Harry gözlerini açtığında yataktan kalkmadı. Pencereden içeri vuran ışığın renginden kuşluk vakti olduğu anlaşılıyordu. Sonunda yataktan kalktığında kıyafetlerini alıp banyoya gitti. Uyuşuk bir şekilde duşta dahil bütün işlerini halledip giyindi ve çıktı.
Islak saçlarını umursamadan cübbesini almadı ve kendini odanın,okulun dışına attı. Rüzgar içine işlerken gözlerini kapattı.
"Harry!"
Adının seslenilmesi ile gözlerini açtı. Hagrid nefes nefese onun önünde durdu."Draco,Draco revirde! Onu yasak ormanda buldum, baygındı. Düşmüş sanırım."dediğinde Harry'nin nefesi kesildi. Onun yüzündendi.
Revire doğru koşarken Draco'dan başka hiçbir şeyi düşünmüyordu. Ayağı takılıp düşerken kolumu yerdeki taşa çarptı. Umursamadan ayağa kalkıp eskisinden daha hızlı koşmaya başladı. İçinden ona bir şey olmaması için bütün duaları ediyordu. Revire girdiğinde madam pomfrey'i görüp ona doğru ilerledi.
"Draco,iyi mi?"dedi. Sesi hırıltılı çıkıyordu ama umrunda değildi."Harry,sakin ol o iyi. Sadece başını çarpmış. Kolunda bir kaç sıyrık var,o kadar. Şuan içeride verdiğim ilaçlardan dolayı bilinci kapalı."
"Onu görebilir miyim?"
"Tabi."dediğinde Harry hemen hasta yataklarının olduğu yere girdi.
Onu gördüğünde tekrardan emin oldu,kalbi asla ondan başkası için atmayacaktı. Yanına uyanacak korkusuyla yavaş ve sessiz adımlarla ilerledi. Sarışın çocuk oldukça zayıf olduğundan ve yatağın tam ortasında yatıyor olduğundan dolayı, yatağın sağ ve sol tarafında boşluk vardı.
Harry yatağı sarsmamaya dikkat ederek sağ boşluğa oturdu. İlk önce kimsenin gelmediğinden emin oldu ve Draco'nun beyaz,iki üç çizik olan elini tuttu. Dün geceden morarmış olan elini farketti Harry,ve sol kolunun acısını. Ama hiçbir şey şuan onun yanında olmasından önemli değildi.
"Sana bir şey olsa kendimi ve babanı acı çektire çektire öldürürdüm..."diye mırıldandı ve elleri çocuğun dağınık sarı saçlarını buldu. Onları nazikçe okşadı. Son kez dokunuyor gibi. Belki de son kez dokunduğunu bilerek.
Bildiği başka şeylerde var.
Bundan sonra her şey daha farklı olacaktı. Daha zor,daha katlanılmaz,daha acı dolu.
Nasıl katlanacaktı Harry buna? Draco gitmişti,hatta kendisi bırakmıştı. Gücü tamamen elinden alınmışken nasıl duracaktı ayakta? Bütün okul ona karşıydı,en kötüsü Draco ondan nefret ediyordu. Harry Draco'yu kırmıştı. Harry Draco'yu ağlatmıştı.
Sarışın çocuk bulanıklaşırken yanağından çenesine doğru inen bir damlayı hissetti Harry. Sanki kalbi daha da eziliyordu. Kalbi ölüyordu Harry'nin. Sarışın çocuğa yaklaşıp dudaklarını sargının yanına, anlına bastırdı.
"Seni seviyorum Draco."
Sonra yanağına.
"Her zaman sevdim."
Burnuna.
"Hep seveceğim de."
Dudaklarına.
"Umarım bir gün anlarsın."
Harry'nin yanağından düşen bir damla Draco'nun dudağına damladı. Harry son kez,özleyeceğini bildiği dudaklara kendi dudaklarını bastırdı.
"Seni seviyorum Draco."dedi ve arkasına bakmadan hızlıca revirden çıktı. Madam Pomfrey'i gördüğünde gözyaşlarını sildi ve sesini güçlü tutmaya çalıştı." Buraya geldiğimden ve onu gördüğümden o da dahil kimsenin haberi olmasın, lütfen."
Madam onu onayladığı zaman içi hala son kez ona bakma isteği ile dolup taşıyordu. Ama durmadı, eğer durursa geri dönerdi,ve geri dönerse ayrılması zorlaşırdı.
Dışarı çıktığında soğuk hava daha sert yüzüne çarptı,ve tekrardan titredi Harry. Şimdi Hagrid'i bulması gerekiyordu.
Çok geçmeden onu bulduğunda yanına gitti." Harry,Draco'yu gördün mü?" "Evet,evet fakat onunda dahil kimsenin haberi olmaması gerekiyor."
Harry karşısındaki yarı dev adamın kalın kaşları çatılırken tekrardan söze başladı.
"Lucius Malfoy,Draco'nun babası eğer ondan ayrılmazsam..."diye lafa başlamıştı ki yanlarından koşarak geçen Pansy susmasına sebep oldu.
Pansy onu görünce gözleri alev aldı. Ona doğru ilerledi ve bütün gücüyle onu ittirdi. Harry'nin sırtı duvarla buluşurken herhangi bir tepki vermedi.
"Senin yüzünden! Aptal! Senin yüzünden revirde! Aptal pezevenk! Pislik herif!"
Kızın ağlayarak bağırması ile bir sürü kişi onların etrafında toplanmıştı. Kalabalığın arasından Hermione çıkıp Pansy'yi çok sert olmayacak şekilde kollarından çekti.
"Neler oluyor burada?!"
"Onun yüzünden Draco revirde! Dün gece yasak ormanda düşmüş! Hepsi bu piç yüzünden!"
Herkes Harry'ye nefretle bakarken Harry zorda olsa yapması gereken şeye odaklandı.Rolünü yapması gerekiyordu." Arkadaşın için üzüldüm fakat bu benim suçum değil,onu zorla yasak ormana götürdüğümü hatırlamıyorum."dedi ifadesiz bir biçimde.
Kimsenin söylediği şeyi duymamak için yürüyebildiği en hızlı şekilde yürüdü. Kahvaltı yapmak istemiyordu,ama belli etmemesi lazımdı.
Büyük salona ilerlerken Hermione ona yetişti."Harry,iyi misin?" Aslında ikisi de cevabı biliyordu." Değilim Hermione,ama rolüme devam etmem lazım."
Harry salona girerken öfke dolu bakışlar çoktan onu dönmüştü. Harry hiçbirine bakmadan Gryffindor masasına ilerledi. Yemek yemesi gerekiyordu. Normalde oldukça yemek yiyen biriydi, şimdi birden kesmesi bu olaya bağlanılırdı. Önüne iki üç parça bir şey aldı ve yemeye başladı. Hızlı yiyordu,bir an önce şu salondan çıkmak ve aptal bakışlardan kurtulmak istiyordu.
Peki Draco ile karşılaştığı zaman? Anlındaki kendi yüzünden olan yarayı, gözlerindeki nefreti,ve kimseye -Harry de dahil- göstermeyeceği kalbindeki kırıkları hissedince Harry nasıl ona sarılmadan durabilecekti?
Derin bir nefes alıp masadan kalktı. Kimseyle göz göze gelmemek için bakışlarını kapıya dikti ve salondan çıktı.
Biri ona omuz attığında kafasını çevirdi. Blaise ona bir şey dese yumruk atacakmış gibi bakıyordu. Harry hiçbir tepki göstermeden ilerlemeye devam etti. Yeterince uzaklaştıktan sonra mırıldanmasına engel olamadı.
"Daha yeni başlıyorsun Harry..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All For You ( Drarry )
Acak"Senin için Draco, yaptığım ve çektiğim bütün her şey senin için." @Tüm haklar saklıdır.