Kai’nin gözleri önünde yatan Sehun’a bakarken ruhsuzdu. Ne düşüneceğini ve ne yapması gerektiğini bilmediği nadir zamanlardan birini yaşıyordu. Oturduğu koltukta başını elleri arasına aldı.Dizi kendinden bağımsız titriyordu. Sehun bembeyaz suratıyla onlarca kablo vücuduna bağlanmış halde yatakta yatarken odada cihazlardan gelen ses hariç hiçbir canlılık belirtisi yoktu.Dün akşamdan beri suçluluk duygusu Kai’yi bitirmişti. Hata yapmıştı. Kontrol etmesi gerekiyordu. Siktiğimin şarabında zehir olabileceği aklına bile gelmemişti. Sehun’un o halde yatmasının sebebi kendisiydi. Sehun’un dün geceki bakışları aklına geldi. Kai istemsizce başını elleri arasında sıktı.
O bakışları.. Sanki onu kurtarması için yalvarıyor gibiydi. Elini sanki hayata sıkıca tutunmak ister gibi tutması, Kai hiç bu kadar çaresiz hissetmemişti. Yıllar önce cephede sırtsırta beraber savaştıkları arkadaşlarını gözleri önünde kaybetmişti. Acı aynı acıydı ama orduya giren herkes riskleri biliyordu. Sonunda ölüm olabileceğinin farkındaydılar. Fakat Sehun bir asker değildi. İçişleri bakanıda olsa dışardaki herhangi bir insandan farksız değildi. Ve bu kişi kendine emanet edilmişti. Ama şu hale bakın emaneti, ölüm döşeğinde yaşam mücadelesi veriyordu.
‘Ölmek istemiyorum.’ Sehun’un sözleri Kai’nin beyninde yankılandı.
İçeri güvenlik ekibinin müdürü Siwon girdiğinde Kai hızla ayağa kalktı. Adam önce yatakta uzanmış Sehun’un yanına gitti. Yüzünün şaşkınlık ve üzüntü arasında değişken bir ifadesi vardı.“Sehun..” diye fısıldadı diğerinin solgun yüzüne bakarken. Arkasını sert bir şekilde döndüğünde Kai hazır ol pozisyonuna geçti.
Siwon, birkaç adımda yeni işe aldığı korumanın yanına ulaştıktan sonra sertçe diğer adamın yanağına tokat attı. Kai’nin yüzü bir saniyeliğine yana kaydı. Hazır ol pozisyonunu bozmamıştı. ”Sen..Nasıl!” Siwon’un yüzü sinirden kızarmışken deliye dönmüş gibi bağırdı.”Sana sadece onu korumanı söyledim! Şu hale bak!”
“Üzgünüm efendim. Tüm sorumluluğu kabul ediyorum.” Dedi Kai.
“Bu neyi değiştirir ki!” Diye bağırdı Siwon. “Bu nasıl oldu?” Derin bir nefes alarak daha sakin bir tonda sordu.
“Evine gizlice girip her zaman içtiği şaraba zehir koymuşlar Efendim.”
“O ev değil biliyorsun değil mi Tanrı aşkına o ev bi kale! Oraya değil birinin girmesi üzerinden uçak bile uçamaz!”
“Biliyorum Efendim. Benim düşüncem bu suikast girişimini içerden biri yapmış olabilir.” Kai söylerken Siwon birkaç saniyeliğine dondu. “İçimizden birinin yapmış olabileceğini mi düşünüyorsun?”
“Evet efendim.” Dedi Kai. “Dün gece evi yeterince kontrol ettiğime eminim. Pencerelere ve kapı kilitlerini dahi kontrol ettim. Zorlanmaya dair hiçbir iz yoktu.” Kai bir anlığına kaşlarını çattı.”Ve efendim. Normalde onda olması gereken nöbet değişimi dün gece olmadı. Bir sorun olabileceğini düşünmemiştim ama şuan bakınca mantıklı geliyor.”
“Dünki nöbet değişimi sırası SWAT’daydı.” Siwon düşünceli bir şekilde çenesini kaşıdı ve sonra bir anda gözleri büyüdü. Telefonunu çıkararak alelacele birşeyler yazdı ve okuması için Kai’ye uzattı.
‘Dinleniyoruz!’
Kai ve Siwon endişeli bir şekilde etrafına baktı. Eğer SWAT işin içindeyse bu demekti ki Sehun’u öldürmek isteyenler Hukümetin ta kendisiydi.
**
Kai ve Siwon, Siwon’un arabasına bindiklerinde hastanenin otoparkındalardı. Siwon birileri varmı diye etrafına baktıktan sonra Kai’ye döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Minister (M)-(SeKai)
FanfictionBir bakan ve korumasının gizli ilişkisini anlatıyor. Başlangıç tarihi 10 Şubat 2019 Bitiş tarihi 17 Mart 2019