♦14♦

3K 275 200
                                    

   Hoseok kendine sarılan kıza karşılık vermişti öylece bilmeden aslında sevip sevmediğine karar veremiyordu sadece yanında olmak istiyordu bildiği tek şey buydu yıllarca gözüne girmeye çalıştığı babasından bile daha çok değer veriyordu bu kız Hoseok'a bunu hissediyordu çünkü belini morarttığındaki üzüntüsünü anlamıştı, bütün gün Hoseok'un dediklerini yapıyordu ve hareket etmesine izin vermiyordu çocuk en sonunda dayanamayıp başında dört dönen kızın kolunu tutmuştu

"Sakin ol He Ran." kız öne dönüp gülümsemişti

"Telaşlı değilim ki."

"Telaşlı olduğunu söylememiştim." kız kırdığı pottan dolayı dudaklarını kemirmeye başladığı anda Hoseok derince o kırmızımsı dudaklara baktı ve onu hızlıca kucağına çekti kızın ağzından çıkan ufak çığlık öpüşleri yüzünden kesilmişti. Tutku bu muydu? Öpüşmek bu kadar insanı kendinden geçirebilirmiydi? Nefes nefese kızdan ayrıldıktan sonra gözlerini sımsıkı kapatmış kıza baktı.

"Ben üzgünüm bir anda tutamadım kendimi." aslında pişman filan değildi bir daha olsa bir daha yapardı ama kızın istemediğini düşündüğünden yalan söylemek zorunda kalmıştı. Kız gözlerini ürkekçe açıp Hoseok'un sıkıca tuttuğu tişörtünü bırakmıştı. Hâlâ kucağında oturuyordu bu da haliyle Hoseok'un tahrik olması için bir sebepti. Dudaklarına ve kıza bakmamaya özen gösterdi çünkü dayanamaya bilirdi.

°He Ran°

  Utancımdan öylece kucağına yapışıp kalmıştım. Kalkmak istiyordum ama kalkarsam bacaklarım beni tutmayacak diye de korkuyordum zaten kalkacak gücüde bulamamıştım kendimde. Yavaş yavaş olanların farkına varmaya başladığım sırada Jimin içeri girip bizi görmüştü

"ÖHAAAÜÜÜÜ." gibi garip bir ses çıkarıp gözlerini yuvalarından çıkacak kadar büyütmüştü. Beni öptüğünde ben bu kadar tepki vermemiştim. Bize doğru yaklaştı pozisyonumuzu her açıdan incelemeye başladı

"Ne yapıyorsun Jimin?" daha da dikkatli inceleyip ciddiyetle Hoseok'a baktı

"B..ben tanrım neden daha önce söylemediniz?" Jimin'in ciddi ciddi konulması gerçekten beni korkutmaya başlatmıştı ve ben hâlâ Hoseok'un kucağındaydım

"Jimin boş boş konuşma. Söylenecek bir şey yok da ondan söylememiş olabilir miyiz sence?" kafasını hayır anlamında sallayıp Hoseok'un omzunu destek olur gibi sıvazladı

"Neden yaptın bunu neden sakladın benden?" Hoseok'un sabrı taşmış olacak ki tavana doğru bakmaya başlamıştı

"Ne saklamışım senden Jimin?"

"Hamile olduğunu." ikimizde şaşkınlık içinde Jimin'e bakıyorduk. Hoseok'u mu kastetmişti o?

"Nee?" Hoseok'un hafif kızgınlıkla sorduğu soru üzerine Jimin koltuğa oturup gözünden yaş gelene kadar güldü

"ç..çünkü He Ran s..seni sik..." susmasının nedeni Hoseok'un ayağının ağzına girmesiydi
Şuan ki pozisyonumuzu biri görse nasıl açıklardık acaba? Ben Hoseok'un kucağında Hoseok'un ayağı Jimin'in ağzındaydı. Yerimden hızlıca kalkıp dudaklarımı dişledim ve yanaklarımın kızarıklığının dinmesi için derince bir nefes aldım. Hoseok Jimin'in ağzından ayağını çekince Jimin sinsice gülümsedi

"Demek benden habersiz sevişirsiniz haa, peki birlikte oldunuz mu?"  şaşkınlıkla ona bakarken Hoseok kafasına yastık fırlatmıştı

"Yeter salak seni." Jimin dudaklarını büküp Hoseok'a sinirle baktı

"Bir resmimi sana veriyim de bana bakıp yapın çocuk benim gibi yakışıklı olsun." Hoseok daha fazla dayanamamış ve Jimin'i kovalamaya başlamıştı. Gülerek sanki beş yaşındaki çocuklar gibi koşan ikiliye baktım. Bir zaman sonra yorulmuşlardı ve biri bir koltuğa diğeri bir koltuğa uzanmıştı. Ben içeri gidip yemek yapmaya başladıktan sonra sesleri çıkmamıştı. Yemeği pişmeye bırakıp içeri gittiğimde ikisininde uyuduklarını görmüştüm içeriden iki tane yorgan getirip Jimin ve Hoseok'u örtmüştüm. Hoseok'un yanına eğilip yavaşça dağılan saçlarını toparladım. Mırıltılar çıkarmıştı gülümseyerek yanağına minik bir öpücük bırakmıştım. Gülümseyerek gözlerini aralamıştı

"Gizlice öpmemelisin He Ran." yutkunarak geri çekilecekken tükürüğüm boğazıma takılmıştı öksürerek kalkmaya çalışınca beni kolumdan tutup sırtıma vurmuştu

"Dikkatli ol yemem seni." gülerek bana bakınca telaşla gitmeye çalıştım ama beni hızla çekince üzerine düşmüştüm. Dudaklarımızın ve vücudumuzun yakınlığı insanı delirtirdi. Gözlerimi hızlıca açıp kapattım ve bu şahane görüntüsüne dalıp gitmemeye çalıştım ama ne kadar dayanabilirim ki? Şuan osursa bile iğrenmem öyle ki şahane biri. Derken ona bakıp içli içli güldüğümü fark etmiştim. Hemen toparlanıp oturur pozisyona geldim

"Hoseok ben şey benn."

"Sen ney?" kafasını yana yatırmış beni göz himayesine almıştı bu konuşmamı daha da bir zorlaştırıyordu

"Ben galiba se..seni." sözümü tamamlayamamıştım çünkü Jimin'in horlama senfonisi bizi çok güzel bozmuştu

"HOOOOORRRAAAAUUUUĞĞĞ."

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın 😆😆😆

Bugünnn sizee 3 bölüm atıcağmmm

Experimental (Jung Hoseok)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin