-9-

128 6 1
                                    

Sabah kalktığımda kendimi yeterince bitkin hissediyordum. Gece çok fazla uyuyamamıştım. Abimi yatırdıktan sonra uykum kaçmıştı. Yatağımdan kalkıp tualete gittim. İşlerimi halledip omuzuma kadar gelen saçlarımı tepeden topladım. Abim hala uyuyordu heralde. Mutfağa gidip tost makinesini çıkardım. Dört tane tost ekmeği çıkarıp kaşarı dilimleyip ekmeklerin arasına koydum. Az birşey kırmızı biber koyduktan sonra abimin tostunu tezgaha bıraktım. Kendi tostumun üstüne de teryağı sürüp tost makinesini yerleştirdim. 

Bir süre sonra tostu çıkarıp yemeye başladım. Ah, ne harika. cidden acıkmıştım. Sonunda tostum bittiğinde odama gittim. Beyaz şortumu giyindim üzerine de askılı siyah ve gri arası önünde üç tane düğmesi olan t-shirt i giyindim. Altıma da bordo süperga'larımı giyindim. Saçlarımı açıp tekrar tepeden topladım. Telefonumu şarjdan alıp cebime koydum. İşte şimdi hazırdım. Abimin odasına gittiğimde hala uyuduğunu gördüm. Ateşine baktım. Ve oldukça iyiydi. Ateşi yoktu. Gerçekten bir dahiydim. 

Bu arada Haziran bitmişti ve Ağustos ayına çoktan girmiştik. Bu zamana kadar sürekli çocuklarla cafede çalışmıştık. Efe ve Öykü çok iyi anlaşıyorlardı. Öykü bana bu konuda fazla birşey anlatmıyordu. Onu bi ara kıstırıp zorlamalıydım :D 

Cafeye geldiğimde Öykü de Efe de gelmişlerdi. Onlarla bir güzel sohbet ettikten sonra sabah kısmında gelen müşterilere çörek börek simit falan verdim. Sabah vardiyası bitmişti ve şu an neredeyse kimse yoktu. Öğlenden sonra tekrar kalabalıklaşıyordu. 

''Ya ben çok sıkıldım ya. O kadar liseyi bitirdik. Bişeyler yapalım. Tatile falan çıkalım.''

Öyküye kesinlikle katılıyordum. Geçen sene tatile gitmemiştik. Sadece sahilde biraz takılmıştık işte. Ama tatil falan yoktu. Abim genelde arkadaşlarıyla gidiyordu. Tabi bu sene ne konuşmuşlardı bilmiyordum ama. 

''Güzel olurdu.'' dedim.

''Neden olmasın Aylin. Bi yerler ayarlayalım ve cafeye de biraz Büşra baksın.'' dedi Efe.

''Of harika olur ya.''

''Hadi yapalım şu işi.'' dedim gülümseyerek. Koskoca gençler olmuştuk ve bunu mutlaka yapabilirdik. 

''Ben internetten bakayım Bodrum Foça falan. Bişeyler bulalım hemen.'' deyip bilgisayarın başına geçti Öykü. Ona onaylayan bakışlar attıktan sonra yeni gelen bi kaç müşteriyle görüşmeye başladık. 

------------

(1 hafta sonra)

Uykumdan uyanıp Öyküyü uyandırmaya çalıştım. Dün gece burada kalmıştım çünkü abim dün sabah arkadaşlarıyla beraber Antalya'ya gitmişlerdi. Ve benim evde tek kalmamı istememişti. Zaten bugün bizde Foça'ya ve Bodrum'a gidecektik. Ne harika değil mi ? O günden sonra Öykü harika yerler bulmuştu ve biz de 5 gün Foça'da 4 gün de Bodrum'da kalacaktık. Rezervasyonumuzu yaptırdıktan sonra Akif amcayı aramış izin almıştım. O da izşn verip Büşrayla da konuşamamı söyledi. Zaten o da tatile gidip gelmişti. İki haftacık cafeye baksa ölmezdi. Ki zaten Büşra öyle biri değildi. Büşrayı arayıp anlattığımda sormama bile gerek olmadığını söyleyip hemen kabul etmişti. Daha sonra Can'a ve Beril'e de haber vermiştik. Daha önce onlar bize teklif etmişti yani okul kapandıktan iki gün sonra. Ama o zaman bizim için uygun değildi. Biz arayıp bu organizasyonu söylediğimizde çok sevinmişlerdi ve hemen kabul ettiler. Daha sonra da Emreye haber verdim. O da kabul etti ve sonuç olarak 4 tane oda tuttuk. Bir oda da Emre ve Can, diğer odada Efe kalacaklardı. Bir üst katta ise Bir odada Beril diğer odada ben ve Öykü kalacaktık ama bizim odalarımız birbirine bağlantılıydı yani odamızın içinde bir kapı daha çıkıyordu ve o kapıyı açtığımızda Beril'in odasına giriyorduk. Ah fazla harika öyle değil mi?

-----------

Çok severek yazıyorum bu kitabı içinde hem aşk hem kardeşlik var. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. :) Teşekkürler...

AbicikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin