İnce ceketiyle rüzgar iliklerine geçerken artık delirmeye başladığını hissediyordu Harry. Özlemi, aşkı, öfkesi ve umutsuzluğu onu delirtiyordu.
Cumartesi,sessiz ormanlık bir yerde oturmuş sigarasını içiyordu. Evet, Harry sigaraya başlamıştı. Nedeni yoktu. Ne yapacağını bilmiyor ve ondan geri kalan çoğu şey onu delirtiyordu. Her şey onu delirtiyordu.
Sigarayı dudaklarının arasına aldı ve rüzgara eliyle siper alarak çakmağı yaktı. İçine çektiği nefes ciğerlerini yakıp sızlatırken, aç olduğu için midesi daha da bulandı.
Ne olacaktı? Draco elbet onu unutacaktı. Ne olacaktı o zaman? Onu unutmasını istiyordu evet,ama istemiyorduda.
Harry'nin gözleri dolarken titrek bir nefes çekti sigarasından. Kim demişti erkekler ağlamaz diye? Harry ve Draco her gün ağlıyordu. Aynı ağaca yaslanıp,her gece ağlıyorlardı.
Harry paketi bakmadan açtı,eline bir şey gelmediğinde kafasını yere indirdi. Paketi bitmişti. Derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı.
Herzamanki dükkana girdiğinde,beş paket sigara aldı. Buda olmasa bütün hafta nasıl dayanacaktı?
Dükkandan çıkıp Hogwarts'a dönme kararı aldı. Dalgın dalgın yürürken bir anlığına bakışlarını kaldırdı. Olduğu yerde adım atamayacak şekilde kitlendi. Kaldıramayacağım artık,dedi içinden, kaldıramıyordu.
Draco ve Hufflepuff kızının dudakları birleşikti.
Harry biliyordu, sevmiyordu o kızı. İstemiyordu. Hiçbir şey hissetmiyordu onun hakkında. Öylesineydi o kız. Harry'i öperken hissettiği şeyin zerresini hissetmiyordu onun için.
Ama Harry son zamanlarda hiçbir şeyi bilmiyordu ki. Onu unutacaktı dememiş miydi zaten? Çelişkili olsa da acı çekmemesi için kendisini unutmasını da istiyordu. İstediği oluyordu.
Aklına verdikleri söz geldi.
"Kimseye sana dokunduğum gibi dokunmayacağım,kimseyi seni öptüğüm gibi öpmeyeceğim,ve kimseyi sen sevdiğim gibi sevmeyeceğim."
Draco sözlerini bitirdiğinde Harry kocaman gülümsedi ve ellerini soğuktan daha da beyazlamış ellerle kenetledi.
"Kimseye sana dokunduğum gibi dokunmayacağım,kimseyi seni öptüğüm gibi öpmeyeceğim,ve kimseyi sen sevdiğim gibi sevmeyeceğim."
Draco Harry'nin sözleri biter bitmez nefes almasına izin vermeden dudaklarını kıpkırmızı dudaklara bastırdı.
"Kimseye sana dokunduğum gibi dokunmayacağım,kimseyi sen öptüğüm gibi öpmeyeceğim,ve kimseyi seni sevdiğim gibi sevmeyeceğim."
Harry'nin dudakları istemsizce hareket ediyordu. Dalıyordu herzamanki gibi,ama daha derine bu sefer. Ve ağzından akşama yemeğine kadar bu kelimeler dökülüyordu.
"Harry hiçbir şey yemedin."
Hermione'nin sesiyle kafasını tabağından kaldırdı Harry.
"Canım istemiyor."
"Harry belli etmemen lazımdı değil mi?"
"Evet ama cidden canım istemiyor Herm."
Kızın gözlerinden çıkan ateş Harry'ye ulaştığında " Ah,peki."dedi ve önündeki fasulyeye çatalını batırdı. Hermione az çok ikna olduktan sonra Harry göl kenarına rastgele bir ağacın altına oturdu.
Cebindeki paketten bir sigara çıkarıp yaktı. İçine çekerken gözlerini kapattı.
"Harry sen sigara mı içiyorsun?"diyen sesle başını kaldırdı. Draco saçları dağınık bir şekilde ona bakıyordu.
"Seni ilgilendirmez Malfoy."dediğinde çocuğun kahkaha atması bir oldu.
"Yalnızız,bana Malfoy deme."
Sarışın çocuğun sözleri biter bitmez kendini Harry'nin yanına çimenliklere atması bir olmuştu. Etrafta tok bir ses oluştuğunda Harry şaşkınlıkla kendini atan Draco'ya baktı.
"Sen iyi misin?"dedi Harry hafifçe ona dönerek. Draco kıkırdayıp doğruldu. Saçları gözünün önüne gelmiş,ve Harry ile oldukça yakınlaşmıştı.
Harry içki kokusu aldığında Draco'nun sarhoş olduğunu anlamıştı.
"Sen içtin mi?"
"Öyle böyle değil. Hayvan gibi içtim. İki şişe viski bitirdim,ondan önce içtiğim ısınma şaraplarını saymıyorum bile."dedi gülerek. Gülerken de elleri dağınık saçlarını daha da karıştırıyordu. Harry istemsizce gülümsedi.
"Neden içtin?"
"Birde soruyor musun Harry Potter? Senin yüzünden!"dedi kaşları komik bir biçimde çatılırken. Harry'nin gülümsemesi yavaşça buruklaştı.
Harry kafasını göle çevirip sigarasını içmeye devam etti.
"İçme şunu!"dedi Draco Harry'nin elindeki sigaraya ulaşmaya çalışırken. Harry elini geri çekip Draco'ya uzak durmasını söyledi. Ama Draco dinlemedi ve Harry'nin üstüne düştü.
"Gözlerin hala çok güzel..."diye mırıldandı sarışın çocuk. Harry'nin eli gevşeyip sigarası göle doğru yuvarlandı.
"Beni hala seviyorsun Harry,ve bende seni. Neden ayrıldın ki benden? Neden beni sevmediğini söyledin?"dedi Draco gözleri dolu bir şekilde. Harry artık son raddedeydi. Her şeyi anlatmak istedi. Onu nasıl sevdiğini,nasıl özlediğini anlatmak istedi. Hem sarhoştu,ne olur ne olmaz diye obliviate büyüsünü de yapardı. Evet,evet öyle yapacaktı.
"Öyle olması gerekiyordu Draco. Bende istemezdim senden ayrılmayı. Ama yapmak zorundaydım."
"Nedir seni bu kadar zorlayan şey?"dedi meraklı gümüş gözler zümrütlerde dolaşırken.
"Bunu sorma."dedi Harry onun altından onun canını yakmadan nazikçe çıkarak. Sırtını ağaca yaslayıp özlediği manzarayı izlemeye başladı.
"Beni hala seviyor musun?"
"Evet Draco, seviyorum."
Harry lafını bitirir bitirmez Draco'nun dudaklarını dudaklarında hissetmişti.
Ah,nasıl da ilk gün olduğu gibi bütün tabularını yıkabiliyordu bu çocuk?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All For You ( Drarry )
De Todo"Senin için Draco, yaptığım ve çektiğim bütün her şey senin için." @Tüm haklar saklıdır.