Öncelikle bu bölümü elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım. Ama vote'lar gerçekten çok düşük. 4. bölüm 10 vote'da gelecek.
Sonunda beni bıraktığında derin bir nefes alıyorum. Stiles'tan hoşlanmamalıyım, bu yüzden ondan uzak duruyorum. Tabi bir de Malia var. Her neyse. Malia'yı düşünüp sinirimi bozmama gerek yok diye geçiriyorum içimden ve arka koltuktan kitaplarımı alıp eve giriyorum. Annem evde yok. Merdivenlere yöneliyorum. Sakarlığım sayesinde kitapların yarısını da düşürmüş oldum. Harika! Tanrım, çok açım diye mırıldanırken mutfağa yöneliyorum. Ve ikinci kez : Harika! Yiyecek hiçbir şey yok. Pizza söylemeliyim. Telefonu elime alıp tuşları çeviriyorum ve o sırada aklıma yarınki okul balosu geliyor. Tamamen unutmuşum. Alışveriş için hiç vaktim yok ve bir şeyi iki kez asla giymem. Ayrıca damım da yok. Gitmesem daha iyi. Cep telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılıyorum. Bu Scott.
-Efendim Scott?Bir sorun mu var?
-Lydia baloya kiminle gideceksin?
Böyle pat diye sorunca tuhaf oldu gerçekten. Bir şey bulmalıyım.
-Henüz karar veremedim. Yani çok fazla seçenek var diyorum geveleyerek.
-Peki o seçeneklerin içinde ben de varsam?
-Sen mi?
Bu gerçekten tuhaf.
-Kira bir yere falan mı gitti?
-Kuzeninde kalacakmış birkaç gün.
-Ha olur o zaman. Seçimimi sizden yana kullanıyorum Bay Mccall.
-Teşekkür ederim Bayan Martin. Yarın 7'de seni alırım.
Kapattı. 7'de mi? Giyecek kıyafetim bile yok. Alışverişe çıkamam, sınavım var. Scott'ı tekrar arıyorum.
-Scott. Bir sorunumuz var. Kıyafetim yok.
-Lydia, Tanrım beni bunun için mi aradın? Malia'dan ödünç al işte.
İşte şimdi çizgiyi aştın.
-Malia mı? Tarzlarımız arasında dağlar kadar fark var.
-Ya da ondan nefret ediyorsun ve ona muhtaçmış gibi görünmek istemiyorsun.
-Aslında ikisi de. Bak ben internetten istediğim kıyafeti, ayakkabıyı ve çantayı bulup sana mesaj atı cam ve gidip alacaksın. Tamam mı canımın içi?
-Peki, tamam diyor ve kapatıyor.
Ve şimdi kıyafet seçme zamanı. Çabuk olmalıyım yoksa sınava çalışmak için zamanım kalmayacak. Jet hızıyla bilgisayarı açıp almak istediklerimi Scott'a yolluyorum. Genelde asla görmeden giysi almam. Ama bu seferki gerçekten acil durum. Yani benim için. Bu işi de halletmenin rahatlığıyla ders çalışmaya başlıyorum. Kafam allak bullak olana kadar çalışıyorum. Gözlerimden uyku akıyor. Masamda uyuyakalıyorum. Uyandığımda annemin hala gelmemiş olduğunu görüyorum. Tanrım, eve uğrasa gerçekten iyi olacak. Aynanın karşısına geçip her zamanki queen görüntüsüne bürünüyorum. Beacon Hills'te bu lakabı benden daha iyi kaldırabilecek bir kız yok. Kıyafetimi ve ayakkabılarımı da giydikten sonra kahvaltıya iniyorum. Mısır gevreği ve biraz sütü kafama diktikten sonra koşarak yukarı çıkıyorum ve dişlerimi fırçalıyorum. Olamaz! 10 dakika sonra ders başlıyor. Ve eğer bugün geç kalırsam Lydia Martin hayatında ilk kez geç kalmış olacak. Koşarak dışarı fırlıyorum ve arabama atlıyorum. Okula girdiğimde Stiles yine Malia'yla. Onlara bakmıyorum yine. Köşede dolabını kapatmak için savaş veren Scott'ın yanına gidiyorum.
-Günaydın. Dediklerimi aldın değil mi? Lütfen aldım de çünkü gerçekten geceyi umutsuzca eğer unutursan ne giyeceğimi düşünerek geçirdim.