Yaşantımı düşündüm geçirdiğim her günümü ve her anımı yaşadığım her güzel ve her kötü anı şu on sekiz yıllık hayatımda ne kadar da çok şey yaşamıştım. Ne kadar üzüldüğüm çok şey olsa da güzel şeylerde oluyordu. Mesela çok eğlenceli bir lise hayatım vardı zamanında çok güzel arkadaşlarım ve birlikte kurduğumuz çok güzel hayallerimiz. Şimdi hepsi geride kaldılar onlar başka şehirlerde hayatlarına yeni anlamalar katarken ben yalnızlığımla baş başa kendi dünyamda yaşıyorum...
Ama bu gün aldığım güzel bir haber aldım. Meryem ablam onun dershanesinde ücretsiz sınavlara girebileceğimi söyledi. Bu bir kaç aydır çok ihtiyacım olan güzel bir haberdi. Tabi ücretsiz oluyor olması benim için çok güzel bir detaydı. Çünkü ailemizin durumu beni ücretli bir şeye yollamaya gücü yetmezdi ki zaten sırf bu yüzden fedakarlık yapıp üniversiteye gitmemiştim. Soranlara kazanamadım desem de aslında puanımın istediğim bölüme iyi bir şehirde olmasa tutuğunu ama maddi durumumuzun yetmediğini söyleyemiyordum. Zaten ben insanlara kendim hakkında açıklama yapmayı sevmezdim o sebeple kazanamadım diyordum. O zaman susuyorlardı ve bir kaç ‘çalışırsan olur’ cümleleri le geçiştiriyorlardı. Bende her seferinde onları dinliyormuş gibi yapıyordum.
Bu gün de ilk defa dershaneye gidip sınava girecektim ama çok fazla heyecanlanıyordum. Aylardır kimseyle tanışmamış doğru dürüst kimseyle muhabbet etmemiş olmamadan kaynaklıydı, birazda girişken olmamamla alakalı. Her gün geçtiğim bu caddeyi bu gün biraz daha heyecanla geçiyordum. Kendimi rezil edecek bir şey yapmayayım diye dua ediyordum ve hızlıca yürüyordum.
Sınav saatine bir saat kadar vardı ve erken gidip Meryem ablamın yanına gidecektim. Kütüphaneyle dershanenin birbirlerine yakın olması ayrı bir avantajdı benim için. İnşallah çok utanmam yanaklarım çok kızarmaz diye dua ederek ablamın tarif ettiği dershanenin önüne gelmiştim. YILDIZ ÖZEL EĞİTİM KURSU yazıyordu yeşil bir tabelada büyük harflerle. Dışardan daha çok bir apartmanı anımsatsa da eğitim için istedikleri para oldukça fazlaydı. Derin bir nefes alarak dışarıda sigara içen kızlı erkekli grubun önünden geçerek dershaneye girdim. Ablam ikinci kata gelmem gerektiğini söylemişti. İki kat olduğu için merdivenleri tercih ettim ve hızlıca ama sakin bir şekilde yukarı çıktım. Ve koridorun hemen sağında ablama ayrılan küçük odayı bulmam çok zor olmamıştı. Ne kadar kuzenim ve çok sevdiğim bir ablam olsa da çekinmiştim ve yine derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. İçerden ablamın ‘gel’ sesini duymamla odayı açtım. Odada bir kaç öğrenci vardı ve benim girmemle bana dönüp bakmışlardı. Bende yüzüme heyecanımı gizleyen bir gülümseme takarak ablama bakıyordum. Meryem ablam beni görmesiyle ayağa kalktı ve “Mısracığıım, hoş geldin” deyip beni kolları arasına aldı hızlıca çok candan bir insandı, benim aksime ve beni sevdiğini düşünürdüm hep. Bende ona sarıldım ve sonra gülümseyerek ayrıldık birbirinizden. İçeride oturan iki kız öğrenciye benim onun kuzeni olduğumu söylemişti hızlıca, ve her zaman aldığımız tepkiyi almıştık. Hiç benzemediğimiz gerçeğini. Hiç bir konuda benzemezdik O; esmer, bakımlı, sevecen biri. Ben; buğday tenli, sarı saçlı, ona göre daha dolgun etli ve daha içine kapanık biriydim. Hızlıca bir koltuğa oturdum ve benim gelmemle kızlarda kalkıştılar. Ablam da bana ne zamanalar sınavlara gelmem gerektiğini ve bu gün gireceğim sınıfı tarif etti. Hemen odasının karşısındaki sınıf olduğu için mutlu olmuştum. Söylenenleri dikkatle dinledikten sonra sınav olacağım sınıfa gitmek için ayağa kalktım çıkmak için kapıya yöneldiğimde karşımda benden oldukça uzun, esmer ve yakışıklı sıfatların bütün özelliklerini üzerinde taşıyan biriyle karşı karşıya kaldım. Gitmek için hareket eden bacaklarımı durduramasam da ve gözlerimi utanıp hemen üzerinden çekmiş olsam da saniyelik o görüntü aklıma çakılıp kalmıştı. Duruşu, heybeti beni oldukça etkilemişti. Hiç çaktırmasam da kafamın üstünde uçuşan kalpcikleri bir ben görüyordum. İçimdeki bir ses: “işte hayallerimizde ki erkeği bulduk.” diye çığlık atıyordu. Saniyelik bir görüşle beni bu kadar etkileyen erkeğe olan merakım, her adımımda kafamı geri çevirip bakma isteği uyandırsa da kendime hakim olarak benliğimi sınıfa atabilmiştim.
Arkalarda boş bir sıra bulup oturdum. Sınavın başlamasına az bir vakit kalmıştı. Ama benim sınava olan heyecanım uçup gitmişti. Şuan içimde bu bir anlık gördüğüm çocuğa karşı uyanan ilgi ve merak vardı. Kimdi ve nasıl biriydi acaba? Beynimde yankılanan tüm bu düşüncelerle önüme konulan kodlama kağıdına adımı kodluyordum. Mısra ERDİNÇ
işte hikayen başlıyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISRA
Teen FictionBir hayat düşünün ki sıradan oldukça sıradan bir hayat ve bu sıradanlık için de kaybolan bir kız. O kız ki hayatın anlamını yavaş yavaş yitiriyorken ve bir sevginin değerini onun için azalıyorken.. Ona asıl sevgiyi hatırlatan sıradan bir adam çıkıyo...