"Chim..."
"Sana benden uzak dur dedim ama sen gelip kulağımı öpüyorsun! Ayrıca hakkın olmadığı halde beni kıskanıyorsun! Aptalsın."
Mola vermek için çıktığım çatıda bile beni bulmuştu. Şimdi ise tutturmuş, ne zaman atarımın biteceğini soruyordu.
"Sadece fazla uzattın tamam mı? Eski halimize dönelim işte."
"Kusura bakma ama bu iğrenç zihinle hareket ettiğin sürece, bırak senle eskiye dönmeyi, aynı çatı altında bile olmak istemem!"
Derin bir nefes alıp benden uzaklaşmış ve tam olarak bir dakika bekledikten sonra tepinmeye başlamıştı. Cidden tepiniyordu. Üstelik yetmezmiş gibi bir de homurdanıp saçını çekiştiriyordu.
Benim şaşkın bakışlarım eşliğinde tepinmesini bitirdiğinde bana dönmüş ve üstünü başını düzeltmişti.
"Benimle yemeğe çık."
"Nasıl?"
"Duydun işte. Benimle bir akşam yemeğine çık. Gerçekten ne halt olduğumu o zaman anlarsın."
"Kusura bakma ama ben senin ne mal olduğunu çoktan anladım zaten. Daha da tanımama gerek yok."
"Yanlış düşünüyorsun. Sana şu ana kadar pek iyi yaklaşmadım kabul ama bana bunu düzeltmek için şans ver."
"Neden sadece altına almak için uğraştığın birine bu kadar ısrarcısın? Dışarda zibilyon tane insan var onlarla uğraşsana."
" ... Sadece seninle, yani... Ah, bak galiba senden hoşlanıyorum ve bilirsin... Seninle çıkmak istiyorum işte!"
Tanrım lisede falan mıyız?
"Jungkook-"
"Amirim!"
Aniden Hoseok balkona dalmıştı. Neden nefes nefese bu?
"Kim Jungwoo geldi amirim. Teftişe..."
"Sikeyim, hani yarın geliyordu bu herif?"
Ay benim gönlümün efendisi gelmiş!
Hoplaya zıplaya içeriye girmiş ve Hoseok'un şaşkın nidalarını görmezden gelmiştim. Beni buraya atayan ve aynı zamanda, bana hep değerli bir mücevhermişim gibi davranan bir adamdı.
"Bay Kiim~"
Büroya girdiğim gibi bana dönmüş ve kocaman gülümsemişti.
"Jimin-ah! Nasılsın?"
Kocaman sarılıp ardından saçlarımı hafifçe okşamıştı. Anam soft oldum durun.
"Üstüm."
Jungkook odaya giriş yapıp Jungwoo'ya selam verdi. Ardından çatık kaşları ile ikimizi süzdü.
"Erken geldiniz efendim."
"Evet, sürpriz oldu ama ben teftiş için gelmedim."
"Öyle mi? Neden buradasınız öyleyse?"
"Jimin."
"Ne?!"
Jeo ile aynı anda bağırıp Jungwoo'ya baktık.
"Jimin için geldim. Ona bir yemek borcum vardı ve bunu ödemek istiyorum. Ne dersin Jimin-ah? Müsait misin?"
"E-evet tabiki de müsaitim. Yani sen çağıracaksın ve ben gelmeyeceğim? Ahah, iyiymiş-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fichu, Police! _JiKook_
FanfictionHey, mister policeman I don't want no trouble {What The Duck serisinden uyarlamadır.} #police 119 hikaye arasından 1.!