içeride ki gülüşmelerle kabanımı fırlatırcasına kenara bırakıp mutfağa doğru yöneldim. yağız mutfaktaydı. bir miktar orada olması şok olabilirdi fakat asıl detay karşısında ki Seda'ydı.
beni fark edip ellerinde ki kahve bardaklarıyla bana döndüklerinde kaşlarımın daha fazla çatıldığını hissetmiştim.
"ah tatlım kahve alır mıydın ?" seda 'nın yarım yamalak gülüşü ve yağız'ın tepkimi ölçer bakışları arasında kafamı yerin dibine sokmak istedim.
"h-hayır. ne yaptığınızı sanıyorsunuz ? "
kekeleyerek cümleye başlamam pek hoş olmamıştı. bu soruyu sormuş olmamda tabiki.
seda daha da sırıtmaya devam etti. ağzını açmak üzereyken yağız'ın sesiyle hevesi kesildi.
"sen dışarda bekle seda. gelip eve bırakırım seni. "
kesilen hevesiyle elindeki fincanı tezgaha bırakarak seda hızla bahçeye çıktı.
"burada ne işi var onun ?"
"dün gece dediklerini düşündüm. haklısın. senin benden önceki kurulu düzenin ve benim ihtiyaçlarım doğrultusunda seni haklı buldum."
sol beynimin uyuşmaya başlamasıyla olduğum yere sabitlendim. beyninden vurulmuşa dönmek sanırım tam olarak buydu. tam şuan. vurulmuştum.
"bu sebeple bu süreçte seda'yla görüşüyor olacağım ve oda bulunduğumuz durumu zaten biliyor. seninde pek etrafta sürtmemek şartıyla erkek arkadaşınla olan ilişkini göz ardı edeceğimden emin olabilirsin. "
ne kadar süre orada kaldım bilmiyorum. zaman kavramı uçmuştu fakat hayat durmamıştı. önce yağız yanımdan geçip gitti. ardından kapı kapanma sesini duydum. arabayı çalıştırdığını duydum. hareket edemiyordum. oradaydım ama yoktum.
kaan'la buluşmam, yolda aklımdan geçenler, aldığım eski ve yeni kararlar- arasında sadece bir gece vardı-
elime bir bardak su alıp içmeye çalıştığımda ellerimin titrediğini hissettim.
ilk başta aynı şeyi kendim için düşünmüştüm fakat asla böyle bir duruma düşeceğimi tahmin etmemiştim. kendim için olan düşüncemin de süresi gayet kısaydı.
kendimi hızla yatağa attım.
1 HAFTA SONRA-
Beste!
Bırakma beni...
Bade! Bade nerede ?
Hayır... hayır! Bana çok kızgın. Onu bırakamam. Bırakmamalıyım.
Nerede o dedim !!
O her zaman seninle beraber...
HAYIR!
uyandığımda ağlamaya devam ediyordum ve kendimi durdurmam mümkün olmadı. yorganı kafama çekerek kendimi yatağa hapsettim.
bir yandan o anı tekrar yaşıyordum. bir yandan uykumda bağırmadığımı umut ediyordum. çünkü yanımda olmasını istediğim son kişi yağız'dı.
öyle olmadı ve kapım açıldı. bir kabusuma daha küfrettim.
ince bir sesle gözlerimden ateş fışkırmaya başladı.
"tatlım iyi misin?"
seda'nın sesini duymamla yorganı daha sıkı kavradım.
"defol git! seni pis sürtük!"
hava karanlıktı. gece yarısı olduğu belliydi. fakat bir haftadır olduğu gibi onu bu evde görmek beni bitiriyordu. bu kadar samimi kıyafetlerle özellikle.
ben bağırırken kapımın tekrardan hızla açıldığını duydum. bu sertlik kesinlikle seda'nın açtığı kapı olamazdı. yağızdı. sesinden de anlamış oldum.
"sen ne yapıyorsun burada. çık dışarı hemen."
sedanın odadan çıktığını hissetmiştim. fakat yağız'ın nefesini odamda hissedebiliyordum. yatağımın bir tarafının göçmesiyle yatağıma oturduğunu anlamış oldum.
"sakın dinçer. sakın. çık odamdan. hemen!"
bu seferki kapının sertçe çarpmasıyla odada yanlızlığımla rahat bir nefes aldım.
özlemiştim onu fazlasıyla hemde.
bu olanlarda bana fazla gelmeye başlamıştı. bu beni daha da kahır ediyordu. nedenini bile bilmediğim bu çöküş psikolojimi kötü etkiliyordu.
gözlerim yaşlı uykuya yeniden dalmak üzereyken dış kapının çarpmasıyla irkildim. ardından kendimi uykuya teslim ettim.
yorum ve beğeniye göre devam edecektir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zoraki evlilik
Romancekendini bir anda nikah masasinda bulan ve baska çaresi olmayan bu dünyalar güzeli kız karsindaki gizemli playboyla nasil bas edicek ? "beste özer , kendi özgür iradenizle yağız dinçer i kocaliğa kabul ediyor musunuz ? " ASLA 'evet ' s...