250 Günlük Cinayet-5 |12

11 2 0
                                    

Hayatta bazen öyle anlar vardır ki yerin dibine girmemize sebep olur. Kimi zaman gerçekten hakederiz bunu, birinin bize gerçekten bir ders vermesi gerekir. Ancak bu dersi veren kişi bizden çok alt rütbede biri olduğu zaman, onurumuz ve gururumuz bunu kaldıramaz. Onur kırıcı olan en büyük şey ise rezil olmaktır. Durum böyle olunca bizde kılıcımızı kuşanmak için kollarımızı sıvarız.
Zerrin okula girmişti, kendisini böyle bir felaketin beklediğinden habersizdi. Okula geldiğinde herkes ona bakıyordu. Uzun uzun ona doğru bakıyorlar, yanlarıda kişiye bir şeyler söylüyorlardı. Gülüyorlardı, herkes onu izlemişti gelene kadar. Öğretmenler odasına girdiğinde ise öğretmen bir arkadaşı ona her şeyi göstermişti. Zerrin'in mahrem fotoğrafları tüm okuldaydı. Bunu yapanın Merve olduğunu bilmiyordu ama kimin yaptığını bulmakta kararlıydı.
Eyüp okula gitmemişti. Sinan onu çok acil görüşmeye çağırmıştı. Her ne kadar her olaya şüpheli yaklaşsa da ona gerçekten inanan tek kişi Eyüp'tü. Sinan gerçekten suçsuzdu ve davası devam ediyordu. Sinan, mont olayını anlatmıştı. İşlenen cinayetin sert bir şeyle işlendiğini ve o şeyin ise Elyesa'nın Sinan'a doğum gününde hediye ettiği gümüş şamdan olabileceğini söylemişti. Eyüp'e ise bu durum çok doğru gelmişti. Cinayet aletini o kişiye verip o kişiyi suçlu çıkarmak çok mantıklıydı ama oturtamadığı bir şey vardı. Elyesa neden birini öldürmüştü, nasıl yapmıştı bunu? Kimse bunu bilmiyordu...
Eyüp bu işi halledicekti, görüşmeden hemen sonra Sinan'ın evine gitmişti. Evde ki çalışana gümüş şamdanı sormuştu. Çalışan ise durduğu yeri göstermişti. Eyüp uzun uzun şamdana bakmıştı ve aklına harika bir fikir gelmişti. Uzun uzun dolaşmış, her yeri aramış ve o şamdan'ın tıpkısının aynısından bir tane daha almıştı. Geri Sinan'ların evine gelip cinayet aleti olan şamdan ve yeni alınan şamdanın yerini değiştirmişti. Evet, Eyüp buiçi gerçekten halledecekti...
Zerrin'in evini gören bir kamera yoktu ama evinin sokağını gören bir kamera vardı. Okuldan çıkıp, mobese kayıtlarına gitmişti. Derdini anlatmıştı ve kameraya bakmıştı. Kısa bir süre sonra ise evinin sokağına giren, gözüne çarpan tek kişinin Merve olduğunu görmüştü. İşte o an anlamıştı. Bunu yapacak geçerli tek sebebi olan kişi Merve'ydi. Zerrin'in intikamı ağır olacaktı.
Bazen asla tahmin etmeyeceğimiz durumlar gerçekleşir, asla düşünmeyiz gerçekleşeceğini. İşte tam da öyle bir şey olmuştu. Kerem dün gece Elisa'nın evinde kalmıştı. Dün gece uzun uzun sohbet edip içki içmişler, sabah isr aynı yatakta uyanmışlardı. Elisa durumu fırsat bilip hemen bir fotoğraf çekmişti. Kerem'in bundan haberi yoktu tabii.
Elyesa evde telefonuyla uğraşıyordu. Sosyal medyada Eyüp'ün attığı fotoğrafı görmüştü. Foroğrafta, Sinan'ın annesi ve babası vardı. Ayrıca  fotoğrafta Sinan'a hediye ettiği şamdan görünüyordu ya da o öyle sanıyordu. Kosa bir süre sonra aşağıya inmiş ve şok olmuştu. Şamdanın aynısı onların evindeydi, kendinden emin olmak için fotoğrafa tekrardan bakmıştı, şamdanın orda olduğunu görünce rahatlamıştı. Annesine sorduğunda ise, annesi bir şirketin hediye olarak gönderdiğini söylemişti. Daha sonra ise şamdana uzun uzun bakmış ve yaşadıklarını hatırlamış, sinirlenmişti. Şamdan'ı alıp kiler odasına koymuştu. Bu onu daha rahat hissettirecekti. Bilmediği şeyler vardı tabii. Eyüp yeni aldığı şamdan'ı Sinan'ın evine koymuştu, cinayetin işlendiği şamdanı ise şirket göndermiş gibi yapıp evlerine göndermişti. Adreslerini ise Elisa hastanedeyken hasta bilgilerinde fotoğrafını çekmişti. Bu şekilde ince bir plan yapacaktı. İnce fakat dayanıklı bir plandı. Eyüp planını Sinan'a anlatmıştı, Sinan ise çok memnun kalmıştı. Bu ikili gerçekten bu işin üstesinden gelecekti.
Eyüp eve doğru geliyordu, evine girerken arkada bir şeyin kırıldığını duymuş ama oralı olmamıştı. Evine girmiş, sabırla özene bözene resim yapmaya başlamıştı. Resmine devam ederken kapının önünde daha bir şeylerin kırıldığınu duymuştu, ne olduğuna bakmak için yavaşça kapıya doğru gitmişti. Gözünü kapının deliğinden bakmıştı ama bekleyen kişi orayı kapatmıştı. Ne oldğunu anlayamamıştı ve tam o anda kapıya biri vurmuştu. Eyüp sıçramıştı, korkarak kapıyı açmıştı. Açtığında ise büyük bir şoka uğramıştı, gelen kişi Sena'ydı. Aralarında uzun uzun bir bakışma devam etmişti.
Merve okuldaydı, öylesine bekliyordu ve hiç beklemediği bir anda Kerem ona doğru yaklaşmıştı. İkisi birbirini gerçekten çok seviyordu. Uğuruna ölecek ve uğruna adam öldürecek derecede hemde. Merve'nin içinde hala bir ukte vardı. Kerem ise bu yanlışı düzeltmek istiyordu. Kerem daha sonra söze girmiş ve her şeyi anlatmıştı. Zerrin'in o kamera görüntülerini yayınlamasında kendisinin haberinin olmadığını söylemişti. Merve ise kalbiyle inanmıştı. Daha sonra Kerem yine söze girmişti.
+Yarın akşam kardeş okulu yardım gecesi var, biliyosun dimi?
-Hayır bilmiyodum, sen mi organize ediyosun?
+Evet, ha bu arada sen polise ifade verdin dimi?
-Evet, senden hemen sonra ben de verdim.
+Umarım bir açık olmadı he?
-Yok hayatım, hadi derse girelim...
Kimse bilmiyordu, Kerem ve Merve neden ifade vermişlerdi. Hangi konu hakkında, nasıl bir ifadeydi bu. Yalan mı yoksa doğrumu? İşte her şey "Kardeş Okul Yardım Gecesi'nde" olacaktı. Gerçekler yavaş yavaş açığa çıkacaktı. Gerçekten böyle bir şey yaşanacağını bilseler, asla düzenlemezlerdi.
Eyüp ani bir tepki vermeden sarılmıştı Sena'ya içeri davet etmişti. Senayla sohbet etmeye başlamışlardı. Eyüp'ün bilmediği bir şey vardı ki Sena'nın anlatacağı her şey onun menfaatineydi. Eyüp ise oturup Sena'yı dinlemeye başlamıştı. Sena ona şöyle demişti;
+Olmuyo işte, ne kadar suçsuzun desemde inanmıyorlar.
-O zaman bidaha de, hem neden inanmıyorlar?
+Defalarca dedim, en sonunda ifade vermek için Merve ve Kerem'i çağırdılar ama onlarda dediklerinin aynısını dediler, herkes benim deli olduğumu düşünüyor.
-İfade mi verdi onlar, hemde sen onun suçunu üstlenmişken?
+Evet, görüyorum ki sende sinirlisin zaten Kerem'e? Resim falan çizmeye başlamışsın.
-Hobi o! Ayrıca, ne var aklında senin?
+Diyorum ki, kökünden kazıyalım şu Kerem'i. Ben onun suçlu olduğunu söyler öldürürüm onu, sende sinirini alırsın işte.
-Hayır olmaz, sınavım var benim. Bu işlere bulaştırma beni.
Eyüp yavaşça ayağa kalkıp pencereden bakmaya başlamıştı. Daha sonra ise masada ki gümüşlükte duran bir davetiye dikkatini çekmişti. Kardeş okulun yardım gecesiydi. Herkes orada olacaktı...
Zerrin masasında davetiye'yi görmüştü. Davetiye'de ise gecenin aynı zamanda bir kostüm partisi olduğu yazıyordu. Zerrin bunu komik bulmuş, davetiye'yi yırtıp atmıştı.
Eyüp ise bunu çok mantıklı bulmuştu, hemde bir kostümlü partiydi ve Sena'ya "kostümlü bir parti nasıl olur?" demişti...

250 Günlük Cinayet 5. Sezon!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin