Aiden'dan;
Vanessa,kızım uyurken ne de güzel görünüyordu. Mony ve benim her şeyimdi. Onu hayatımın sonuna kadar korumaya yemin etmiştim kendimi ona adamak istiyordum. Üstünde ki battaniyesini yana dönerken düşürdüğü için üstünü örttüm. Gülümsemeye başladı ellerini havaya kaldırdı kahkaha atıyordu resmen. Bu beni mutlu etmişti ama uyurken yapması biraz endişelendirmişti. Onun bu halini ölümsüzleştirmek için telefonumu alıp fotoprafını çekmeye karar verdim. Kamerayı açıp ona doğrulttum ama telefonu yere düşürdüm. Gördüğüm şey beni korkutmuştu. Telefonu düşürünce göremez olmuştum. Ellerim titreye tireye telefonu yerden alıp kameradan tekrar baktım. Çok parlak beyaz ve mükemmel bir varlık vardı. Dokunsam hissedemezdim belki parlaklığından dolayı gözümü alamamıştım Vanessa ile oynuyordu Vanessa'nın gülme sebebi buydu demek ki. Endişelenmiştim telefonu elimde tutarak Vanessa'ya yaklaştım ve yavaşca kucağıma almaya çalıştım. Hayır! O mükemmel varlık yüzünü bana çevirdiğinde her yer karardı ve telefon elimden düştüğü için artık onu göremiyordum. Vanessa ağlıyordu varlık bana yaklaştı ve kolatını uzattı. Vanessa'yı göğsüme yaklaştırıp korumaya aldım bana zarar vericeğini zannetmiştim ama Vanessa'yı kucağımdan aldı ve bunu yaparken bir şekilde beni etkisiz hale getirmişti. "Vanessa!!" Diye haykırdım. Ama o varlıkla beraber kaybolmuşlardı. Odanın kapısından sert bir ses geldi başımı oraya çevirip Mony'nin yere düştüğünü gördüm. Ona doğru yaklaşıp hayat bulgularına baktım. Siktir! Bilincini kaybetmişti. Gözlerimde ki yaşlardan dolayı etrafı bulanık görüyordum Mony'i kucağıma alıp evden çıktım ve hastaneye götürdüm. Kızlar ve erkekler geldiğinde Mony ile görüşmek isteselerde doktor buna izin vermedi. Raven, beni öldüresiye dövmüştü. Şuan ne mi yapıyorum?. Ameliyathane kapısının önünde yere oturup önümde ağlayan,sinir krizi geçiren kızlara ve onları tutan sevgililerine boş boş bakıyordum.
...............
18 yıl sonra Will'den;
Annemin mükemmel sesiyle uyanmıştım "Will,Kalk hadi bugün okulun ilk günü" diye söyleniyordu "Anne, 5 dakika daha lütfen. Dün gece maçtan geldiğimi biliyorsun" dedim. Annem "Maça gitmeni söyleyen ben değildim Will. Gece ikiye kadar koşturup terliyorsun ve kız pe-" cümlesini bitirmeden gözlerimi ovuşturarak doğrulup ona sarıldım ve "Tamam,tamam pes ediyorum. Sen kazandın anne şimdi odamdan çıkarsan giyinmem gerekiyor" dedim. Annem yanaklarımı sıkarak odamdan çıktı. Dün akşam basketbol maçındaydım ve gözüme top geldiği için morarmıştı eğer şifa meleği olan bir anneniz varsa dert etmemelisiniz. Yatağımdan mükemmel bir şekilde yorganımı fırlatarak kalktım ve banyoma girip 5 dakikalık soğuk suda duş alıp çıktım. Dolabımı açıp elime ne geldiyse giymeye karar verdim ve elime gelenler ise oversize beyaz bir tişört ve siyah jean olmuştu. Ayakkabı olarak dünyanın en mükemmel teyzelerinden biri olan Rave teyzemin aldığı Nike Jordan'larımı giymiştim. Saçlarımı ellerimle düzeltip aynaya son kez gülümseme attım ve sırt çantamı,kulaklıklarımı,telefonumu alarak aşağıya indim. Annem kahvaltı hazırlasada aç değildim babam bahçede ki masada oturmuş gazete okuyordu iyice faniler gibi davranmaya başlamıştı bu tilki adam ne diyebilirim tuhaflar. Annem "Will! Masaya otur kahvaltı etmeden gitmene izin yok" dedi. Ben de zaten gitmek istemiyormuş gibi yapıp "Bana uyar anne" dedim ve bacaklarımı masaya koyarak oturdum. Annem bana ölümcül bakışlar atınca tabi ki indirdim. Babam bsna bakıp gülümsüyordu ona gülümseyip "Günaydın Peder" dedim. Annem ikimize de elinde ki kepçeyle gözlerini kısarak bakıyordu. Annem "geç kalmaman için ve inatçı bir oğlum olduğu için kahvaltı etmeden gidiyorsun. Ama Mike ve Luke'u arayıp yemek yiyip yemediğini soracağım" dedi. Ben de ona sarılıp öptüm ve "Seni seviyorum anne" diyip evden çıktım. Kulaklıklarımı takıp yürümeye başladım arabam olduğu halde yürümek istemiştim üniversite evimize fazla uzak değildi. Luke ve Mike,benim bebeklikten beri en iyi arkadaşlarım. Kardeşim yok ama onlar benim için kardeş gibi. Mike, Victoria teyzemin çocuğu. Luke ise Mars teyzemin çocuğu. Annelerimiz de resmen öz aile oldukları için birbirimizin her şeyini biliyoruz. Luke'u aradım çünkü onun erken çıkma ihtimali vardı Mike ise uyanmamış bile olabilir. Luke, tahmin ettiğim gibi evden çıkmıştı. Mike'ın evine yürüyüp üçümüzde buluştuk ve üniversiteye gittik. Üniversite çok büyüktü Luke ve ben aynı bölümde Tıp okuyorduk Mike ise Astronomi okuyordu. Luna teyzem onu bu bölüm için ikna etmişti çünkü yeteneği fazla vardı bu konularda. Üniversiteyi dolaşmaya başlamıştık Luke "Heyecanlı mısınız?" Dedi Mike "hadi ama ilkokulda değiliz dostum" dedi. Ben "Heyecan sadece ilkokulda mı oluyor bay beyin?" Dedim. Luke ve ben gülerken Mike ölümcül bakışlar atmıştı. Bahçede yürümeye devam ettik ve üçümüzün dikkatinide kapıdan giren kız çekti. Hepimiz ağzımız açık bir şekilde ona bakıyorduk. Hayatımda hiç böyle bir güzellik görmediğime emindim. Mike ve Luke'ta öyleydi çünkü tepkilerimiz kızın dikkatini çekmiş olucak kadar aptalcaydı. Kız bize doğru gülerek geldi ve "ağzınıza sinek kaçabilir kapasanız iyi olucak" dedi. Mike afallamış bir şekilde "A, evet pardon" dedi. Kız gülmeye devam etti gülüşü çok güzeldi insanın içini ısıtıcak türden. Luke "birinci sınıf öğrencilerinden misin?" Dedi. Kız "evet. Siz?" Dedi "Evet bizde." Diyerek karşılık verdim. Mike "hangi bölümdesin?" Diye sordu kız ipek gibi olan saçlarını karıştırarak "Arkeoloji" dedi. Sesim fazla şaşkın bir tonla çıkmıştı "Kimsin sen?" Dedim. Hala gülüyordu Mike bu gülüş karşısında rahat duramıyordu tahrik olduğunu ele vericekti. Luke,dirseğiyle ona vurarak onu durdurdu. Mükemmel ses tonuyla "Vanessa,Vanessa Williams" dedi.
.................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revive And Revulation (R&R)
FantasyLiseden beri en iyi arkadaş olan bu altı kız 9. sınıfın 2. dönemine başlıcakları ilk gün kaçırılırlar. Üç ay boyunca farklı ve ağır ameliyatlar geçirerek hayatlarına yeni bir kimlikte ve hiç bilinmedik doğa üstü güçlerle başlarlar.