Geri Dönüş

50 8 6
                                    

Jungkook

Ellerim bileklerine sarılı ve ona bu kadar yakınken rahatsızlık duymuyordum. Homofobik bir insan değildim, LGBT bireylerini destekliyordum da hatta ama Tanrı aşkına bir gün bir erkekten aşk itirafı almak beni elbette ki şok etmişti. Ve üstelik bu kişi evimde yıllardır çalışan Kim Taehyung idi. Şaşırmıştım neden bilmiyorum ama o gün çok kızmış ve onu çok kırmıştım o günden sonra öyle davrandığım için kendimi kötü hissetmiştim evet bu doğru ama özür de dilememiştim. Hayır dilemeyecektim de o gece oturup düşündüm. Bir erkeğin beni sevmesi veya benim bir erkeği sevmem etrafımdaki insanlar bir şey demezdi ki deseler bile bu umurumda olmazdı düşündüğüm de hadi ama Jungkook neden olmasın ki? Üstelik güzel bir yüzü ve vücudu var ama yedirememiştim ilk defa oluyordu sonuçta. Şimdi bilmiyorum neden bana fazla güzel geliyordu. Ağlıyordu, cidden sevdiği için mi ağlıyordu acaba. Bir an da ellerini çekmişti ve benim de boşluğuma geldiği için kurtarabilmişti ellerini "beni dinle olur mu?" Dedi elleri ile gözyaşlarını silerken bir şey demedim. Bir süre yüzüme baktı söyleyip söylememek arasında gibiydi. Ve fark ettim de yaklaşmak istiyor ama yapamıyor gibiydi "Jungkook ah şey" gözlerini kaçırmış ve en son yine gözlerime sabitlemişti. Sahi aklıma şimdi geliyordu 'biliyor musun Tae?' demiştim devamında ne diyecektim ki? "Jimin senden hoşlanıyor" dedi bir çırpıda güldüm tabii bu biraz da saçmalama dercesine bir gülüş idi "inanmıyor musun?" Dedi "elbette ki hayır ne zamandır dostum o benim neden bir anda böyle bir şeyi atıyorsun ortaya?" Yine sinirlenmiştim ama cidden o benim dostumdu yani "bugün mutfakta bunu konuşuyorduk bana söylediğin de çok kötü oldum çünkü biliyorsun" hala bile öyle gözüküyordu gerçi mutfakta konuşmuşlardı ve ondan sonra cidden iyi değildi fark etmiştim zaten "gitmek istiyorum" dedi fısıltıyla. Ellerimi tekrar iki yanından tezgaha yasladım geri çekilip kafasını eğdi yüzüme değen saçları ve gelen hoş kokusu gözlerimi kapatmamı sağlamıştı. Güzeldi. Burnumu boynuna sürttüm çok güzel kokuyordu. "Parfüm kullanıyor musun?" "N-ne?" "Parfüm kullanıyorsun öyle değil mi?" "N-nadir buraya gelirken s-sıkmadım" kekeliyordu ve cidden heyecanlanıyordu. Kız olsa yaptıklarına anlam verecektim ama Tanrım o bir erkekti ve ben ne yapıyordum böyle üstelik yaptığım şey hoşuma gidiyordu. "Gitmek istiyordun değil mi?" Uzaklaşıp göz göze gelmemizi sağladım kafasını salladı "gidemezsin" dediğim de şaşkın ifadesi ile yüzüme baktı "gitmek istiyorum ama" "burada yapmış olduğun bir düzen var ve beni o düzene alıştırdın senin gittiğin gün bir aptalı aldım işe ve hiç bir şeye yetişemedi gidemezsin"

Taehyung
"burada yapmış olduğun bir düzen var ve beni o düzene alıştırdın senin gittiğin gün bir aptalı aldım işe ve hiç bir şeye yetişemedi gidemezsin" gitmek ben de istemiyordum ama nasıl kalacaktım onu seviyordum, onu seviyordu ve ben her gün aynı duygular ile nasıl başa çıkacaktım. Gelen adım sesleri beni korkuturken Jungkook kendini bozmuyordu "biri geliyor" "annem" dedi sakince onu kendimden uzaklaştırıp sürahiyi dolaba koydum Bayan Chou ışığı açtığında korkmuş ve çığlık atmıştı biz olduğumuzu anladığında elini kalbine koyup gözlerini kapatmış bir süre de öyle kalmıştı Jungkook'a baktığımda gülümseyerek annesini izliyordu "Tanrım çocuklar korkuttunuz beni ne yapıyorsunuz böyle karanlıkta?" Gülümsedim "özür dileriz sadece... Şey ben film izlerken uyuya kalmış ve o sırada kabus görmüşüm Jungkook uyandırdı ve öyle şey şu içmek için gelmiştik" dediğim de Jungkook'a baktım o da onaylamıştı beni "iyisin değil mi canım simdi?" Diyen bayan Chou'ya baktım bir süre çok iyi bir kadındı her yönden "teşekkür ederim iyiyim endişelenmeyin" "eh madem gidin yatın siz hadi iyi geceler" "iyi geceleer" diyip mutfaktan atmıştım kendimi merdivenden çıkarken Jungkook'un arkamdan geldiğini hissediyordum "iyi yalan söylüyorsun" dediğinde bir şeyler ima ettiğini anlamıştım fakat umursamamıştım. Odaya girip üstümü değiştirip direkt yatağa atmıştım kendimi uyumak istiyordum bir an önce.

Saat 06:45 idi uyandığımda cidden artık alarma ihtiyacım yoktu çünkü otomatik olarak uyanıyordum zaten. Kalkıp banyoya girdim elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalamış ve üstlerimi giyinip ve tabii ki odayı da toplayıp çıkmıştım odadan saat 07:00 idi mutfağa inip kahvesini hazırlamıştım sevdiği kurabiyelerden çokça yapıp kavanozlara koymuştum dolabı açtığımda aynı şekilde öylece duruyordu birisini alıp içinden iki tane çıkarmış küçük bir tabağa koyup onu da tepsiye koymuştum. Yukarı çıkmıştım kapıya vurmadan kolumda ki saate baktım evet tam zamanında getirmiştim tam vuracaktım ki kapı açıldı uyku sersemiydi bu hali bile o kadar güzeldi ki bir ömür izleyebilirdim beni görünce şaşırmıştı bakışıyorduk ne o bir şey diyordu ne de ben gerçi diyecek bir şey bulamamıştım elimde ki tepsiyi ona uzattım "içeri koy" diyip çıkmıştı içeri girdiğimde kocaman bir şok yaşamıştım bu oda hangi dünya savaşından kalmıştı böyle nasıl bu kadar dağıtabilmişti ki? Elimdekileri kenara koyup yerde ki kıyafetleri toplamıştım kirlileri banyoya sepete koymuştum diğerlerini de katlayıp yerine yatağını toplayıp masada ki buruşturmuş olduğu kağıtları hemen masanın yanında ki çöp kutusuna atmıştım tamam böyle daha iyiydi oda ellerimi belime koyacaktım ki kapı açıldı arkamı döndüm onun odasıydı ve ondan başka kimse girmezdi ilk önce odaya baktı sonra bana ve yaklaşmaya başladı tamam şu an da korkuyordum ama bu düz ifade ile üzerinize yürüyen Jungkookla siz de korkardınız "k-kahven soğudu yenisini getireyim mi?" Cevap vermemişti o bana doğru bir adım attıkça ben geriye doğru adım atıyordum sırtım duvara çarpınca sıçramıştım iyice dibime girmişti "napıyorsun" demiştim sonunda "niye odamı topluyorsun?" Bu muydu yani derdi? Tanrım... "Gidemezsin demiştiniz dün ben de işimi yapmaya başladım sadece" dudağının kenarı kıvrılırken ben gözlerine bakamıyordum olmamalıydı "kahvenizi yenileyim b-" "gerek yok" kafamı sallayıp yan yan adımlar atarak sıyrılmaya çalışmıştım ve başarmıştım da "ben gideyim" "hıhım" kapıya döndüğüm an büyük bir gürültü ile kapı açılmıştı gelen Jimindi ne yani Jimin bu kadar rahat bir şekilde girebiliyor muydu buraya? Dönüp Jungkook'a baktım gülümsüyordu ona önüme dönüp dışarı çıktım bundan bahsediyordum işte nasıl dayanacaktım bilmiyordum ben en iyisi aşağı kahvaltı hazırlamaya gideyim düşünmek istemiyorum şu an da çünkü.




Uzun bir süreden sonra tekrar selaaam
Sürekli yazamıyorum özür dilerim bunun için daha sıkı yazmaya çalışacağım.

Taekook ile kalın 💖 💖💖

But I Still Want You / Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin