Harry kesinlikle iyi vakit geçirmiyordu.
Omzuna dağılan kıvırcık karamel rengi saçlar daha da kötü hissetmesine neden oluyordu. Ve karşısındaki görüntü ise.. hepsinden daha kötüydü.
Parkinson tıpkı Hermione'nin kendisine yaslandığı gibi başını Draco'nun omzuna yaslamıştı. Draco ara ara onun kulağına bir şeyler fısıldıyordu ve küt saçlı kız bazen gülüyor, bazen ise sadece gülümsüyordu. Masanın altından el ele tutuştuklarına ise yemin bile edebilirdi Harry.
Hermione başını kaldırıp parlayan gözlerle ona baktığında kızın sevimliliği karşısında kaşlarını kaldırdı. Keşke başka bir şekilde tanışmış olsalardı ya da ona "seni öpebilir miyim" gibi bir soru sormamış olsaydı mesela. Belki o zaman çok yakın arkadaş bile olabilirlerdi.
Harry lavaboya gitmek için masadan kalkıp geri döndüğünde siparişler çoktan verilmişti. Kıvırcık saçlı kızın yanında yerini aldı ve tüm yemek boyunca karşılarındaki çifti en ufak ayrıntıyı kaçırmak istemiyormuşçasına izledi.
Draco kıza o kadar ilgili davranıyordu ki, ona karşı arkadaşlıktan öte duygular beslemiyor olsam bile kesin kıskanırdım diye düşündü yeşil gözlü çocuk. Evet evet, kesin kıskanırdı. Belki de Hermione de en yakın arkadaşını kıskanıyordu.
Yemek boyunca fısıldaşmalarına kulak kabarttı Harry. Oldukça sessiz konuştuklarından dolayı yalnızca ufak bir kısmını duymuş olmasına rağmen oldukça gerilmiş ve rahatsız olmuştu.
"Yemeğini beğenmedin mi tatlım, yemiyorsun."
"Sanırım pek aç değilim, güzelim."
Kızın mimikleri ona ayrı bir cilve katıyordu; küçük gülümsemeleri, dudağını ısırışları, parlayan bakışları... Harry bunların Draco'yu ne kadar etkilediğini tahmin edebiliyordu. Kızın mimikleri onu da etkiliyordu, ama yalnızca baş ağrısı olarak.
"Başka bir yerde baş başa olsaydık ne kadar aç olabileceğini tahmin edebiliyorum oysaki. Yazık."
Kızın yarım gülerek söylediği sözlere dudak ısırdı sarışın çocuk.
"Şu an burası dışında herhangi bir yerde seninle olmak istediğimi bil-"
Fısıltılarının arasında Pansy'nin kaldırıp sarışın çocuğun dudaklarına susmasını söylercesine işaret parmağını yerleştirmesi Hermione'nin de dikkatini çekmiş gibi görünüyordu.
"Biliyorum, tatlım. Gözlerin bana her şeyi söylüyor, mesela..."
Hermione'nin hafifçe bileğine dokunmasıyla fısıltılara olan odağını kaybetti. Kız endişeli görünüyordu.
"Harry iyi görünmüyorsun, ateşin mi var acaba?"
Harry kıvırcık saçlı kızın kendisi için endişelendiğini fark ettiğinde gülümseyip onun elini sıktı.
"İyiyim Hermione, endişelenmene gerek yok."
Harry'nin cevabına rağmen emin olamayan Hermione, onu kontrol etmek için ellerini kaldırıp atmış benzine rağmen kızarmış olan yanaklarına koydu, daha sonra ise alnına.
Gülerek konuştu. "Aslında böyle şeyleri pek anlayamıyorum."
Sağ eli kumral çocuğun alnına gittiğinde ise, az önce gülen dudakları bir o şeklini aldı. "Ama- ama sen yanıyorsun!"
Kıvırcık saçlı kızın tepkisi Draco'yu endişelendirmişti. "Harry tekrar lavaboya gitmek ister misin, bayılacak gibi duruyorsun."
Pansy ilk kez konuşmaya katıldı ancak kumral çocuğu pek de umursuyor gibi görünmüyordu. "Saçmalama Draco, benzinin sadece biraz atmış olması bayılacağı anlamına gelmez."
![](https://img.wattpad.com/cover/169784407-288-k407895.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
drarry • one shots
FanfictionBirbirinden bağımsız mini hikayeler • [#2] in drarry • [#7] in teenfiction