4 "blackbird on my shoulder"

665 86 36
                                    

--

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

--

Bazı tarihçilerin söylediğine göre Büyük İskender yani Alexander çocukluğundan beri tanıdığı, yardımcısı, en yakın arkadaşı ve inanılmaz uçlarda yaşadığı hayatında güvenebileceği yegane insan olan Hephaistion'a aşıktı. 

Normal bir insanın hayatında yaşayabileceğinden çok daha fazla inişler ve çıkışlar yaşamışlar. Sırt sırta yapılan savaşlar akabinde gerçekleşen fetihler, hayatlarına giren başka insanlar. Onlarla paylaşılan bedenler ve duygular. Ve kaçınılmaz olarak geri dönüşler...

Belki de birbirlerine geri döndükleri bir anda Hephaistion, Alexander ile birlikte katıldığı bir savaşta göğsüne aldığı bir hançer darbesiyle ondan tam 8 ay önce ölmüştü. Alexander onu kurtaramayan doktorları çarmıha germiş ve Hephaistion'un naaşına sarılıp günlerce başında beklemiş. 

 Ardından Alexander, Hephaistion için görkemli bir cenaze töreni düzenlemiş ve ilk kurbanı da kendisi sunmuş. Normalde sadece bir kralın ölmesi durumunda yapıldığı gibi, tüm iran'da yanan kutsal ateşler söndürülmesini emretmiş.

Onlardan yüzlerce önce yaşamış bu iki aşığın öyküsünü ilk kez yetimhanede kaldığı dönemlerde, bir bahar günü çimlerin üzerinde otururken okumuştu Sehun. Baharın ortalarıydı ama buna rağmen güneş kaslarını gevşetecek kadar sıcaktı. Ya da o zaman kalbi aşkla kasıp kavrulduğu için bu kadar sıcak hissediyordu. Çünkü Taemin başını Sehun'un kucağına koymuştu ve onu dinlerken çimenlerin üzerinde uzanıyordu. 

" Bize benziyorlar." demişti sesi dalgın geliyordu. Belkide Alexander ve Hephaistion'un hikayesi onu üzmüştü. " Onlarda bizim gibi çocukluklarından beri tanışıyorlar ve en çok birbirlerine güveniyorlar."  

Sehun başını sallayarak onu onaylasa da ona göre üzücü bir hikayeye sahip olan bu ikiliye benzetilmek hiç hoşuna gitmemişti ama yıllar sonra anlamıştı ki bu hikayeden daha üzücü şeyler vardı. Alexander'ın en azından sevdiğinin bedenine sarılıp ona veda etme şansı olmuştu. Sehun ise onun aksine sevdiği kişiye doğru düzgün bir veda bile edememişti. Ondan geriye kalan bir kaç parça eşya ve başındaki belalardı.

Başında ki en büyük bela ise şüphesiz Zhang Yixing'di.

" Otursana Sehun, ayakta kalma." Evinin salonunda ki tekli koltukta oturan karartı konuştuğunda Sehun onu hemen tanımıştı.

Evine giren kişiyi sarhoş bir hırsız olması ihtimaline yormaya çalışsa da en başından beri Yixing'in onu bulduğunu anlamıştı. O Sehun'un omzunda ki siyah kuştu.

"Zevklerin hiç değişmemiş Sehun-ah."  Yixing salona göz gezdirerek söylese de, Sehun bu söylediğinin altında çok farklı anlamlar olduğunu biliyordu. " Eşyaların yine eski ve daha önemlisi gecenin bir yarısı arabasından indiğin şu çocuk aynı eski sevgiline benziyor."

breathin「osh + kji」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin