Eyüp ve Elisa bakışmaya devam ediyorlardı. Süda yere öylece yığılmıştı. İkiside öldü sanmıştı ilk başta ama Elisa nabzını kontrol edince hala daha yaşadığını söylemişti. Sadece bir baygınlık geçiriyordu.
En iyi arkadaşlar birbirlerine her durumda yardımcı olurdu. Bir parti düzenlendiğinde her misafirden önce orda olur, her misafirden sonra ayrılırdı. Partinin düzeniyle ilgilenirdi. Misafirler gittikten sonra ise dağınıklığı toparlardı. En iyi arkadaşlara düşen en can sıkıcı görev ise davetsiz bir misafirden kurtulmaktı. Elisa ve Eyüp'te öyle yapmıştı. Süda baygındı ve onu alıp arabaya bindirmişlerdi. Daha sonra ise bir ormanın ortasına bırakmışlar hızla geri dönmüşlerdi. Geri geldiklerinde tüm misafirler kapıda bekliyordu.
Misafirleri içeriye almışlar, yemeklerini yemiş ve gerekli konuşmayı yapmışlardı. Herkes kendi halindeyken kısa bir süre sonra Elisa'nın telefonu çalmıştı, ekranı görünce yüz ifadesinin değiştiğini gören Eyüp ise onu, telefon ile konuşmak için gittiği odaya kadar takip etmişti. Konuşulanları dinlemiş ve hayrete düşmüştü.
Sabah olmuştu, Sinan okula gitmek için hazırlanıyordu. Üzerinde başka bir heyecan daha vardı. Bugün başkan seçimleri olacaktı diye düşünürken kapı çalmıştı. Annesi kapıyı açmış ve Sinan'a seslenmişti. Sinan aşağıya indiğinde polisleri kapıda görmüş ve şaşırmıştı. Sinan'ı karakola götürmüşlerdi fakat kimse nedenini bilmiyordu. Polisler hariçti tabii.
Okulda başkanlık seçimleri başlamıştı. Herkes, kimin kazanacağını az çok tahmin ediyordu. Kerem bile tamamen ümidini kesmişti ama casusun kim olduğunu bulmuştu en azından. Panoya bakarken Matematik Klübü'nün açılacağını yazmıştı Eyüp. İşte bunu ona söyleyen kişi de Kerem'in söylediği kişiydi. Harika planı ile casusun kim olduğunu bulmuştu. Onu okulun arka bahçesine çağırıp sinirlenip dövmüştü. Okul başkanlık seçimleri yapılıyordu fakat henüz hala kozlarını kullanmamış olan kişiler vardı.
Aradan kısa bir süre geçmişti. Eyüp büyük bir özgüven ve heyecanla sonuçların açıklanmasını bekliyordu. Okul başkanını açıklayan kişinin ağzından ise "yeni okul başkanımız... "Kerem Sonay" sözcükleri duyulmuştu. Herkes büyük bir şoka girmişti. Büyük bir sessizliğe be şaşkınlığa bürünmüştü adeta, Kerem bile beklemiyordu. Sebebini ise izleterek anlatmışlardı. Merve ve Eyüp'ün Zerrinde olan videosu yansımıştı ekrana. Herkes aşırı şok olarak izlemişti videoyu. Eyüp aşırı derecede sinirlenmişti. Yukarı doğru baktığında ise Zerrin Hoca'nın balkondan gülerek onu izlediğini görmüştü. Savaşı iyice alevlendirmişti bu durum. Kimse böylesini beklemiyordu.
Kerem hakettiği şeyi almış, başkan olmuştu. Bunun mutluluğunu ikinci defa yaşıyordu. Bu sefer daha güçlü olmuştu fakat hiç beklemediği bir şey olmuştu.
Eyüp ve Merve ağır bir disiplin ve uzaklaştırma cezası almışlardı. Ailelerine haber verilmişti. Eyüp'ün ise halletmesi gereken bir durum vardı. Soluğu Zerrin Hoca'nın odasında almıştı. O amda Eyüp;
+Neden? Neden hocam yani. Ben size ne yaptım ki?
-Gerçekten böyle mi düşünüyosun? Sen böyle düşün, düşün ama şunu da düşün. Senin hakkında ki dedikoduyu çıkaran kişi Elisa, nasıl biliyosun deme, öyle...
Aralarında uzun bir bakışma geçmişti. Eyüp Zerrin Hoca'nın her şeyi öğrendiğini farketmiş fakat bozuntuya vermemişti. Eyüp, Elisa'nın ona yaptığı fenalığı öğrenmişti ve bunun bedelini ağır ödetecekti. Soğuk bir savaş daha böyle devam edecekti işte.
Merve aldığı cezayla beraber Kerem'in yanına gitmişti. Elinde ki ceza kağıdını Kerem'in göğüsünw vurarak;
+Hayırlı olsun başkanlığın.
-Noldu?
+Ha olanları izlemedin bile öyle mi?
-İzledim...
+İzlediysen ceza alacağımı tahmin etmişsindir. Küçücük okulda bir başkan olmak içinmiydi yani her şey he? Ben sana da mı güvenemeyeceğimx Başkan olmak için resmen Zerrin karısıyla beraber harcadın beni. Ama ben ne yapacağımı biliyorum. Gidiyorum uzaklaştırıldım ama merak etme, benide arama.
-Haberim yoktu öyle bir şey yapacağından yemin ederim.
Kerem başkanlığın mutluluğunu yaşayamadan sevdiği kızı kaybetmişti. Zerrin'in bunu neden yaptığını biliyordu ama söyleyemezdi. Bilmediği bir şey vardı ki, Merve'nin az önce ki "ben ne yapacağımı biliyorum" cümlesini Zerrin Hoca duymuştu. Bu onun gerçekten canını sıkmıştı.
Sinan polis merkezinde bekliyordu. Daha sonra ise sorguya almışlar ve "neden öldürdün" demişlerdi. Sinan hiç bir anlam verememiş. Sorulara cevap verememişti. Daha sonra ise polisler bir fotoğraf göstermişti. Yerde yatan bir cesedin üstüne Sinan'ın Elyesa'ya verdiği mont vardı. Cesedi saklamak için üstüne örtülmüştü adeta. Sinan büyük bir şoka girmişti. Kendisini savunmaya başlamış fakat neye, kime karşı savunduğunu bilmiyordu. Polisler anlattığı şeylerin birine bile inanmamış, nezarete atılmıştı.
Eyüp Sarraf oyunu her zaman kuralına göre oynamazdı. Hatta çoğu zaman... Sürekli bir hile ve oyunun içinde olurdu. Ama bu sefer kanuna uyacaktı. Telefonunu eline alıp 155'i aramıştı. Elisa'nın ailesinin başka bir ülkede sakladığı kaçak para hesabını ihbar etmişti. Bunu nerden öğrenmişti peki?
Elisa o gün ki partide bir odaya girşp telefonla konuşmuş ve Eyüp'te onu dinlemişti. Bunu öğrenmiş ama bu şekilde kullanacağını hiç tahmin etmemişti. Ama işine yaramıştı işte. Uzun ailesinin kalan son parasıda ellerinden gidecekti. Elisa'nın henüz bundan haberi yoktu...
Kerem güzel bir çiçek yaptırmıştı. En güzellerini, Merve'ye layık olduğunu düşündüklerini eklettirmişti. Merve'lerin evinin önüne gitmiş Merve'yi aramıştı. Merve ise meşgule atmıştı. Gerçekten meşguldu...
Siyah deri ceket ve eldivenleriyle beraber bir eve girmişti. Ev ise Zerrin'in eviydi, Merve oraya Zerrin hocayla ilgili aşşağılayıcı şeyler bulacak ve onu alt edecekti. Başına böyle bir şey geleceğini bilmiyordu, adeta talih kuşu konmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
250 Günlük Cinayet 5. Sezon!
Misterio / SuspensoHer öğrenci hata yapardı. Hata yapa yapa doğruyu öğrenirdi. Kimi zaman ödevini yapmaz, arkadaşının saçını çekerdi. Kimi zaman ise derste uyur ya da konuşurdu. Evet, böyle ilerledikçe insan hatalarından ders alır ve daha yapmamaya çalışırdı. Öğretmen...