14. Bölüm

7.7K 88 13
                                    

Yeni bir hayat, yeni umutlar demektir. Diyarbakır'dan İstanbul'a geldiğim günden beri gerek hayatıma aldıklarım, gerek gördüklerim beni Diyarbakır'dakinden farklı kılıyordu. "Nasıl bir farklılık sebebin olabilir ki?" diye sorulacak olursa eğer şüphesiz verebileceğim en kesin cevabım; abim. Hayatımı, beni, duygularımı ve düşüncelerimi hatrı görmezden gelinemeyecek bir şekilde etkiliyordu. Ben de yarattığı en büyük değişim ise kesinlikle duygular sonucu davranışlarımdı. Düşünüldüğünde ben dış görünüşü iyi olan herkese yavşardım belki ama -ki yani diyarbakırda dış görünüşü iyi olan kim var amk???? yavşayamadım kimseye sap kaldım ımınıkıyım- daha önce hiç kimseye karşı sancı hissetmedim,hiçbir zaman birine ağlayacak kadar takılı kalmadım, gördüğümde gözlerimden kalpler fışkırmadı -bu yakışıklı görünce de oluyor ama nys abimde de oluyor snçt- ya da bacaklarımı açtım bekliyorum şu an moduna girmedim hiç. Nasıl açıklayabilirim, gerekli betimlemeleri nasıl kelimelere dökebilirim gerçekten bilmiyorum (yazar kimseyi sevemiyor ve aşık olamıyor kusura bakmayın dğwçdğwçşd bilemiyorum neyin nasıl işlediğini sallıyorum ordan burdan).

Rüyamdaysa abimle evlendiğimizi 8 çocuk doğurduğumu ve yolda da beşizlerimin olduğunu görmüştüm. 8 çocuğun üstüne hangi akılla bir de beşize hamile kaldım ben amk.d Aşiretiz, diyarbahırlayah okey de ne bu yani cınım. Her neyse Meriçcanberkuşum evimin direeee olmuştu. Rüyası bile güzel be ahh ahhhhh! Bu rüyanın üzerine yüzümde gülümsemeyle uyanmama karşın derin düşüncelere daldığım yetmez gibi bir de öküz abim tüm çekiciliğiyle odama dalıp yatağımın üzerine oturmuştu. Biraz da benim üzerime tabi ehehehhe.s :)

"Yia kalksana Meriçcanberkkk!"
"Açım kızım, başımda kazan gibi of lan."
"Leşleşene kadar içmeseydin sen de gerizekalı. -kokladım- iyi en azından duş almışsın."
"Konuştuklarına dikkat et yoksa senin dilini kopartırım Dilan!" anlamaz gözlerle ona bakıyordum. Dilan mı??? Dilan derken? Sudenazsu'yum be ben ne diyosun aptal orospu! Gözlerime yaşlar hücum etti. İçime kaçan sıpartaküsle attığım naara eşliğinde üzerimdeki çöp parçasını paçavra gibi yere serdim. Bir hışımla kalkacaktım ama hasiktir...çıplak yatmıştım. Yani çıplak derken of..s Napçam şimdi gaaaddd. Of geliyo üstüme üstüme bu meriçcanberk orospusu da. İşte şimdi sıçtın sns!

"Lan neydi lan bu lan he lan söylesene lan ulan lan!" Konuşmayı unutmuş aptal öf.s.s.d

"Çık odamdan!" yürek yemiş sanki mübareeeeekkk neyime güvendim evladdıımm....

"Bana bak Sudenazsu seni bu yatağa gömerim! Duyuyor musun beni???!?? Sinir etme lan beni yeni yetme!" Bakışları beni delip geçiyordu,eriyordum. İlanı aşk değildi de neydi bu söyleyin bana?? Yeni yetme... yani diyor ki yeni doğan aşkım. Ahh ahh sen de benim bitanem sen de benim.s

"Lavaboya gitmem gerek." donuk bakışlarını gözlerimden bir an olsun ayırmıyordu. Haşinim benim!

"Git." bana saatler gibi gelen süre sonra üzerimden kalkmıştı belki ama odamdam çıkmıyordu işte. Of ne yapacağım ben.

Ellerimle örtüyü sıkıyordum ki gür sesiyle "Gitsene kızım." diyiverdi. APTAL ÇIK GİT LAN BEN DE GİDİYİM SENİ OROSPU PİS MAYMUN ALDATICI KAHPE! Oh.d

"Gidemem çık odadan." bakamıyordum bile yüzüne. Allam aramızdaki tek engel çarşaf of ölcem!

"Doğru mu anlıyorum? -sesindeki neşeli ton ona bakmama sebep olmuştu. Sikeyim anlamıştı kesin bu sırıtmasının başka hiçbir açıklaması olamaz!- karşında ben varken ayağa kalkamayacak durumdasın. Ne oldu etkilendin mi benden??? Yoksaaaa göstermemen gereken şeyler mi ortada?? Söylesene Sudenazsu -örtünün ucunu yavaş hareketlerle kavradı. lütfen çekme lütfen!- doğru mu anlıyorum?"

"Yapma." kedi yavrusunu andırarak çıkmamış sesimle kesin dikkate alırdı şimdi beni, aksi mümkün değil yani(!) Of aptalım aptaaaalllll!

Örtüyü kavradığı ellerini sıkılaştırdı. Eli yavaş yavaş yukarı kalkarken gözlerimi kapatmak zorunda kaldım. Sikeyim işte şimdi bitmiştim!


