-
Sehun'un ilk iş günü tamamen boş geçmişti. Kelimenin tam anlamıyla bütün gün, ofiste boş gördüğü bir koltukta oturak gününü geçirmişti ve bundan tabi ki şikayetçi değildi. Oturduğu yer sıcaktı ve Kim Jongin odasından çıkmadıkça onun öldürücü bakışlarına maruz kalmıyordu.
Bugün de kötü başlamasına karşın günü geri kalanında tıpkı dünkü gibi geçirmeyi umut etmişti. Sabah berbat bir kabus ile uyanmış, bir şeyler yemek için mutfağında hiç bir şey bulamamış artı birde yolun yarısını bozulan motoruyla kalan yolu yürümek zorunda kalmıştı.
Neyse ki şirkette ki kafeterya da ramen ücretsizdi ve asansörü beklerken tek düşünebildiği de bir kase sıcak ramendi. Ama sabahtan beri peşine bırakmayan aksilikler yine onu avlamak için peşinde olmalıydı ki asansörün kapısı tam kapanmak üzereyken hızla içeri giren Kim Jongin'den başkası değildi.
Asansörde ki kişinin Sehun olduğu fark ettikten sonra yarım ağız şekilde günaydın demiş ve öylece durmuştu. Sehun inecekleri kata kadar konuşmamaya karar vermişti ki, asansörün aynasına yansıyan görüntüden kendini izleyen gözlere takılmıştı. Kim Jongin onu resmen tepeden tırnağa süzüyordu.
"Giyecek daha düzgün bir şeyin yok mu?" Jongin dişlerinin arasından konuşarak sordu.
Bunun üzerine Sehun'da kendini aynada ki yansımadından süzmüştü. Üstündekiler hemen hemen dünküyle aynıydı, sadece siyah pantolon yerine bu sefer üstüne mavi bir kot geçirmişti. Aynı yorumu dün Junmyeon'dan bugünde Jongin'den almıştı, buradakilerin kıyafetiyle alıp veremediği neydi bir türlü anlamamıştı.
" Üstümdekilerin neyini beğenmediniz Bay Kim?" Sehun hafif bir şekilde Jongin'e dönerek soru, yüzünde bariz bir gülümseme vardı.
Sehun'un sorusu üzerine Jongin'de çocuğa doğru döndü, elleri kahverengi takım elbisenin ceplerindeydi. "Senle ilgili beğendiğim çok az şey var Sehun."
"Ya öyle mi?" Sehun alayla gülüp bir adım Jongin'e doğru attı. "Oysaki az önce uzun uzun baktığınızda, beğendiğiniz bir şeyler olduğunu düşünmüştüm."
Jongin gözle görülür bir şekilde bu cevaba sinir olduğunda, Sehun daha da keyfiylenmişti.
Nitekim Jongin'inde cevap vermeye fırsatı olmamıştı, çünkü asansörün kapıları açılmış ve onları kapıda bekleyen biriyle karşılaşmışlardı.
"Günaydın Jongin." dedi adam bir elinde tablet diğer elinde kahve tutuyordu, sarı saçları vardı ve gülünce gözleri çizgi halini alıyordu. Kesinlikle tatlı bir havası vardı. Sehun onu dün şirkette gördüğüne neredeyse emindi, bir kaç kez Jongin'in odasına girip çıkmıştı.
"Günaydın Jongdae." diyerek onu selamladı Jongin, ona uzatılan kahveyi almış ve odasına doğru yönelmişti. Sehun ve Jongdae'de peşindeydi. "Bu sana söz ettiğim Sehun, onla ne istiyorsan yap, dosyaları falan zımbalasın mesela. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
breathin「osh + kji」
Fanfiction"Sokaklar onu doğurdu büyüttü, bu güne kadar ona ne kattıysa hepsini de almayı fazlasıyla iyi bildi." başlama tarihi: 181228