Medya: Lost Stars(Jungkook)
"Micha? Uyanmayacak mısın artık? Saat sabahın dokuzu!" Bu sesler... kimdi bu?
"Kahvaltı saati geldi! Gecikirsek kahvaltı yapamayacağız hadi!" Üstümdeki battaniye aniden çekilince farkında olmadan çeken kişinin elini tuttum. Titriyordum. Gözlerim hala kapalıydı. Abimin sabah 9'da odamda ne işi vardı?
"Abi 5 dakika daha lütfen. Sen gidip test çözsene hem!" Küçük bir kıkırdama sesi duydum. Benim abim yapmaz ki bunu.
"Senden kaç yaş büyüğüm ki abi diyorsun anlamadım?" Aniden gözlerimi açıp yataktan doğruldum. Gözüme gelen yapay ışık ile elimle gözlerimi kapattım.
"İşe yarayacağını biliyordum. *kıkırdama* hadi Micha!" Bay Jeon?
"Bay Jeon?" Gözümün içine tuttuğu ışığı kapattı.
"Aaa ne konuşmuştuk? Resmi konuşma yok."
"Tamam Jungkook kalktım." Daha yeni kendine gelmiş gözlerimi onun kahve gözlerine diktim. Normalde beni bu kadar erken bir saatte kaldıran kişiye ızdıraba uğratırdım ama Jungkook'a bunu yapacak değildim. Bir dakika... neden ki?
"Siz kaç yaşındasınız bay- yani Jungkook?" Gülümsedi ve eliyle başımı okşadı.
"Bu bence sır olarak kalmalı hım?" Elini burnuma değdirip geri çekildi. Etkilenmiş miydim? Evet. Bende yalan yok.
Birlikte yavaş yavaş aşağı indik. Karşımıza çıkan insanların yüz ifadeleri dikkatimi çekmişti. Gülmüyorlardı. Oysaki dün sabah yüzlerinden gülücük eksik olmuyordu.
Birlikte yemekhaneye girdik. Oldukça kalabalıktı. Zar zor ilerleyip etrafa bakındım. Yeni kalkan bir çift görünce Jungkook'un kolunu tuttuğum gibi oraya götürdüm.
"Yer bulmada üstüme yok Jungkook! Bak cam kenarında yer buldum bize."
"Öhöm öhöm" kolunu tuttuğum kişi Jungkook değildi. Hemen saygıyla eğildim.
"Bay Baekhyun özür dilerim. Ben ger-" dün duyduğum sesinden farklı bir tınıda kahkaha attı ve elini başıma koyup okşadı. Çok mu küçüktüm?! Niye herkes başımı okşuyor?
"Hey hey bu kadar gergin olmana gerek yok. Dışarıdan çok mu sert görünüyorum acaba? Herkes bir hata yaptığında baya bi özür diliyorda."
"Sert görünmüyorsunuz aksine havalı-" elimle ağzımı kapatıp başımı eğdim. Az önce ne demiştim ben???
"*kıkırtı* iltifat için teşekkür ederim. Sende tatlı bir kızsın." Yanımıza yeni gelen Jungkook tuhaf bakışlarını mekik dokuttu aramızda.
"Gel Micha biz oturalım. Bu arada dostum naber?" Jungkook ile Bay Baekhyun tokalaştılar ve birlikte masaya oturduk. Yanlış anlaşılmasın biz istemedik, o oturdu.
"Şu hasta... teşhisi hala konulmadı mı?"
"Çalışıyorum Jungkook ama çok ta iç açıcı sonuçlar aldığımı söyleyemem."
"Nasıl yani?"
"*iç çekme* C126 yüzünden olduğunu düşünüyorum."
"C126 MI??? SEN DALGA MI GEÇİYORSUN?!!!" herkes bize kınayan bakışlarını gönderirken Jungkook yerine oturdu.
"Bu imkansız! O iş çoktan bitti! 10 yıl önce!"
"Biliyorum biliyorum..." önümde birleştirip oynadığım ellerimi masanın üzerine koydum.
"C126 nedir?" Bir süre sessiz kaldılar. Birbirlerine kaçamak bakışlar gönderdiler.
"Ben sana sonra anlatsam daha iyi olur Micha" başımı sallayıp ortamı dağıtmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme 30 Gün
FanfictionDaha lise son öğrencisi olan Micha basit bir baş ağrısı sandığı hastalığıyla hastaneye gider. Gittiği gün hastaneye çok bulaşıcı ve ölümcül bir hastalık taşıyan bir hasta yatar. Birden tüm hastanenin karantina altına alınmasıyla olaylar da başlar.