Sırtımda hissettiğim ellerle gözlerimi titrekçe aralamam bir oldu. Bu olana inanmakta güçlük çekiyordum. Ortama yaydığım yutkunma sesimin eşliğinde ellerimi göğsüme çıkarıp içeriden örtüyü kavradım. Evet doğru duydunuz, içeriden! Örtüyü açmamış aksine üzerime sarmıştı. Sırtımda hala yerini koruyan eliyse örtünün ucunu tutuyor olmalıydı.

Meriçcanberk.. yiğidim... bebelerimin babası, kanlı pıçaklı herifim benim.!.!!1!

Gözlerime diktiği gözleri o kadar duygusuz bakıyordu ki bir kez daha aşık oldum... Geçen bir kaç saniye sonunda arkasına bakmadan odadan çıkarken kapının önünde duraksayıp "Şimdi gidebilirsin güzelim." dedi. Sessiz bir mırıldanmadan ibaretti belki ama güzelim demişti bana. Güzeldim hem de ona ait bir güzel. Ah tanrım bugün mükemmel başladı!!!! İşte şimdi bacaklarımı açtım bekliyorum değil, bacaklarımı birbirine geçirip sancımı bastırmaya çalışma zamanıydı! 

Herifim odadan çıkar çıkmaz üzerime hızlıca geceliğimi geçirdim. Şimdilik idare ederdi sonuçta. Bornozumu alıp doğruca banyoya gittim. Önce çişimi yapıp sonra kendimi incelemeye başladım. Ne güzel kızım ayol ehehehhe.s  Daha fazla oyalanmadan kendimi ılık suyun kollarına bıraktım. Rahatlatıcı bir duşun ardından kendime geldiğimi hissediyordum. Yumuşacık bornozumu sarınıp paytak paytak odama gittim. Güzelce giyinip saçımı dağınıkça topladım. Hafif bir makyajın ardından da aşağıya kahvaltı hazırlamaya indim.

Haşin erkeğim koltukta uyuyakalmış -ne kadar da tatlı minnoşum- sessizce mutfağa gittim. Ona çok güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordum. Mümkün olduğunca sessiz hareketlerle mükellef bir sofra hazırlamıştım. Tek eksik domates ve salatalık doğramaktı. Usulca işimi hallederken ensemdeki nefesle irkildim. ''Ben çok açım güzelim.'' Dikkatlice arkamı dönüp masayı gösterdim;'' Sofra hazır, bunları da doğrayıp geliyorum. Başla sen.''( AĞAĞAĞAĞĞAĞA ÇOK YAKIN, MUTLULUKTAN ZIPLAMAMAK İÇİN KENDİMİ ZOR TUTUYORUM.) Sakin hareketlerle kafasını iki yana salladı. ''Cık, benim canım tatlı istiyor.'' Haydaa sabah sabah napacak bu deli tatlıyı-gerçi öğlen olmuş ama neyse- ''Şey... Heh dolapta bal ve reçel de olacaktı onları da koyayım masaya istersen?'' diye sordum. Yine kafasını iki yana salladı. ''Cık, yanlış cevap. Seni yesem olmaz mı?'' diyerek göz kırptı. EYVAH DÜŞÜYORUM!!!

Bön bön suratına bakarken gülüp burnumu ısırdı. MERİÇCANBERK BENİM BURNUMU ISIRDI!!! NOLUYOR LAN BU ÇOCUĞA?! Neye uğradığımı şaşırmış halde ona bakarken o çoktan bir sandalye çekip oturmuştu bile... Şımarık bir yüz ifadesiyle ''E hadi kızım ne bakıyorsun getir de yiyelim artık.'' dedi. Silkelenerek kendime geldim. Hızlı hareketlerle son dokunuşları gerçekleştirdim. Karşısına geçip oturdum. Bugün niye bu kadar mutlu bu çocuk lan? Nefes almadan yerken birden durdu ve bana dönüp ''Davetiye mi bekliyorsun güzelim?'' diyerek gülümsedi. ''Hah.. Şey... pardon ya dalmışım.'' dedim ve bir lokma ekmek yedim.

Son tabağı da makinaya yerleştirip salona geçtim. Meriçcanberk televizyon sehpasında bir şeyler arıyordu. Merakla yanına gidip ''Ne arıyorsun?'' dedim. ''Sonunda bitti işin, film seçiyordum. Hangisini izleyelim?'' Tanrım rüya mı görüyorum acaba? Eğer öyleyse lütfen uyanmayayım. Elini surat hizamda sallayarak '' Huhu... Kime diyorum? Hangisi?'' Romantik olduğunu düşündüğüm bir filmi seçtim, '' Bu olsun o zaman.'' Kısa bir göz atıp ''Olsun bakalım.'' diyerek filmi hazırladı. İşi bitince bana dönüp ''Hadi mısır patlatalım.'' 

Her şey o kadar güzeldi ki... Şuan Meriçcanberk'in kollarında huzurla film izliyorum. İlginç olan ise o da gayet mutlu görünüyor. Bugün beni o kadar şaşırtmıştı ki olanları düşünmekten filme odaklanamıyorum. Aha! Ana karakter kıza doğru yaklaşıyor, galiba öpecek. Yoksa, yoksa şimdi biz de mi?? İstemsizce gerilmiştim ve bunu üvey abim fark etmiş olmalı ki sırıtarak bana bakmaya başladı. ''Ne var? Niye öyle bakıyorsun?'' dedim her şey normalmiş gibi. Daha da yaklaşarak ''Nasıl bakıyorum?'' diyerek kaşlarını aşağı yukarı oynattı. Yapma vicdansızın oğlu, yiyesim geliyor. ''Öpecekmiş gibi bakıyorsun.'' dedim. ''Çünkü öyle yapacağım.'' Hasikomee  

Abim Bir Mafya +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin