13

3.8K 300 55
                                    

Harry gözlerini açtığında hava kararmış ve odayı sadece kısık bir ışık aydınlatıyordu. Yerinde kıpırdanıp ayağını zorlamadan doğruldu. Gözü karşıdaki koltukta uyuyan Draco'ya takıldı.

Cidden ondan ayrı mı uyumuştu? Harry kalbinin bir kez daha paramparça olduğunu hissetti. Gözleri yavaşça dolarken boğulacağını hissetti. Bu yaşadıkları ona çok ağır gelmişti. Zaten Draco'ya söylediği ve yaptığı şeyler hala yüreğinde ilk günde olduğu gibi ağırlık oluştururken,birde ona olan özlemi onu delirtmek üzereydi. Gerçi bu zamana kadar aklı yerinde kaldıysa...

Yanaklarını yakan bir sıvı çenesine doğru süzüldü. Yavaşça ayağa kalktı ve uyuyan çocuğun yanına yaklaştı. Diz çöküp onun yüzünü incelemeye başladı. Kirpikleri çok hoştu. Dudakları da öyle. Elmacık kemikleri de tabii. Bu çocuk çok güzeldi. Harry sakinleştiğini hissederek titrek bir nefes çekti içine. Asasını bulup Draco'yu uyandırmadan yatağa taşıdı. Üstünü de örtüp muhtemelen Draco'nun temizlediği cübbesini alıp odadan çıktı.

Sarsak adımlarla topallayarak kendi binasına doğru yürümeye başladı.

* * * *

Draco uyandığında Harry'yi göremeyip endişelendi fakat yatakta olduğunu anlayınca bilerek gittiğine anladı. Halbuki gitmemesi gerekiyordi,dinlenmesi gerekiyordu. Sırf ayağına çarparım diyerek koltukta yatmıştı Draco ve bu yüzden boynu hafiften ağrıyordu. Yüzünü buruşturarak yataktan kalktı ve banyoya doğru ilerledi.

Draco hazırlanıp odadan çıktı,ve Harry'nin binasına doğru ilerledi. Derse girdiğini sanmıyordu. Kapıda Hermione ve Ron'u görünce hızlıca onların yanına adımladı.

"Hey! Harry nerede?"

"Ayağını burktuğunu söyledi."

"Biliyorum ayağını burktuğunu,nerede olduğunu soruyorum."dedi kızıl saçlı çocuğa karşı sinirini kontrol etmeye çalışarak.

Hermione şifreyi sesli bir şekilde söyledi ve eli ile içerideki yatakhaneyi  işaret etti. Draco başını selam verir gibi sallayarak temkinlice içeri girdi ve kimseye gözükmemeye çalışarak Harry ve Ron'un kaldığı odaya girdi.

Harry yatakta uzanıyordu ve düşünceleri ile boğuşuyordu. Draco ile arasını nasıl düzeltecekti hiç bilmiyor gibiydi. Beyni lapa oluyordu konu sarışın, gümüş gözlü çocuk olunca. Birden kapının açılmasıyla irkilip doğruldu.

"Draco? Ne yapıyorsun burada?"

"Neden gittin? Dinlenmen gerektiğini söylemiştim."

"Sıkıldım."

"Sıkıldın mı? Cidden mi? Seni düşünüyorum ve ayağın acımasın diye bütün gece iki büklüm koltukta yatıyorum; haber vermeden gidiyorsun ve nedeni sıkılman!"

"Sen ayağım acımasın diye mi..."

"Evet aptal. Konumuz bu mu?"

Harry derin bir nefes aldı.

"Gel otur bir konuşalım." Draco elini saçlarından geçirerek Harry'nin yanına, yatağına oturdu.

"Sorumsuz davrandım üzgünüm."
Draco Harry'nin yüzündeki yorgun ifadeyi gördüğü için başını salladı. Çünkü bir şeyler söyleyeceğinin farkındaydı.

"Ve bu diğer mesele... Senden gizlediğim bir konu var evet,ama bu senin içindi. Zamanı gelince söyleyeceğim ama o zamana kadar söyleyemem. Bende gerçekten yoruldum ve karşında direnecek gücüm yok. Lütfen beni çaresiz bırakma ve... Sarıl bana." Harry'nin güzel yeşil gözleri dolu dolu olmuştu ve Draco bunu görür görmez karşısındaki çocuğa kollarını doladı. Ellerini saçlarının arasından geçirdi ve başının üstüne bir öpücük kondurdu.

"Tamam, buradayım ve sen hazır olup zamanı gelinceye dek burada kalacağım."

All For You ( Drarry )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin