Profesör - 2

1.9K 141 480
                                    

Arabaya kadar gülümseyerek yürüdüğünde bir şey unuttuğunu fark etti ve geri dönüp kapıyı tıkladı. Kapıyı açtığında Harry'nin üzerinde çizgili pijamaları ve ağzında da diş fırçası vardı. Güldü Draco. "Tanrım, çok şirinsin." Daha sonra ellerini siyah dağınık saçların içine daldırıp iyice dağıttı.

"Sadece arabanın anahtarını isteyecektim, anahtarsız çalıştıramayacağımı düşündüm." dedi ve sırıttı Draco. "Oh ovot." Ağzında diş fırçası olduğundan konuşamıyordu Harry. Tekrardan güldü Draco onun bu haline.

Harry içeriden anahtarı getirdiğinde mırıldandı Draco sırıtarak. "Tekrardan hoşçakal." Harry ise elini salladı ve ağzında diş fırçasıyla gülümsemek ne kadar mümkünse o kadar gülümsedi.



•••



Alarmını daha bu sabah beş kez ertelemiş olduğundan zilin sesiyle uyandı Harry. "Oh tanrım, geç kalacağım!"

Daha sonra hızla koşarak kapıyı açtı. Fakat tahmin ettiği kişi değildi. Sirius ve Remus? East Finchley'de yaşarlardı onlar, buralara pek sık uğramazlardı. Eh, çünkü bilirsiniz, Harry'nin evi Covert Garden'daydı ve East Finchley buraya biraz uzaktı. Hatta, baya uzaktı. Resmen şehrin sınırlarında kalıyordu!

Önce vaftiz babasına, sonra da yine babası gibi gördüğü kahverengi saçlı adama sarıldı. "Kendinizi özlettiniz!"

"Ne yazık ki henüz kahvaltı hazır değil, beni uyandıran siz oldunuz." Ne yazık ki diye devam ettirdi içinden. Sirius ve Remus mutfağa geçerken tekrar zil çaldığında Harry resmen uçarak açtı kapıyı. Kapıdan içeri elinde ekmek ve bir sürü kahvaltılıkla giren sarışın adam elindekilerin hepsini yıktı Harry'nin kucağına. Daha sonra yeşil gözlü olanın saçlarını karıştırdı. "Günaydın minik."

Harry kafası karışmış bir şekilde Draco'ya bakarken kaşlarını çattı aklından geçen düşüncelerle. 'Minik mi? Ciddi olamazsın ben senin profesörünüm?'

Sirius içeriden seslendiğinde ise anlaşılan her şey çok daha yanlış anlaşılmıştı. "Harry bu harika! Bizi tanıştıracak mısın?"

Harry yanında duran Draco'ya doğru döndü açıklarken. "Vaftiz babam ve eşi, ikisi de anne ve babamın çok yakın arkadaşıydı."

Draco kafasını sallarken Harry'nin sonradan dediği şey ise aklını karıştırmıştı. "İkisini de babam gibi görürüm." Mutfağa girdiklerinde ise kafa karışıklığı çözülmüş gibiydi.

Sirius gülerek Draco'nun yanına doğru ilerledi. "Merhaba evlat." Sırtını patpatladı. "Ben Sirius, Harry'nin vaftiz babasıyım."

Draco gülümsedi, normalde pek pozitif bir insan sayılmazdı ancak güne böyle başlamak az pozitif hale getirmemişti onu. "Merhaba efendim, ben de Draco, Harry'nin-"

"Evet evet anladık Draco, buna sevindim." Kesti Sirius Draco'nun sözünü. Remus da gülümseyerek sevgilisine baktı. "Hayatım, benim de tanışmama izin verecek misin?"

Daha sonra Draco'ya döndü gülümseyerek. "Remus, gördüğün gibi bu aptalla evliyim." Draco ona gülümsediğinde kararsızca devam etti. "Ve umarım siz de bir gün.. her neyse." Tekrardan kararsızca gülümsedi ve mutfaktan çıkmak için ilerledi Remus. Sirius ise oturma odasına doğru geçerken bağırarak devam ettirdi. "BİZİM GİBİ!"

Draco kafası karışmış bir şekilde Harry'ye baktı. Harry göz devirdi. "Sirius hep böyledir. Hala bir çocuk gibi, aklı bir karış havada."

drarry • one shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin