11 "fire on fire"

478 71 24
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Abla," dedi Jongin sesi bir çocuktan farksızdı ve tavırlarıyla da bunu destekliyordu. Göz deviriyor, sürekli gitmek için ablasından izin almaya çalışıyordu. "Daha ne kadar burada kalmak zorundayım?"

Jihyo kardeşinin bu hallerine karşın içten bir şekilde gülümsedikten sonra konuştu. " Kanepeler çok lezzetliymiş yedin mi?"

Jongin ablasının konuyu değiştirme çabasını görmezden gelse de masada duran kanepelerden birini ağzına attı. Gitmek istiyordu ama ablasının ve Junmyeon'un onu burada görme isteğini de göz ardı edemiyordu. " Junmyeon nerede?"

" Az önce Sehun ile birlikteydi."

"Ne Sehun mu?" Jongin şaşkınlığına engel olamamıştı. Zira yaşadıklarından sonra Sehun'un partiye geleceğini hiç düşünmemişti. Refleks olarak salona göz gezdirdi. Kuzguni renkte ki saçlar ve ince bir vücut radarındaydı. Çok geçmeden Junmyeon'un hemen yanında yüzünde memnuniyetsiz bir ifade ile duran Sehun'u gördü.

Üzerinde deri bir ceket vardı ama onu bunca insandan ayıran şey kıyafeti değildi. Sehun'un çok farklı bir aurası vardı, elinde olmadan tüm bakışları üzerinde topluyordu.

Jongin o esnada Sehun'un yanına gidip yakalarına yapışmak ile orayı terk etmek arasında gidip gelse de tercihini ikinci seçenekten yana kullandı. "Ben lavaboya gidiyorum."

Ablasını bir şey demeden bir baş hareketiyle onu onayladı ve ardından Jongin salonun çıkışına doğru ilerledi. Partinin olduğu katta ki lavabonun dolu olacağını tahmin ederek asansöre bindi ve 10. kat düğmesine bastı.

Tahmin ettiği gibi onuncu kat partini kalabalığından ve gürültüsünden uzaktı. Bu biraz olsun Jongin'e nefes alma imkanı sunmuştu.

Lavaboya girip yüzüne soğuk suyu çarptığında ise bir iki saniye eskisine nispeten daha iyi hissetmişti. Soğuk su saçlarından damlarken aynada kesişen yüzünü gördüğünde ise kızgınlığı yine gün yüzüne çıkmıştı.

Sehun orada hiçte üzgün olmayan bir şekilde dururken kendisinin saçını başını yolacak raddeye gelmesine kızdı Jongin.

Birine güvenmeye yada sevmeye bu kadar yakınken, bu kadar kötü şeyler tecrübe etmek onun hevesini kırıyordu. Sehun'un geçmişinde yaşadıklarına saygı duyup anlamaya çalışsa da bir hayalet ile savaşmaya ne gücü vardı ne kuvveti.

Yinede salonda kötü gözükmediğine emin olmak için aynada ki yansımasına son kez bakıp dışarı çıktı Jongin. Adımları hızlı değildi ama yine de asansörün bulunduğu kısma ulaşmak üzere köşeden dönerken ve ona aniden çarpan adamla irkilmişti. 

Jongin ilk olarak özür dilemek ve iyi olup olmadığını sormak istese de ondan hızla uzaklaşan adam sayesinde bu şansa sahip olamamıştı. Arkasından baksa bile adam kısa sürede gözden kaybolduğu için yapabileceği bir şey yoktu.

breathin「osh + kji」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin