Zihnimi delen beyaz ışıklar değil,içinde ki sorulardı.Her bir soru,her bir sorun bir tilkinin zihnini temsil ediyor beynim de.Tilkiler toplanıyor,aralarında hırlaşıyor sonra da ruhumu kemiriyorlardı.Birden aralardında ki savaşı bırakıpzihnimin karanlık köşesin de başladılar ulumaya.İçlerinden bir tanesi fısıldadı zâaf nedir?Sahi nedir bu zâaf,neden çok acı verir?Üç yaşında ki bir çocuktan ne ister?Bir genç kızın hayallerinden ne ister?İçinde ki çocuktan ne ister?Ruhundan ne ister? -Derin bir nefes aldım.- Kimseyi sevmemeli bu hayatta,kimsenin zâafı olmamalı bu hayatta.Zâaflarımız yüreğimizde çatlaklar oluşmasına sebeb oluyor bazen.Hayat akıp giderken geçen zaman da o çatlıklara doluyor aslında.O doldurdukca biz yeni çatlaklar ekliyoruz ama ne dolan çatlaklar iyileşiyor ne de yeni çatlaklar gelmeyi bırakıyor kalbimize...Ruhum ise yoruldu çatlaklardan ve yıllar önce defalarca intihar etti.Sonra da bir daha dönememek üzere terk etti bedenimi...Yaşaran gözlerimden bir damla düştü yastığa.Derince nefes alıp arkamı döndüm koca yatakta.Alp sırtı yatak başlığına yaslı,kollarını bağlamış öylece uyuyor.Dün beni uyuttuktan sonra gidemedi herhalde.O uyuyorken ben de fırsattan istifade edip onu inceledim.Rahat uyuyamadığını o kadar çok belli ediyor ki.Dolgun dudaklarını hafifçe aralamış o kadar tatlı duruyor ki.Ben de yatakta yavaşça doğrulup onun gibi sırtımı yatak başlığına yasladım.Karışık saçları onlara dokunma isteği uyandırdı içimde.Yavaşça elimi uzattım,elim tam yüzünün önündeyken gözlerini açtı ve gözlerimin içine baktı.Hemen elimi çekip,gözlerimi kaçırdım yeşillerinden.
-Yakalandın.Uyanıcak harika zamanlama Alp bey.Yine müthişsiniz açıkcası.
İçimde ki sese gözlerimi devirdim."Günaydın güzelim"
Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde gülümsüyordu hemde çok güzel gülüyordu.Derin bir nefes aldım.
"Günaydın"
"Bana dokunman için uyumam gerekiyosa,sonsuza kadar uyuyabilirim"
Çarpık gülümsemesi belirdi hemen yüzünde.Hadi ama domatez gibi kızarmamı mı istiyorsun?
"Saat kaç acaba?Sırtım da ki tutulmaya göre 11 vardır herhalde"
"Şey...Keşke ben uyuduktan sonra dönseydin yatağına...Benim yüzümden rahatsız ve ağrılı bir güne uyandın "
Kocaman gülümsedi.
"Emin ol Uzun zaman sonra geçirdiğim en güzel gece ve uyandığım en güzel sabahtı.Gece sen uyuduktan sonra gidicektim ama seni uyuken izleme fırsatını kaçıramazdım güzelim"
Ve arkasından göz kırptı.Bunu yapmasaydı iyiydi be.Çok hafif bir tebessüm belirdi dudaklarımda.
-Kendine gel Arya bu kadar çabuk kapılma şu adamın aurasına.
Ben de nerdesin diyordum iç sescim."Hadi kahvaltıya inelim çoktan hazırdır."
Ayaklandı ve odadan sakin adımlarla ayrıldı.Ben de kalktım lavobaya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü değiştirip,aşağıya indim.Bir dakika bu koku...Emin olmak istercesine bir kaç kere daha havayı kokladım masaya yönelirken.Evet evet her yer mis gibi krep kokuyor.Alp beni görünce koca bir kahkaha attı.
"Krep kokuları her yeri sarmış sanırım.Gözlerin kapalı buldun masayı"
Bedenini yok edercesine yüzüne baktım.İki elini teslim olurcasına havaya kaldırdı,gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"Tamam tamam susuyorum.Hadi otur da soğutmadan yemeğini ye güzelim."
Sakince sandalyeye oturdum.Alp masanın başında bende hemen yanın da ki sandalye de kahvaltımızı sakince yapıyorduk.Adım sesleriyle kafamı masadan kaldırıp gelen eteğini vicdanına kadar çekmiş beyaz gömlekli hizmetli kıza baktım.Ya sizin sayınız kaç abi?
-kıskandın mı sen?
İç sesimi susturup bayan bacağın söylediklerine yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Aşk - Başlangıç
حركة (أكشن)Ben herşeyin bittiğini zannederken aslında kader oyununu yeni kuruyormuş...