8 "love you till kingdom come"

611 83 38
                                    

Bulutlar ayı çevrelemiş ve görünmez kılmışken, alacakaranlıkda mezarlıkta oturan kişi Sehun'dan başkası değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bulutlar ayı çevrelemiş ve görünmez kılmışken, alacakaranlıkda mezarlıkta oturan kişi Sehun'dan başkası değildi.

Azda olsa var olan ay ışığı sayesinde gölgesi siyah mezar taşına vuruyor ve kendi yansımasını görmesini sağlıyordu.

Elinde bitik bir soju şişesi vardı. Dibinde kalan az sıvıyı yavaşça sallıyor, tıpkı bu şişe gibi kendisini de oldukça bitik hissediyordu.

Siyah takımının üzerine belli belirsiz yağmur çiseliyor, takımını kirletiyordu. Kravatını çoktan sökmüştü ve gömleğinin ilk düğmeleri açıktı.

Sabah ki derli toplu halinden hiç eser yoktu. Kaç gündür mezarlığı, Taemin'i ziyarete gelmediğini hesaplamaya çalıştı. Günleri bir araya getirip toplayamadığında ise bundan vazgeçmişti. Zaten artık boş olan bu mezarın inandırıcılığını da sorgular olmuştu.

Gözleri siyah mezar taşının üzerinde geziniyor, beyaz harflerle yazılmış Lee Taemin yazısına çarpıyor, ardından doğum ve ölüm tarihlerini takip ediyordu. Orada ben olmalıydım diye geçiriyor içinden. Ardından derin bir nefes alıyor. Sanki  Sehun'un ciğerleri yanıyor.

Hemen sonrasında bir kaç adım sesi geliyor kulaklarına Sehun'un ama bu hayal bir gerçek mi emin olamadığı bir durum. Zira ayak seslerinin kaynağı gerçek olamayacak kadar Jongin'e benziyor.

Hiç bir şey demeden sakince gelip Sehun'un yanına oturuyor. Onunda üzerinde toplantı da giydiği takım var. Oda kravatını sökmüş ve yakaları dağınık.

" Nasıl buldun burasını." Sehun aklına gelen ilk şeyi soruyor direk zaten aklı dolanbaçlı sorular düşünemeyecek kadar bulanık.

"Takip ettim seni." Jongin poşette kalan son soju şişesini de alıp açarken cevaplıyor sorusunu. " Saatlerdir mezarlığın dışında arabada oturuyorum."

Yaptıklarını normal bir şeymiş gibi anlatması ister istemez Sehun'un gülümsemesine neden oluyor. "İşine yarayacak bir şey buldun mu peki?"

"Pek sayılmaz." Jongin konuştuktan sonra bir süre ikisi öylece sessizce bekliyor.

Yağmur hızlanıyor ve ardından yavaşlıyor.

"Bugün için özür dilerim." Jongin başı eğik bir şekilde konuştuğu için sesi boğuk çıkıyor. Ebeveynlerinden özür dileyen bir çocuğu andırıyor Sehun'un gözünde." Sen orada olmasan büyük ihtimalle daha fazla üzerime gelirdi."

" Orada kulağına ne dedi?"

Jongin bir an için tereddüt etse de belkide Sehun'un sarhoş oluşundan ve söyleyeceklerini hatırlamayacağına güvenip cevap vermişti. " Chanyeol'dan sıkılıp artık senin mi altına yattığımı sordu."

" Şerefsiz." dedi Sehun ardından bir çok daha küfür sıraladı. " Keşke burnunu kırmaktan daha fazlasını yapsaydım. "

" Hayır, " Jongin endişeli bir sesle konuştu." Onu üniversiteden beri tanıyorum. Kinci ve bencil bir insandır. Eğer senden şikayetçi olursa- "

breathin「osh + kji」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin