3 " when the party's over"

675 91 21
                                    

--

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

--

"Niye sana uyup bu külüstürle yola çıktım, kendime inanamıyorum." Jongin defalarca tekrar ettiği bıkkınlık cümlesini yeniden söylediğinde Sehun derin bir nefes aldı ve aklını dağıtmaya çalıştı. Jongin'e tehammül etmeye zamanla alışacağını düşünürse belki de onun bu bitmek bilmeyen söylenmelerine katlanabilirdi. Ya da böyle bir şey olmazdı ve Jongin zaman geçtikçe daha da katlanılmaz biri haline gelirdi. Bu daha muhtemel bir sonuçtu.

" Ne vardı sanki arabamla gelseydik? Ne var da şu motoru bırakmadın?" Jongin elinde tuttuğu kaskı motora vurduğunda bu Sehun için son noktaydı. Kimse bu dünyada ki tek varlığı olan biricik kızına vuramazdı.

" Sana gelmek zorunda olduğunu söylemedim Jongin. Pekala arabanla gidebilirdin. " Sehun bir hışımla konuştu. Jongin'in elinde ki kaskıda çekip almayı ihmal etmemişti. Jongin ve motor arasında ki güvenli mesafeyi oluşturmak için bir kaç adım uzaklaştı ve sağ eliyle denge de tuttuğu motoruyla yürümeye devam etti.

" Ama motordan koktuğumu ima ettin. Korkuyorsan binmeyebilirsin dedin ve ben korkmuyorum." Jongin elinde ki telefonun şebekesini tekrar kontrol etti. Junmyeon'ların evi Seul'un biraz dışında ki bir sitedeydi. Böyle olunca da ormanlık alanda telefonu çekmiyordu.

" Evet kesinlikle korkmuyorsun," Sehun motoru sürerken arkasında oturup hayatı buna bağlıymışçasına ona sarılan Jongin'i düşününce gülmeden edememişti. " Korkuyor olsan nefesimi kesecek kadar sıkı şekilde sarılmazdın."

"Hızlı gidiyordun!" Jongin'in bahaneler üretmeye devam ederken yolun büyük bir kısmını kat ettiklerinde saat sözleştikleri saatten neredeyse bir saat sonrasıydı.

Neyse ki site güvenliği Jongin'i hemen tanımış ve onları çabucak içeri almış ve Junmyeon'ların evine kadar bırakmıştı.

Sehun'un gözlemlediğim kadarıyla zenginlerin oturduğu şu meşhur sitelerden biriydi. Şu dramalarda gördüklerine benziyordu ama daha çok yeşil alan vardı ve her evin kendine özel mahrem alanı oldukça genişti.

Junmyeon ve Jongin'in ablası Jihyo'nun evi ise şüphesiz içlerinde en çok güvenliğe sahip olan evdi. Diğer evlerin önünde hiç bir güvenlik yokken, onların evinin önünde ki korumalar ve sayısız güvenlik kamerası hemen göze çarpıyordu. Ev kale misali korunuyordu adeta.

"Bu kadar güvenlik olması normal mi?" Sehun elinde olmadan Jongin'e şaşkınlıkla sordu. Junmyeon'un bu kadar güvenliğe ihtiyaç duyacak ne gibi bir sorunu olabilirdi ki? Düşmanları mı vardı?

"Junmyeon güvenliğe takıntılıdır." Jongin boşver anlamında elini sallarken eve doğru giden yolda Sehun'u sürükledi, yolda kalma maceralarını onları bu denli yakınlaştıracağını kimse inanmazdı büyük ihtimalle ama şimdiden birinci isimlerini kullanır olmuşlardı.

Evin kapısına ulaştıklarınıdaysa Junmyeon kollarını birbirine sarmış bir şekilde onları bekliyordu. Kapıya yaslanmıştı ve yüzünde bir sırıtış vardı. "Neyse ki tek parça olarak gelebildiniz."

breathin「osh + kji」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin