Kai, otel odasının kapısını açtığında Sehun odaya girdi. Otel odası ferah ve rahat görünüyordu ama yinede odaya girdiğinde omuzlarını düşürmeden edemedi. Kendi evine gitmeyi tercih ederdi. Bayık bir ifadeyle odayı taradığında Kai yanında bitti. "Biliyorum evine gitmek istiyorsun ama en azından birkaç hafta idare etmek zorundasın.Şuan burası evinden daha güvenli." Kai söylediğinde Sehun kafasını salladı ve odanın dörtte birini kaplayan gri yatağa doğru ilerledi. Yatağa oturdu ve ceketiğini çıkarırken perdeleri çeken Kai'yi izledi.
"Yine de fazla pencere önlerinde durma. Kapının önünde iki, aşağıda ise bir ekip seni korumak için hazır bekliyor."
"Kimseye güvenmiyorum." Dedi Sehun.
"Güvenmemelisin de." Kai söyledi ve cebinden bir telefon çıkararak Sehun'a verdi. Sehun telefonu eline aldığında çevirerek inceledi. Eski tip telefonlara benziyordu. "Bununla tam olarak ne yapmam gerek?"
"Son model telefonların hepsi GPS teknolojisine sahip eğer suikastçilerine 'beni vurun' davetiyesi çıkarmak istiyorsan daha iyi yöntemler biliyorum."Kai, yatağın üzerindeki Sehun'un şahsi telefonunu eline alırken söyledi.
"Bununla maillerime nasıl nasıl bakacağım peki?" Kai telefonunu yere sertçe attığında Sehun sıçradı."Ne yapıyorsun!"
"Maillerini sana iletmesi için sekreterinle konuşacağım." Dedi Kai telefonu yerden aldı ve üst tabakasını çekip içindeki küçük bir parçayı çıkardı.
"Pes ediyorum."Dedi Sehun "Ne yaparsan yap karışmıyorum.Patron sensin." Sehun'un söyledikleri Kai'yi güldürmüştü. Ya Sehun'a verdikleri ilaçta sakinleştirici etki eden bir madde vardı ya da gelirken kafasını iyi bir yere geçirmiş olmalıydı. Kai duvara montelenmiş kitaplığa bir omzunu dayayıp ayaklarını ve kollarını çaprazladı. "Patron olmakla ilgilenmiyorum Sehun. O senin işin. Tek istediğim seni korumak."Kai söylediğinde Sehun düşünürken buldu kendini. Kai her zaman böyle miydi? Yani herkese karşı bu kadar korumacı mıydı? Belkide sadece işini iyi yapmakla ilgileniyordu. Sehun Kai'yi tanıdığı kısa süre boyunca nasıl bir karakter olduğunu az çok tanımıştı.Hata yapmayı sevmiyordu. İlk seferinde Sehun'u koruyamadığı için daha fazla üstüne düşmüşte olabilirdi. Sehun o an Kai'nin babasına ne kadar benzediğini farketti.
"Herkese karşı böyle misin?" Diye sordu birden bire Sehun. "Yani bu korumacı tavırların işin yüzünden mi yoksa gerçek hayatında da böyle misin?"
"Birbirimizi tanımaya mı başlıyoruz?" Kai söylediğinde Sehun omuz silkti.
"Sen benim hakkımda her şeyi biliyormuşsun gibi hissediyorum.Sana gelince hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sen fazla şeysin.."
"Neyim?" Kai tek kaşını kaldırdığında sordu.
"Gizemli" Sehun,Kai'ye derin bir ifadeyle baktı.
"Tamam o zaman şöyle bir şey yapalım."Dedi Kai yatakta Sehun'un yanına otururken. Sehun gövdesini Kai'ye çevirirken meraklı gözlerle kendisini izlediğini gördü. Kai bir bacağını dizinin üzerine attı ve ve tek parmağını Sehun'a doğrulttu.
"Sen bana öğrenmek istediğin her şeyi sor ve ben de karşılığında sana tek bir soru sorayım."
"Pekala" Dedi Sehun gözlerini kısarak karşısındaki adamı birkaç saniyeliğine süzdü. Öğrenmek istediği her şey karşılında bir soru soracağını söylemişti. Güzel bir anlaşmaydı bu yüzden kabul etmek mantıklıydı.
"Öyleyse sor." Dedi Kai. "Ne öğrenmek istiyorsun?"
"Öncelikle"Dedi Sehun ayaklarını kendine çekerek bağdaş kurdu. Kendini rahat bir pozisyona sokmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Minister (M)-(SeKai)
FanfictionBir bakan ve korumasının gizli ilişkisini anlatıyor. Başlangıç tarihi 10 Şubat 2019 Bitiş tarihi 17 Mart 2019