Hikaye ve şarkı tamamen iç içe olduğundan şarkıyı re-play moduna alıp hikaye bitene kadar kapatmamanızı rica ediyorum.
İyi okumalar♡
no magic✨
Bölüm şarkısı:
Runaway - AURORAKoşuyordu, kulaklığında çalan şarkı da kaçmasına yardım ediyordu sanki. Melodiden güç alıyor gibiydi.
Sonunda çimenlerin mavi göründüğü bir yere geldi. Ayın erken saatte çıkmasından olsa gerekti, gökyüzüyle ve bulutlarla birleşen ay ışığı mavi yansıyor gibiydi. Garip ki okyanus gibi görünüyordu. İzlemeye başladı manzarayı. Sesi dinledi.
I was listening to the ocean.
Okyanusu dinliyordum.İç çekti kuzguni siyah saçlı çocuk sonunda kendini çimenlere bırakırken. Yaz aylarıydı ama rüzgar esiyordu,üşümemişti. Üzerinde şort olmasına rağmen.
Daha sonra bir yüz görür gibi oldu ileride.
I saw a face in the sand.
Kumun içinde bir yüz gördüm.Sanki o çok iyi bildiği sarı saçlar parlıyordu. Güneş kadar parlak.. Aklımdan çıkmamasındandır diye düşündü. "Sonunda delirdim. Biraz da senin sayende Malfoy." Göz devirdi.
Ama sonunda o berbat evden kaçmıştı ya. Katlanamamıştı en sonunda. Patlamıştı. Hayır, kendisine eziyet etmelerinden değildi. Sürekli ailesine hakaret edilmesindendi daha çok, ama..
Özgür olmak istemişti.
Sürekli birilerinin onun sınırını çizmesinden bıkmıştı. Başkalarına bağlı kalmaktan, planlara göre hareket etmekten, kurallara göre oynamaktan, sorumluluk almaktan, harika çocuk olmaktan, sürekli birilerinin paçasını kurtaran kişi olmaktan, güçlü çocuk olmaktan...
Artık istediğini yapabilmek istiyordu. Başkalarının ona biçtiği 'önemli' görevler sikinde değildi.
Hayatına kendi karar veremiyorsa yaşamasının ne anlamı kalırdı ki? Ama bu esir hayatı devam edecekse eğer ki, şuracıkta ölmesi onun için huzurlu olurdu.
Kimse bilmezdi.
Tekrar gördü yüzü. Bu sefer gerçek olduğunu algıladı. Ancak sadece bir hayal bu kadar güzel olabilirdi.
But when I picked it up
Then it vanished away from my hands
Ama onu aldığımda
O zaman ellerimde gözden kaybolduElini uzatıp dokunmaya çalıştı güneş çocuğa. Kayboldu güzel çocuk tekrardan. Bir parlıyor, bir gözden kayboluyordu. Eşsiz bir yıldız gibi..
Onunla ilk karşılaştığı anı hatırladı.
Bu iğrenç şeylerin hiçbiri olmamıştı daha. Mutlu bir çocuktu. Yedi yaşında. Annesi ve babası hala yanındayken. Gülümsedi. O kadar çok özlemişti ki onları. "En çok şimdi ihtiyacım var size." dedi. "Söz vermiştiniz!" Bağırmaya başladı ayağının altındaki çimleri hışımla koparırken. "SÖZ VERDİNİZ HEPİNİZ! NEREDESİNİZ?! YOKSUNUZ!"
Rüzgarla hışırdayan çimenlerin, başakların arasına sindi; sakladı gövdesini sessizce ağlarken. Aklını tekrar o güzel anıya getirmeye çalıştı.
Ağacın altında oturuyordum diye düşündü. Bahçemizdeki kocaman ceviz ağacının altında. Annem hiçbir zaman ağaca tırmanmama izin vermezdi.
Küçük bir kıvrılma meydana geldi dudaklarının kenarında.
Babam tırmanırdı ağaca, her Pazar günü. Cevizleri bana atardı, ben de seleye koyardım. O gün ise annemden gizli bir görev değişimi yapacağımızı söylemişti babam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
drarry • one shots
Fiksi PenggemarBirbirinden bağımsız mini hikayeler • [#2] in drarry • [#7] in teenfiction