Omzumun dürtülmesiyle gözlerimi aralayıp kafamda dikilmiş Anamis'e baktım. Gün çoktan doğmuştu. Bu saate kadar uyumamam gerekiyordu ama ben o kadar yorulmuş ve yıpranmıştım ki her şeyin çaresi uyumak gibi ona yüklenmiştim. Esneyerek kendime gelmiştim. Çantamdan çıkarttığım sandiviçi yiyip biraz su içerek açlığımı da tamamen giderdikten sonra eşyalarımı hazırlamıştım. Çantamı sırtıma takıp küçük evden çıkıp pusuya yatmış Namjoon ve Yoongi'nin yanına gitmiştim Anamis de arkamdan gelip sessizce ileriyi izlemeye başlamıştı görüş açımıza giren kamyonet ile yerimizden fırlamıştık kapının önünde işlemleri hallederken Namjoon önceden araştırdığı kamyonetin arkasını açmıştı içine girip arkamızdan yavaşça kapıyı kapatmıştık arabanın hareket ettiğini anlayınca içimdeki heyecan bütün vücudumu sarmıştı. Aklımda Hoseok'u görünce yapacaklarım dolanırken arabanın durmasıyla Namjoon'a baktım. Kafasıyla işaret verip arabanın üstündeki camdan yukarı çıkmıştı aynı şekilde ben, Yoongi ve Anamis'te onu takip etmişti. Soför arkası dönüp bir şekilde önümdeki değişik kıyafetli adamla konuşuyordu. Adamın üzerinde beyaz sanki alüminyum folyodan yapılmış bir tulum vardı. Daha fazla onu incelemeyerek arabadan aşağıya atlamıştım en azından fazla ses çıkartmamıştım. Onların yanından uzaklaştığımızda etrafımda dönerek yüksek binalara, renkli panolara, büyük ekranlara bakıyordum. Dönmeyi bırakıp reklamların olduğu ekrana bakmaya başlarken otomatik olarak geçen reklamlarda gözlerimi dolaştırıyordum. Aniden önüme çıkan resimle vücudumu bir titreme almıştı. Hoseok bir bilgisayar ekranına eğilmişti ve resmin üzerinde "Yanlız değilsin." "Akıllı şehir senin için hazırlanıyor." "Alfa seni seviyor." gibi yazılar yazıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öylece yazıya bakarken Yoongi beni kolumdan tutup kendime getirmişti
"Hadi gidelim." kafamla onaylamıştım bir binanın arkasına girdiğimizde Namjoon cebinden çıkarttığı klavyeli tabletle bir şeyler kurcalamaya başladı
"Alfa'nın iç koordinatlarını bulmaya çalışıyorum." onu kafamla onaylayıp yan tatafımdaki dükkanın camından kendimi izlemeye başlamıştım. Elimi elmas şelalesine girdiğimden dolayı iyice uzayan saçlarımdan yaptığım at kuyruğuna atıp çözmüştüm. Çantamdan çıkartığım makası uzun saçlarım ayaklaştırırken Anamis elimi tutmuştu. Elimi açıp avucuma yazdığı kelimeleri takip etmiştim
"Gerçekten böyle daha mı güzel olduğumu düşünüyorsun." gülümseyerek kafasıyla onaylamıştı bende ona gülümseyerek karşılık verdim ve tokamla tepemde dağınık ve hafif bir topuz yaptım. Daha sonra Namjoon'a odaklanıp ekrana bakmaya başlamıştım
"Buldun mu?"
"Neredeyse." bir kaç şey daha yapıp son bir tuşa sevinçle basmıştı. Ekranda beliren krokieye bakıp gülümsedim. Alfa'nın bütün odaları ve sahiplerinin adları önümde duruyordu. Parmağımı Jung Hoseok yazan yere koydum
"Benim işim burda." daha sonrada babasının adının olduğu yeri işaret ettim
"Sizinki de burada o adamı öldürmeden gelmeyin." derince bir nefes verip ellerimi sıkmıştım onlar ailemi nasıl ortadan kaldırdıysa bende onları ortadan kaldıracaktım. Yerimden doğruldum
"İyice akşam olsun yarın Alfa çalışanlarından bir kaç kişiyi sıkıştırıp kıyafetlerini alırız." Namjoon kafasıyla onaylayıp krokiyi kapatmıştı. Çantamı çıkartıp içinden atıştıracak bir şeyler çıkartmıştım. Yemek yerken aklım bebeğimdeydi. Umarım bu işten ikimizde sağlıklı ayrılırdık. Sonunda babası olmayacak olmasına rağmen o bu hayatın en masum kısmıydı. Yemek yeme işini bitirip çantamı toplamıştım. Kafamı havaya kaldırıp yavaş yavaş kararan havaya baktım. Belimdeki silahımı yavaşça tutmuştum. Gözlerimi yavaşça yumup bir damla göz yaşının gözümden akmasına izin vermiştim. Aslında bağıra bağıra ağlamak istiyordum. Anemis destek verircesine omzumu sıkmıştı gülümseyerek ona baktım. Sarı saçları dünden bugüne yaşadığımız şeyler yüzünden kirlenmişti. Namjoon ayağa kalkıp hepimize baktı
"Bakın şimdiden söylüyorum eğer birimiz ölürse başında ağlamayı kesin ve kaçın tamam mı?" kafamızla onaylamıştık aslında hiç birimiz bunu yapmayacaktık o da yapmayacaktı ama yine de uyarıyordu. Yerimden doğrulup derin bir nefes verdim yüzümü yanımda getirdiğim eşarp ile iyice örtüp Alfa'ya doğru yürümeye başladım. Yere sinip birilerinin çıkmasını beklerken iki tane temizlikçinin kapıdan çıkıp çöpleri atmak için ilerideki çöp konteynırına gittiklerini gördüm Namjoon'a kafamla işaret vererek onlara doğru ilerlemeye başladım. Biri erkek biri kadındı kadının arkasından yavaşça yaklaşıp onu ağzından tutup ilerideki binanın arkasına çektim elimle boğazını iki yanından kavrayıp bayılttıktan sonra üzerimi değiştirmeye başlamıştım. Namjoon benimle içeri girecekti Yoongi ve Anamis'i de gizlice sokacaktık. Üzerimi tamamen giyinip Namjoon'a döndüm
