Dostların Senin Ailen

19 6 11
                                    

Angel ve Luna,odadan çıktıktan sonra Marceline'nin yatağına oturdum ve artık dayanamacağım için ağlamaya başladım. Marceline uyuyordu evet ama o benim her zaman dertlerim için gittiğim ilk dostum olmuştur şimdi uyusa bile beni dinleyeceğini biliyorum.

Marceline'e sarılarak konuşmaya başladım "Annem ve babam trafik kazasında ölmemişler. Onlarda buradanmış ve fani olmadıklarınıda öğrendim. Babama, baba demek istemiyorum beni hiç sevmemiş ve umursamamış. Bu canımı yakıyor Marceline. Sadece 3 gün oldu hastaneden çıkalı ve hayata ayak uydurmaya çalılışırken sürekli yeni bir şey çıkıyor. Buna alışmalıyı mıyız? Bilmiyorum. Belki de bunlar sadece bir rüyadır. Bazı şeyler hatırlıyorum her ne kadar hafızam yerinde olmasa da. Mesela biz eskiden dans ederdik. Edemezdik ama çok eğlenirdik. Daha doğrusu ben edemezdim.

Bizimle ilgili hafızamda çok net olmayıp kalan şeyler var. Daha çok hatırlamaya çalışınca başıma bir ağrı giriyor. Belki bu size de oluyordur ama söylemiyorsunuzdur. Aile olarak sizden başka kimsem yok siz benim herşeyimsiniz. Ve burası gerçek mi biz gerçekten bunları mı yaşıyoruz bilmiyorum uyandığımdan beri anlam verebildiğim tek şey sizsiniz. Diğer olan her şey çok saçma geliyor. Yalnız kalmaktan çok korkuyorum ve sizin beni yalnız bıramayacağını biliyorum. Luna şuan bana sinirli haklı olarak sinirli açıklama yapmadan odadan çıkmalarını istedim. Ama biliyorsun işte anlatıcağım ilk kişi sensin diğerlerine sonradan açılıyorum. Luna'yı daha fazla sinirlendirip endişelenmesini istemiyorum. Senin için fazlasıyla endişeli zaten. Şimdi yanından gidiyorum Marceline. Uyandığın zaman burada olacağım" dedim ve yatağından kalkıp odadan çıktım. Luna kapının önünde dolanıyordu o da ne yapacağını şaşırmıştı. Duvara yaslanmış vaziyette olan Angel beni görünce"ne oldu? neden ağladın Rave? " dedi. Ses tonumu düzelterek "sonra konuşalım lütfen. Luna daha fazla strese girmeden onu sakinleştir."dedim ve kendi odama girdim. Kapıyı kilitledim ve hiç bir şeyi umursamadan kendimi yatağa attım. Ellerimi başımaın arkasına koyup tavanı izledim düşündüm ama bir sonuca varamadım çünkü bu olanlar mantıklı gelmiyordu. Kendime iki seçenek sundum ya bu olanlar bir rüyadır ya da buna alışmak zorundayız.

Kolum kaşınmaya başladı ama bu iki saniye sonra kaşınmadan çok karıncalanmaya sonra da acı verici bir uyuşmaya dönüştü. Kolum da bittiği için mutlu olurken sırtımda ve iki kolumda da başladı. Canım çok yanıyordu ne kadar mantıksız bir düşünce olsa da tişörtümü çıkarıp bir şey mi ısırdı diye baktım ve ayna karşısına geçince acıyan yerlerde mühüre benzer siyah renkli şekiller gördüm. Sanki bunlar elle çizilmiş bir şey veya dövme gibi duruyordu ama yara izi gibi derinin altından olmuş bir şeydi. Canım yanmıyordu ama sızlıyordu baktıkça nasıl olduğunu düşünüyordum. İmkansız gibi bir şeydi b-bu iki kelimeden gerçekten çok sıkıldım ama anlam veremiyorum.  Tişörtümü tekrar giyip odadan çıktım ve koşarak merdivenleri çıkıyordum müdürün odasına gidicektim. Merdivenlerden çıkarken birisine çok sert çarptım ve elektrik çarpmıştı kim veya neye çarptığıma dikkat etmeden 'özür dilerim' diye bağırıp koşmaya devam ettim. Kapıyı tıklayıp gel sesini duymadan içeri girdim. Müdür David önemli bir şey okuyor gibiydi ama onu dinlemeden ve fark etmeden ses tonumu yükselterek "Vücudumda bazı izler var. İz de değil sadece bilmiyorum bunlar olurken canım yandı çizildimi birden mi oldu bilmiyorum ama tek istediğim nasıl ve neden olduğunu öğrenmek"dedim. Müdür David elinde ki kağıtları bırakarak bana bakıyordu sakin bir ses tonuyla gülümseyerek "Raven, sana gölge avcısı olduğunu söylemiştim ve vücudunda çıkan şeyler iz değil kızım. Onlar sadece gölge avcılarında çıkan mühürler. Normal bir gölge avcısında mühürlerin hepsi birden çıkmaz. Sen de toplam kaç tane var?"dedi. Ben şaşkın bir ifadeyle"saymadım"dedim. Müdür David "Hemşire Nicole'un yanına git sonra raporlarını bana getir Raven. Sağlık değerlerin de değişiklik var mı görmek istiyorum"dedi. Ben"Hemşire nerede?"dedim Müdür David "iki kat aşağıda" dedi. Odadan çıkıp hemşirenin yanına gittim. Kapıyı tıklayıp içeriye girdim içeride Benim yaşlarımda bir oğlan ve bir kız vardı. Kız pansuman yaptırıyorduçeri girdiğim zaman Hemşire Mary bana"Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?" Dedi gülümseyerek. Ben de "A şey beni Müdür David göndermişti. Mühürlerim hakkında bilgi ve sağlık raporu istedi"dedim. Hemşire Mary"Mühürlerin mi? Bay David sağlık raporu ve bilgi istiyorsa bir şey var demektir."dedi. Pansuman yaptığı kıza dönerek "Tatlım senin bir şeyin yok ve buraya kontrol için geldiğini söylemiştin ama şimdi daha önemli bir işim var. Çıkabilirsiniz"dedi. Kız suratını buruşturarak bana kötü kötü baktı ve yavaşca sedyeden kalkıp odadan çıktılar. Hemşire"evet şimdi daha açık ve net anlatır mısın?"dedi. Ben"kolumda ve sırtıma önce kaşınma sonra karıncalanma ve en sonunda acı veren bir uyuşma oldu baktığım zaman yara izi gibi şeyler gördüm Müdüre gittiğimde mühür olduğunu ve size gelip kaç tane olduğunu, bilgi almamı söyledi."dedim. Hemşire"tişörtünü çıkarıp sedyeye otur lütfen"dedi. Dediğini yaptım ve Hemşire sessiz söylemeye çalışsada "Aman tanrım" dediğini duydum. Hemşire bana şaşkın ve büyük gözlerle bakıyordu kağıda bir şeyler yazdıktan sonra bana verdi ve odasından çıkıp tekrar Müdüre gittim. Müdür David'e kağıdı uzattım ve o da bana şaşkınlıkla baktı ve "Normal bir gölge avcısında 17 tane mühür olması gerekirken. Raven sen de 23 tane var"dedi. Ben" bu ne anlama geliyor? "Dedim. Müdür David"Ne kadar güçlü olduğunu tahmin bile edemezsin. Gölge avcıları tarihinde bu bir ilk seni Gölge Avcılarının bilgesi ve Başkanıyla tanıştırma vakti geldi"dedi. Ben"pekala"demekle yetindim.

Güçlü olmak hoşuma gidiyordu ama nasıl kullanacağımı, neler yapabildiğimi bilmediğim sürece işime yaramazdı ki. Müdür David ve ben şatonun kütüphanesine gidip değişik bir kapıdan geçtik. Müdür burasının gölge avcıları sınıfı olduğunu söyledi. Kitap okuyan, ders çalışan, sihir yapan, mühürlerini birbirlerine gösteren öğrenciler arasından geçtik ve büyük masa da oturan takım elbiseli bir adam vardı. Müdür David konuşmaya başladı "Merhaba Franco,seninle konuşmamız gereken önemli bir konu var"dedi. Bay Franco"tabi ki David. Bu kız kim? Ondan değişik bir enerji alıyorum"dedi. Müdür gülümsedi sınıftan çıkıp kütüphaneye tekrar döndük ve Müdür tekrar konuşmaya başladı. Beni göstererek "bu Raven. Lety ve Valentine'ın kızı."dediği an Bay Franco'nun gözleri büyümüş çok şaşırmıştı Müdür"sanırım gölge avcıları tarihinde en güçlü avcıyı bulduk"dedi. Bay Franco"Lety ve Valentine'ın kızı olması onu en güçlümiz yapmaz. Sadece iyi bir gölge avcısı yapar David"dedi. Müdür" normal bir gölge avcısında sende de dahil mühürler sırayla yavaş yavaş çıkar ve Raven da toplam 23 tane mühür var. Bunların hepsi bir anda çıktı"dedi. Bay Franco inanmakta zorluk çeken gözlerle bakıyordu şaşkın ses tonuyla"sanırım her şey yeniden başlıyor"dedi. O cümlesinden sonra bana gölge avcılarını ve tüm tarihini anlattı. Şuan onlar dışında kimse bilmiyordu tabi ki dostlarıma söyliyecektim. Kütüphaneden çıkıp hızlıca odalarımızın bulunduğu kata gittim ve hepsini Marceline'in odasına topladım. Luna hâlâ bana sinirliydi ama onlara her şeyi anlattım ve şimdi konuşuyorlardı Victoria"bu mükemmel bir şey"dedi Luna"yanında olacağız"dedi. Angel"uyanınca Marceline'e anlatmak için sabırsızlanıyorum"dedi. Harmony"mühürlerini göster"dedi heyecanlı bir ses tonuyla. Ben"hayır bunu yapamam"dedim. Hepsi bir ağızdan"hadi ama göster"diyordu.

Ben de"anlamıyorsunuz. Ben bile bakınca çok tuhaf geliyor.Bana farklı bir düşünceyle bakmanızı istemiyorum"dedim. Harmony"bunca zamana kadar olan hareketlerin için bakmadık şimdi mi bakıcağız"dedi. Hepimiz güldük ve ben de ayağa kalkıp tişörtümü çıkardım hepsi ağzı açık şekilde bakıyordu hatta dokunduklarında huylandığım için bunu bilerek yaptılar ve birbirimizi gıdıkladık.

Akşam olmuştu dolunay çoktan çıkmıştı. Herkes gibi yemekhaneye gidip yemek yemeliydik ama Marceline'i bırakıp gidemiyorduk o yüzden yemeklerimizi buraya getirmiş ve Marceline'in yemeğininde ayırmıştık. Yemeklerden sonra etrafı temizledik ve sohbet ettik. Marceline hala uyuyordu, uyumasını istemiyorduk ama uyuması bu gece de onun için daha sağlıklıydı. Victoria, Brien denen çocukla tanıştığını söyledi. Brien, babasıyla yani Müdür David ile Marceline hakkında konuştuğu için Victoria'dan bilgi istemiş. Gece saat 02.15 e kadar Marceline'in yanında kaldık sonra da Luna ve Angel onun odasında kaldı biz de kendi odalarımıza dağıldık. Bu gün olanları düşündüm ama artık sadece anı yaşıyacaktım çünkü düşününce bir sonuca varamıyordum. Kollarımda ki mühürlere dokunuyordum sürekli değişik geliyorlardı.

Sonrasında da uyuya kalmıştım.

Revive And Revulation (R&R)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin