Yanılgı ailesii durmak yok tam gaz devamm👊..
Gelelim yeni bölüme,voteleri ve okunmaları görünce hemen bir tane bölüm daha paylaşayım dedim umarım beğenirsiniz hadi neyse çok uzatmayım ben kaçar...😉Rüzgarın evine yaklaşmaya başlamıştım,burası her zaman huzurlu sessiz sakin bir sahil kenarıydı,tabi ki sahilin halka açık kısmına gittikçe bu sakinlik bozuluyordu ama bu kısım genelde ev sahiplerinin ve misafirlerinin,özel topraklarının olduğu yerlerdi.
Açık camdan giren rüzgar saçlarımı arkaya doğru savuruyordu...denizin kokusu içimin huzurla dolmasını sağlamıştı.Belki bu kokuyu uzun zaman daha alamayacaktım,bu yüzden doya doya içime çekiyordum.Burda ki evler 2 katlı önünde bahçesi olan ve hemen eve bitişik bulunan bir tane garaja sahip sakin evlerdi,genelde hep birlikte toplanıp Rüzgar'ın evine gelirdik..Denize girer,sonra çıkıp yemeğimizi yer sonra da sohbete dalardık bir şekilde zaman geçiriyorduk...Rüzgar'ın evine gelmiştim,arabayı evin önündeki uzun sokağa bıraktım ve arabadan indim.Hava oldukça sıcaktı,bu yüzden üstümdeki ince montu arabada bıraktım.Rüzgar'ın arabası da garajda duruyordu,büyük ihtimal evdeydi.Gelirken onu aramamıştım,yani evde olması benim işime gelmişti.Usulca kapıyı tıklattım,içerden gelen ayak sesleriyle birlikte kapı açılmıştı.Kırmızı şortuyla ve dağınık saçlarıyla Rüzgar şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Barış!" Sadece ismimi söyleyip susmuştu hala bana bakmaya devam ediyordu.Ben ise o halini görüp sırıtmaya başlamıştım.
"Neden hayalet görmüş gibi bakıyorsun?" gülerek söylemiştim.Eliyle içeri girmemi işaret etti ve kapıyı kapattı.Yüz ifadesi yavaş yavaş normale dönmeye başlamıştı.
"Hiç beklemiyordum gelmeni,ulan adam öyle konuştu ki sanki birdaha sizi göremeyeceğiz,biraz afalladım..Hoşgeldin kardeşim benim be."
O da gülmeye başlamıştı ve yanıma gelip bana sarıldı,bende ona karşılık verdim ve sonra birlikte koltuklara oturduk."Tabii sonra adamın kafasını kırdım,o da farklı bir mesele." İkimiz de aynı anda kahkaha atmaya başlamıştık.
"Bir insan hiç mi değişmez lan Rüzgar."
"Ama napayım,herifin birisi gelmiş diyor Barışla Demir böyle böyle.. birdaha ulaşmanız zor olucak,orda bizimkilerin surat bir düştü,zaten patlamaya hazır bomba gibiler ben bile tutamazdım valla." dedi.Kapıdan girdiğimden beri yüzümüz gülüyordu ama buraya ciddi şeyleri konuşmaya gelmiştim,Rüzgarla ve diğerleriyle her zaman birlikte olmuşuzdur,kötü günümüzde iyi günümüzde o yüzden dost değilde hepsi kardeş dediğim kişilerdendi.Bu yüzden de kabul etmeleri zor olacaktı.
Benim bir şeyi kafaya koyarsam yapacağımı bilirlerdi...çok zamanım kalmamıştı hemen konuyu açtım.
"Rüzgar her şeyi baştan anlatacağım,ama lütfen araya girip itiraz etme." Kafasıyla beni onayladı ve konuşmaya devam ettim.
"Bak şimdi...
***
..demek istediğim bu, sen olsan sen de aynısı yapardın,bu görevi kabul ederdin.Beni anladığını düşünüyorum Rüzgar."
15 dakikaya yakındır konuşuyorduk,Rüzgar'ı ikna etmek zor olmuştu ama yavaşça kabullenmeye başlamıştı.Zoruna gidiyordu bizi öylece bırakmak yüz ifadesinden kolayca anlıyordum,bizi yalnız bırakmak istemiyordu...
"Anlıyorum..." dedi kısık sesle dışından uzunca iç geçirdi,sonra devam etti.
"Ama... ne olursa olsun her zaman iletişim halinde olacağız ve ne zaman ihtiyacın olursa istediğin saatte bizi arayacaksın tamam mı?" İçi rahat etsin diye kafamı sallamakla yetindim.
"Tamam mı dedim!" daha da üstüne bastırarak söylemişti.
"Tamam lan tamam,dediğin gibi olsun arayacağım.Ama şuan gitmem lazım eğitim var,sonra yine konuşuruz."
Benle birlikte arabamın yanına kadar gelmişti,son kez sarıldıktan sonra arabaya bindim.
"Kendine dikkat et kardeşim."
"Sen de kendine dikkat et." cümlemi bitirir bitirmez gaza yüklendim.Rüzgarın hala bana baktığını görebiliyordum..
***
Garaja arabamı bıraktım,telefonumu cebimden çıkardım Ada'ya mesaj attım."Nerdesinn?" Elimde telefonla otoparktan çıktım.Çok beklemeden Ada'dan mesaj geldi.
"2.kat spor salonu,hazırlanınca gelirsin. "
İçeri girdim kapıdaki nöbetçiler bana kafasıyla selam verdi,bende onlara karşılık verdim ve asansöre bindim,genelde aşağı katta yetkililer,ve bizim grup haricinde gelen yoktu çünkü sadece koskoca binada bi yetkililerin birde bizim grubun izinsiz dışarı çıkma hakkı vardı.Asansörden çıktım ve odama girdim.Telefonumu çıkardım ve bu sefer Baki abiye mesaj attım.
"Rüzgar ikna oldu,sorun yok." Şuan Ada'nın yanına gideceğim için Baki abini yanına çıkamazdım.Üstümdeki kıyafetlerden kurtulup,siyah eşofmanı ve siyah tshirti giydim.
Hızlıca 2.kata gelmiştim spor salonunun kapısını yavaşça açtım,kimse yoktu bizim odalardan 2 3 kat büyük gözüküyordu. Yavaşca ilerlemeye başladım,Ada ileride ısınma hareketleri yapıyordu,henüz benim geldiğimi görmemişti.
Altında ki siyah tayt,ve üstündeki sporcu atleti vücut hatlarını belki ediyordu.Yaklaşık 1.65 boylarındaydı ve beyaz tenliydi,kumral saçlarını ise arkadan bağlamıştı.Güzel bir kızdı Ada,çoğu insanı etkiliyebilecek cinsten...
Ada'yı ilk defa bu kadar uzun incelemiştim,böyle bir yere nasıl geldiğini ve uyum sağladığını merak etmeye başlamıştım.Arkasını dönmesiyle beni gördü,aynı anda bende ona doğru yürüyordum.
"Hoşgeldin ben de seni bekliyordum." dedi gülümsemeye devam ederken,bende ona gülümseyip cevap verdim.
"Hoşbuldum,çok geç kalmadım değil mi ?" daha ilk günden eğitime geç kalmak istemezdim.
"Yok kalmadın merak etme,beklediğimden önce bile geldin diyebilirim.Şimdi eğitimi şu şekilde yapacağız ilk başta yakın saldırı ki bunda fena olmadığını biliyorum,sonra ise silah ve bıçak eğitimi." dedikleri beni şaşırmamıştı çünkü Demirle kurtulmaya çalışırken iki üç kişi hastanelik olmuştu ve Ada'nın haberi olduğu kesindi.
"Tamam nasıl istersen." dedim ve Ada'yı beklemeye başladım.
"Hadi şu yumruğunu birde bana göster Barış." ciddi söylemişti,ona yumruk atamazdım çünkü attığım yumruğun isabet etmesi halinde olanları düşünemiyordum.
"Ama sana vuramam ki,ya gelir...-" lafımı kesti ve kendi konuşmaya başladı.
"Bana birşey olmayacak,sen endişelenme şimdi göster gücünü!"
Tüm gücümle çenesine doğru bir yumruk savurdum,daha yumruğum ona ulaşamadan,tüm vücuduyla sağa doğru kaymıştı,ben daha ne olduğunu anlamadan havada dönüp büyük bir hızla yere çakıldım.Acı vücuduma yayılmaya başlamıştı,Ada gülmeye başladı ve bana elini uzattı.Ada güldükçe ben daha çok gülüyordum,ondan böyle birşey beklemiyordum,beni alıp oyuncak gibi yere fırlatmıştı.
Elini tuttum ve ayağa kalktım.
"İyi misin." diye sordu ben üstümü çırparken,gülmemek için kendini tutuyordu.
"Yani birkaç yerim kırıldı galiba ama iyiyim." cümlenin sonuna doğru ben de dayanamayıp gülmeye başlamıştım.Böyle bir durumda olmak benim de komiğime gitmişti.
Adayla 1 saat kadar çalıştık ve en sonunda bitirmiştik,yan yana oturmuş yemeğimizi yiyorduk.
"Birkaç teknik öğrenmen gerekiyor onu dışında çok iyisin uzun süreceğini düşünmüyorum."
"Sevindim,ama keşke kırmasaydın bir yerlerimi." İkimizde gülmeye başlamıştık...Usulca omzuma dokundu az da olsa acımıştı.Yüzün de değişik bir masumiyet belirmişti.
"Acıyor mu?"
"Acımıyor merak etme." dedim tüm içtenliğimle,bana zarar vermek istemediğini gözlerinden anlayabiliyordum.....
Ee bu bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler bakalım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanılgı
Ficção CientíficaGünler tüm normalliğiyle devam ediyordu. Ama bir gün o deprem gerçekleşti. Herkes depremin sıradan bir deprem olduğunu sandı, kimse aksini düşünmemişti.Barış da bu depremden sonra hayatına kaldığı yerden devam etmeye çalışacaktı.Ama hiç beklemediği...