finn'i sadece öğle yemeği sırasında kantinde gördüm ve beni görmezlikten geldi. Sanki hiç tanışmıyormuşuz gibi. Sanki eskisi gibi. Aslında acıtan şey yakın olmamamız düşüncesi değildi çünkü ben zaten ona hep çok uzaktım. Canımı acıtan şey, bana kızgın olmasıydı. Umarım Matt söz verdiği gibi ona gerçekleri anlatırdı. Yakın olmasından vazgeçtim, benim suçsuz olduğumu bilse bile yeterdi.

Matt onunla konuşursa ne olur diye düşündüm bir an. Her şey tamam olsa bile çok büyük bir sorunum vardı, günlüğümü okumuştu. Biliyordu işte bütün duygularımı. Sanırım bu asla alışamayacağım bir durumdu.

Aynanın karşısında son kez saçımı başımı düzeltiyordum. Noah'ın çok beğendiği turkuaz rengi bir elbise almıştım. Siyah bir topuklu ayakkabı ile son derece kısa olan boyu normal boyutlara getirmeyi başardım. Kırmızının ağır olacağına karar verdikten sonra tatlı pembe bir ruj ile siyah tonlardaydı göz makyajımı destekledikten sonra hazır olduğumu hissediyordum. İlk defa kendimi gerçekten çok beğenmiştim.

İster istemez Finn beğenir mi acaba diye düşünüyordum ki o an ne kadar hastalıklı bir düşünce olduğunu farkettim. Muhtemelen hiçbir zaman benim hakkımda bu tür duyguları olmayacaktı. Telefonun çalmasıyla gitme vaktinin geldiğini anlamıştım. Arayan tabi ki de Matt'di ve kapının önüne çıkmamı söylüyordu. Annemin övgüleri arasında Matt'in arabasına bindim. Açıkcası bu kadın bana çok iyi davranmaya başlamıştı ve bu işin altından bir şey çıkmasından korkuyordum.

Arabaya bindiğimiz zaman Matt klimayı açtı, ki bu üşümeme neden oldu ama sesimi çıkartmadım. Okula gidene kadar Matt ile sürekli güncel konulardan sohbet ettik. Lilia veya Finn hakkında bir tek kelime bile etmemişti. Doğal olarak ben de hiçbir şey söylemedim. Bir ara bana bugün çok güzel göründüğümü söyledi ki her ne kadar ona teşekkür edip umursamamış gibi görünmeye çalışsam da bu içten içe çok hoşuma gitmişti.

Okula vardığımız zaman Noah ve Melanie ile buluştuk. Melanie denilen kız fazla güzeldi ve açıkcası Noah'la gereksiz samimiyetleri sinirimi bozmuştu. Hayır tabi ki de onu kıskanmadım, sadece benim en yakın arkadaşımla bu kadar samimi olması hoşuma gitmedi.

Ama bundan daha çok hoşuma gitmeyen olay ise Lilia'nın kırmızı renkteki gereksiz açık kıyafeti, lanet olsun ki o kıyafetin içinde fazla çekici durması ve yaptığı adiliğe rağmen Finn'e hala sahip olmasıydı.

O ikisine bakmaktan partiye odaklandığım söylenemezdi. Ayrıca Melanie sürekli Noah'a sarılıp duruyordu. Matt ise hiç anlamadığım aptalca araba modelleri hakkında konuşuyor ve alacağı yeni araba için fikir istiyordu. Bu parti gerçekten çok sıkıcı olmaya başlamıştı ve keşke evde kalıp yeni aldığım romanları okusaydım diye düşünmeden edemiyordum.

(Ed sheeran-Thinking Out Loud)

Romantik bir dans müziği çalmaya başlayınca Finn kolunu ustaca Lilia'nın beline koyup onu kendisine çekti ve dans etmeye başladılar. O sırada içimde sumo güreşçileri dövüşmeye başladı resmen. Her bir harekette o cüsseleriyle kalbime çarpıp acıdan ölmemi sağlayan türden hani...

Birinin ellerini belime sardığını hissettiğimde irkildim ve arkama döndüm. Matt'di.

"Onlara bu kadar bakmayı kesmelisin bence. Hadi biz de dans edelim" dedi
Utancımdan kıpkırmızı kesildiğime emindim. Onu başımla onayladım ve ellerimi omzuna koydum. Biz sağa sola yavaş hareketler yaparken Noah ve Melanie de çok uyumlu bir şekilde dans ediyordu. Son derece mutlu gibiydiler. Sanırım ben hariç herkes çok mutluydu.

O sırada Lilia'nın bakışları bizi buldu. Hiç iyi değildi. Sanırım Matt ve beni yanlış anlamıştı. Ama bu onu ilgilendirmezdi zaten, çünkü matt'in anlattığına göre ayrılmışlardı. Ama bu gerçek Lilia'nın gözünün sürekli üstümüzde olması durumunu değiştirmiyordu.

Dans müziği bittiğinde Noah ve Melanie'nin de bulunduğumu masamıza döndük. Melanie'yi fazla süzmüş olmalıyım ki Noah en son bana sorun mu var anlamında göz kırpan bir bakış attı. Melanie ise sohbet etme derdindeydi. Ne kadar sıcak kanlı olursa olsun bu kızı sevmemiştim. Açtığı konulara dahil olmamayı ve kısa kısa cevaplar vermeyi tercih ettim.

Ortam iyice bayıcı olmuştu. Kendimi çok yanlız hissediyordum. Belki de Matt ile dansa gelmek çok da iyi bir fikir değildi. Noah da sürekli Melanie ile ilgileniyordu zaten.
Oflaya oflaya partiden dışarı çıktım. Temiz hava iyi gelir diye umuyordum. Kapının önü sarhoş gençlerle doluydu ve ben biraz daha ilerleyip sakin bir yer bulmaya karar verdim.

Zihnimdeki düşüncelerle savaşırken takip edildiğimi farkedememiştim bile. Yanlız olmadığımı biri sertçe kolumu çekince farkettim.

Bu da kimdi şimdi?

Always In My Heart (FİLLİE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin