Keşke dünyaya süper güçleri olan bir kız olarak gelseydim. Ve öyle güçlerim olsaydı ki. Her mutsuz genç kızların hayatını düzeltebilen cinsten.
Tüm anne babaların problemlerini çözen bir güç. Biliyorum bu hiç bir zaman olmayacak ve her genç kız benim gibi hiç istemediği hayatları yaşayacak.
Evde ki büyük tartışmadan sonra şuan ki sessizlik hiç sevmediklerimdendi.
Odamda ders çalışmaya çalışıyordum tüm olanlara rağmen. İnsan ailesini seçemiyordu ve seçilmemiş aileler de yaşamak dünyanın en zor şeyiydi. Odamdaki aynadan kendime baktım uzunca süre. Yüzüme gözlerime ne kadar istemesem de içerdeki insanların bir karışımıydım. Yüzüm babamı anımsatıyordu. Gözlerim annemi. Ben, ne kadar istemesem de onların bir parçasıydım.
Telefonum arama sesiyle kendimi tüm duygularımdan çıkardım arayan Meryem ablamdı. “alo efendim abla “ “Mısra napıyosun canım?”
“ders çalışıyordum abla”
“ aferin benim akıllı kuzenim. Ben seni şey için aramıştım sen bu matematiği ne yapmayı planlıyorsun?” niye böyle bir şey sormuştu ki?
“ııı... yani yapmamayı planlıyorum” dedim biraz kekeleyerek.
“yapmamayı planlıyorum ne demek!”
dedi sesini çirkinleştirerek.
“.........”
benim cevabım sessizlik olmuştu. Zaten az önce mutsuz bir aile tablosundan çıkmıştım şuan en son derdim matematik bile değildi. Tabi ki bunları anlatamayacağımdan susmak en güzeliydi,
“neyse ki benim gibi bir ablan varda senin için harika bit şey düşündü”
dediği şeyden hiç bir şey anlamamıştım matematik ve harika sözleri bir cümlede bile yan yana güzel gelmiyordu.
“ne gibi şeyler?”
“şöyle mısracım, hani geçen odama geldiğinde odamda bir çocuk vardı ya”
şu ultra yakışıklı çocuktan bahsetmesini istedim bir an ama galiba adi Ömer mi Ömür mü gibi bir şey olan garip çocuktan bahsediyordu ama onun benim matematiğimle ve ortadaki harika fikirle ne alakası olabilirdi ki?
“evet de anlamadım ben?”
“işte bu ömür benim çok sevdiğim bir öğrencim sayısalı da çok iyi. Bende ondan rica ettim sana matematik çalıştıracak”
Bir saniye bu çok saçmaydı ben böyle bir şey istemiyordum ki. Nerden çıkmıştı.
“ama ablaa!”
“itiraz kabul etmiyorum hem ben yengemle bu konuyu konuştum bile.”
“ne konuştun annemle?”
“şöyle anlatayım eti senin kemiği benim muhabbetti. Yani anlayacağın itiraz hakkın yok.”
“ama abla ben çekinirim öyle özel ders filan alamam” dedim içimdeki doğru söyleyerek. “saçmalama mısra. Hem sende ona sözel konularda yardım edersin. Ömür seni utandıracak biri olsa böyle bir teklifte bulunmazdım. Zaten itiraz hakkın yokta ben için rahat etsin diye söylüyorum.”
Nasıl ya bunlar annemle ne zaman konuşmuştu ve birinden ders alacak almam saçmaydı. Ben matematik dersi filan almak da istemiyordum.
“pazartesi saat 4 den sonra dershane bitiyor o sıra boş sınıfta çalışırsınız sen pazartesi yanıma gel ben sana detaylardan bahsedeceğim canım”
“abla sen ciddi misin?”
tüm bunları şaka olmasına şuan ihtiyacım vardı. “saçmalama mısra. Pazartesi gel. İtiraz kabul etmiyorum. Yoksa seni yengeme söylerim. Hadi kapatıyorum işim var “
dedi ve yüzüme kapattı telefonu. Aslında özel ders almak güzel bir fikirmiş gibi gelse de o bana gülen gıcık çocuktan alacak olmak kulağıma hiç hoş gelmiyordu. Hatta dünyanın en saçma olayıydı. Zaten odaklanamadığım konulardan şuan oldukça uzaktaydım. Biraz hevesle gittiğim o yer şuan utanarak çekinerek ve istemeyerek gideceğim bir yer olacaktı. Bari ders anlatan kişi o yakışıklı olsaydı. Belki o zaman matematiği severdim. Haha kendi kendime güldüm iyice saçmalıyorsun Mısra matematiği bana o bile sevdiremezdi. Neyse zaten çok uzun bir ders anlatım süresi de olmazdı anlamadığımı anlayınca ömür denen çocukta pes ederdi. Kendi kendime güldüm ve iyice dağalan dikkatimi dağıldı yerde bırakıp mutfağa annemin yanına gittim. Babamla tartışmalarından dolayı üzgün gözüküyordu. Bir adamın bir kadını üzmesi dünyadaki en kırıcı şeydi. Hiç bir kadın üzülmeyi haketmiyordu bu yüzden erkeklerden nefret ediyordum bir yerde. Bir gün beni de bir adamın böyle üzmesinden deli gibi korkuyordum. Çünkü ben yeterince üzücü bir ailede annesinin üzmelerine üzülen bir kız olarak büyümüştüm. Belki de hiç evelenmeden genç yaşta ölürdüm ve tüm bu korkularımın hiç bir önemi kalmazdı ve bende üzülmemiş olurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISRA
Teen FictionBir hayat düşünün ki sıradan oldukça sıradan bir hayat ve bu sıradanlık için de kaybolan bir kız. O kız ki hayatın anlamını yavaş yavaş yitiriyorken ve bir sevginin değerini onun için azalıyorken.. Ona asıl sevgiyi hatırlatan sıradan bir adam çıkıyo...