***
Şu anda Ayşenaz safinaz bebeği tepemde beni uyandırmaya çalışıyor. Bugün pazartesi okulun ilk günü sanmayın ki pazartesi düşmanlarındanım, hiç de değilim valla haftanın ilk günü ne güzel niye sevmeyeyim ki çok saçma bir düşünce bence pazartesiyi sevmemek. Ya da sevmeyedebilirim. Benden bahsediyoruz sanuçta anım anımı tutmaz ki benim. Ama bugün seviyorum amaaan boşberin şimdi pazartesiyi...Yavaşça doğruluyorum ve Ayşenaz gacisinin çenesini kapatmış oluyorum Lavabodaki işlerimi halledip kahvaltımı yapıyorum tabikide nazik bir şekilde değil ayı gibi dalıyorum sofraya yemek yemeye bayılırım hele demli ve şekersiz çaya ohhh mis bu arada size çay sevdalısı olduğumu da demiş oldum:)gıcık safinaz beni erken uyandırmış, ona gıcık bakışlar atıp odama giriyorum.
Lacivert oku pantolonunu hızlıca giyiyorum ve bordo lagos tişörtü üstüme geçiriyorum. Sevgili kolonyamdan sürünüp mutfağa giriyorum size dememiştim dimi ben babamın sevgili kızıyım yani aslında beni oğlu gibi görür :)
Ablamlarsa annemin gözbebekleri ve bizim sekizgillerin favori kızlarından iki tanesi. Beni de çok severler ama sadece onları eğlenirdiğim için yoksa hiçbir zaman şu akrabalar arasında örnek gösterilen hanım kızlardan olamadık vesselam.
Anneme yaklaşıp yanaklarını öpüyorum ve "Oo benim Sevgi Sultanım bugün ne de mutlu öyle" diyorum sevecen olmaya çalışarak ama bence hiç olmadı çünkü bu aile hergün iki tane tatlış ve güzel kızla birlikte benim onlara sevimli görünme olasılığım biraz düşük sanırım. "Oo Ayda Hanım bu ne neşe sabah sabah" diyor Sevgi Sultan.
"Nereden olacak Sultanım senin gibi bir anneye sahibim ya daha ne isteyeyim" diyorum. Kahkaha atıyor ve bana sıkıca sarılıyor. "Neysem hadi size eyvallah, servis gelmiştir şimdi bizim moruk bana yine laf felan sokar bu sefer kavga etmem cıngar çıkartırım valla."
Süslü ablalarım bana biz bu kızı nasıl nazik bir hanfendi yapabiliriz diye sohbete başlıyorken ben evden çıkıyorum ve spor ayakkabıların bağcıklarını bağladıktan sonra merdivenlerden inmeye başlıyorum bizim alt kat boş değilmiydi ya, kapının önünde bir çocuğun ayakkabısını giydiğini görüyorum kafasını kaldırdığında siması tanıdık geliyor ama tam çıkartamıyorum bana "Günaydın" diyor.
Umursamıyorum ve omuz silkip merdivenlerden iniyorum. Ben servisi beklerken o çocuk benim biraz ilerime doğru yürüyor ve orada bekliyor.
Servis geldiğinde servise doğru ilerliyorum ama o çocuk benden önce servise biniyor ve bizim moruğa birşeyler söyleyip benim herzaman oturduğum tekli koltuğa oturuyor. Ona gıcık olsamda bugünlük birşey dememeye çalışıyorum ama sadece indirmeli kalıyor. Ben de mecburen onu indiriyorum ve sakince oturuyorum ben daha geçen gün sırf bu yüzden kavga etmiştim morukla.
Moruk dediğim tabikide şoförümüz Şerif Amca. "Ben sana demiştim orası senin yerin diye" diye mırıldandıyor büyük bir keyifle. Size biraz sabırsız ve biraz da deli olduğumu demişmiydim demedim çünkü biraz değil baya sabırsızım ve biraz deli değil zırrr deliyim. Hızla ayağa kalkıyorum ve "Öyle miydi Şerif Amca" diyorum sinirle bundan önce üç kere daha onu dinlememiştim ben servise sonradan geçtiğim için benim orada oturmamı söylemişti servistekilerin çoğu kolejde okuduğu için Şerif Amca onlardan yanaydı ve aslında ön koltuk boştu ama benden sonra bir hanımefendi bineceği için böyle sıkıntılar yaşamıştık tabikide o gün de onu dinlememiştim ve o öndeki koltuğa oturmuştum."Şerif Amca şimdi sen diyorsun ki ben sabah sabah bu kızla uğraşayım biraz, eyvallah ben kabulum uğraşırız evelallah" diyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTİ PRENSES!
HumorŞaşırmış ifademle "Ne yani sen şimdi bana prenses mi dedin?" diyorum.Emir ise sağ elini saçlarından geçirirken "Hayır canım, anti prenses dedim. Senden prenses felan olmaz." diyor. O sinirlenmemi beklerken ben "Hah doğru dedin işte. Aynı senden ad...