Yeni Bir Başlangıç

156 26 8
                                    

19 Eylül Pazartesi 7.55

Ve yepyeni bir başlangıç. İlk ders saat 8'de başlayacaktı. Bahçede müthiş bir kalabalık vardı. Ne yapacağını bilmeyen 9. sınıflar etrafta geziniyordu. Kimileri önceden tanışıyordu. Salih,Merve ve Deniz gibi. Yağız da etrafta Demir'i arıyordu.
Etrafta gezindi ve sonunda Demir'i buldu. Demir fotoğraflarda olduğu kadar uzun boylu değildi. Selamlaştılar ve biraz sohbet ettiler.
Ardından höparlörden bir ses geldi.
-Sıraya geç!
Henüz sınıflar belirli değildi. 9. sınıflar rastgele sıraya girdi. Müdür konuşmasını yaptı ve 12,11 ve 10. sınıflara okula geçmelerini söyledi. Şimdi en heyecanlı kısım gelmişti. Sınıflar belli olacaktı. Anonslar yapıldı ve 3 sınıf belli oldu. 60 kişi kalmıştı ve bunlar 2 sınıfa 30'ar 30'ar dağılacaktı. İsimler tek tek sayıldı. D sınıfına 29 kişi verildi ve son bir kişi kalmıştı. Eğer bu isim Yağız veya Demir olmazsa ikisi E sınıfında olacaklardı. Müdür yardımcısı ismi açıkladı.
-Dilan!
O an Yağız ve Demir hem rahatlamış hem de çok mutlu olmuşlardı. Sınıfa girdiler ve etrafa baktılar. Herkes bir köşeye çekilmiş oturuyordu. Öğretmenin gelmesi bekleniyordu. Ama bir türlü gelmiyordu. Ve Demir Yağız'a bir soru yönlendirdi:
-PUBG oynuyor musun?
Yağız hemen cevabını verdi.
-Oynamaz mıyım reis.
Ve oyun hakkında sohbete başladılar. Sohbet tam koyulaşırken öğretmen sınıfa sonunda geldi. Çok sinirli birine benziyordu. Kendini tanıttı. Adi Hülya idi. Matematik öğretmeniydi. Yağız ve Demir en arka sırada oturuyorlardı. Gevezelikleri ile Hülya Hoca'nın dikkatini hemen çektiler. Hülya Hoca:
- İlk günden kaynasmalar başlamış.
dedi.

Yağız hemen atıldı.
-Biz önceden tanışıyoruz hocam.

Verdiği bu cevaplarla Yağız'ın çok özgüvenli biri olduğu anlaşıldı. O sırada Oğuzhan lafa atladı.
-Hocam bu arkadaş tanışma grubunda da böyleydi. Bi yerleri fazla kalkmış.

Bu çıkışı kimse beklemiyordu. İlk günden yapılan bu çıkış Yağız'ı çok sinirlendirmişti. O an cevap vermedi. Fakat ilk günden gruplaşma sinyalleri alınmıştı.

4. tenefüs olmuştu. Merve,Salih ve Deniz; Demir ile önceden aynı okulda oldukları için Demir'in yanına geldiler. O sırada Yağız ile de tanıştılar ve biraz sohbet ettiler. Merve gerçekten samimi bir kızdı. Yağız çok etkilenmişti bu durumdan. Salih ise çok kafa birine benziyordu.
Deniz'e gelecek olursak o da Yağız ile sanki uzun süredir arkadaşmış gibi konuşuyordu. Cana yakındı. İzledikleri ortak bir dizi buldular ve akşam özelden bu konu hakkında sohbet etme kararı aldılar.

Öğle arası olmuştu. Demir ve Yağız yemekhaneye gittiler. Yemekte mercimek çorbası ve kimsenin ismini bilmediği bir et yemeği vardı. Sıraya girdiler, sıra uzundu. Ve üst sınıf öğrencileri önlere tabiri caizse kaynak yapıyordu. Demir çok sinirlendi ve tepki göstermek üzereydi. Yağız onu sakinleştirdi. Çünkü Yağız konuşmanın boş olduğunu biliyordu. Aklında tek bir şey vardı. O da boyunun avantajını kullanarak bundan sonra kaynak yapmaktı. Boyu uzundu ve bu sayede büyük gözüküyordu. Sıra geldi ve yemeklerini aldılar. Bir masaya oturdular, 4 kişilik bir masa. Yemeklerinin yaklaşık yarısı bitmişti. Tam o anda biri Yağız'ın omzunu dürttü. Yağız arkasını döndü ve dürten kişi Oğuzhan'dı. "Oturabilir miyim?" dedi. Yağız evet anlamında kafasını salladı. O an Demir de Yağız da Oğuzhan'ın özür dilemesini bekliyordu. Fakat Oğuzhan oturdu ve hic konuşmadan yemeğini yemeye başladı. Oğuzhan yemeğini bitirdi ve eline telefonunu aldı. İlk gün olduğu için telefonlar toplanmamıştı. Oğuzhan rehbere girdi ve birine dokundu. Ardından telefonu kulağına götürdü. Birine bir şeyler söyledikten sonra:
-Sen de gelsene. İki enayi var burada,kalkarlar şimdi. Bizim tayfayi getir gel.

Yağız bu sefer gerçekten çıldırmıştı.
-Sen ne diyorsun o..... çocuğu?
dedi.
Demir Yağız'ın çok uzun süredir arkadaşı olmamasına rağmen Yağız'ı yavaş yavaş tanıyordu. Ani patlamalarının çok kötü kavgalara dönüştüğünü de öğrenmişti. Ondan dolayı Yağız'ı hemen oradan uzaklaştırdı. Uzaklaştırmasaydı belki de kavga olacaktı. Oğuzhan'ı yaptıkları Demir'in de sinirini bozuyordu. Fakat Yağız'ın aksine Demir öfkesini kontrol edebilen biriydi. Yağız ve Demir sınıfa geldiler. Yağız'ın sinirli olduğu çok belliydi. Hilal ve Yaprak adında  iki kız Yağız'a ne olduğunu sordu. Ve Yağız beklenmedik bir şekilde patladı.
-Bi s....... gidin başımdan!
Hilal ve Yaprak gerçekten çok kırılmışlardı. Peki deyip oradan ayrıldılar. Dışarı çıkarken Oğuzhan'ın gördüler. Oğuzhan koridorda adeta bir deli gibi:
-Nerede o ya.....?
diye bağırıyordu. Yanından 1 tane çocuk vardı ve cüsseliydi. Anlaşılan kavga etmeye gidiyorlardı. Yanındaki çocuğun adı Ibrahim'di. Psikopat tipli bir çocuktu ve Oğuzhan'ın ortaokul arkadaşıydı. Yaprak ve Hilal zor da olsa Ibrahim'i tuttular fakat Oğuzhan sınıfa doğru ilerliyordu. Oğuzhan'ın sesini duyan Yağız kavgaya geldiğini anlamıştı. Sesi giderek yakinlasiyordu. Yağız gibi biri tabii ki de yerinde oturup susmazdı. Hemen ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi.
Tam orada olacaktı her şey.



DEVAM EDECEK...

Lise KoridorlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin