Sehun gözlerini açtığında görmeyi beklediği şey güneş ışığından başka bir şey değildi fakat yine de güneşi aratmayan esmer teniyle Jongin hemen yanı başındaydı.
Endişeyle ona bakıyordu, Sehun'un uyandığını fark eder etmez hızla yerinden kalkmış eliyle omzunu kavramış ve yatakta dik bir pozisyona geçmesine yardım etmişti.
Sehun'a bir şeyler sormaya çalışıyor gibi bir hali de vardı ama kulaklarında ki uğultu nedeniyle Sehun ne demek istediğini anlamakta zorlanıyordu.
Sehun'un ilk kavradığı şeyde bir hastane odasında oluşuydu. Kahverengi ağırlıklı geniş bir odadaydı. Büyük bir penceresi vardı ve şehir manzarası ayaklarının altındaydı.
" Sehun beni duyuyor musun?"
Jongin'in sesini nihayet duyabildiğinde refleks olarak başı ona dönmüştü. Çocuğun gözlerinde ki endişe hala yerindeydi.
"Ne zamandır buradayım?" diye sordu Sehun. En son hatırladığı Jongin'in onu üzerine gelen arabadan kaçırmak için bankete doğru savurduğuydu. Burnunda ki bal kokusu hala tazeydi. Sonrası karanlıktı.
"İki saattir uyuyorsun." dedi Jongin, Sehun'a içmesi için bir bardak su doldurmuş ve uzatmıştı. "Doktor uykusuzluk ve yetersiz beslenme yüzünden güçsüz düştüğünü söyledi. Üstüne birde kafası kaldırama çarptın sanırım. "
Sehun ona uzatılan bardaktan bir kaç yudum içtikten sonra konuştu. Vücudunda belirgin bir ağrı hissetmiyordu. Hem zaten hırpalanmaya alışık sayılırdı. "Sen iyi misin?"
Jongin duyduğu soruya alayla güldü. Kahverengi takımı ve siyah gömleği toz içindeydi. Saçları karışıktı. " Benim bir şeyim yok. Dikkatimi üzerinden uzaklaştırmaya çalışma."
Sehun iyi hissettiğini üstelemek istese de ayakta ki Jongin'in yavaş adımlarla yatağa doğru gelmesi ve yatakta yana koyduğu sol elini kavramasıyla ağzını açamamıştı.
"Ellerin nasıl bu hale geldi?" Jongin'in parmakları teninin üzerinde meltem gibi dolaşırken Sehun sadece ona baktı. " Bugün ki olayda olamayacak kadar derin yaraların var."
"Hepimizin yaraları var Jongin." dedi Sehun Junmyeon'un söylediklerini hatırlayarak. Jongin'in gülümsemesinin ardına sakladığı yaralarını merak etti. " Bırakalım zamanla kabuk bağlasınlar."
"Senin ki devamlı kanıyor Sehun." Jongin'in bakışları direk Sehun'daydı. Elleri onu biraz daha kavramıştı. Şimdi ikisinin de elleri birbirinin nabızlarını hissedecek şekilde duruyordu.
Sehun Jongin'in hızla atan nabzını hissediyor, titreyen göz bebeklerine bakıyordu.
İkisi de bir süre birbirlerine kitliydiler sonrasında oda kapısından gelen ses ile ikisi de hızla ellerini çekmiş bakışlarını birbirlerinden kaçırmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
breathin「osh + kji」
Fanfiction"Sokaklar onu doğurdu büyüttü, bu güne kadar ona ne kattıysa hepsini de almayı fazlasıyla iyi bildi." başlama tarihi: 181228