Abim bana bunu nereden çıkardığımı sorduğunda ona olan biten her şeyi anlattım. O da
''Sabah görüşürüz kardeşim.'' deyip telefonu kapadı. Bişey vardı. Hatta demek ki gerçekti. Ah, gerçek olabilir miydi? Ama sadece bir saçmalık olsaydı abim buraya ne den gelirdi ki?
--------------------
Uzun bir gecenin ardından sonunda uyanmıştım. Gece boyu aklıma bir sürü düşünce gelmişti ve bir türlü uyuyamamıştım. Sabah kalktığımda Öykü duştaydı. Berilde odada yoktu. Üzerime beyaz şort ve beyaz bir t-dhirt giydim. Saclarımı da tepeden topladım. Ve abimi aradım.
''Nerdesin abi?''
''Lobideyim aşağı in.'' diyip telefonu suratıma kapadı. Canım abim ya. Tam çıkacakken banyodan Öykü çıktı. Ona olanları kısa bir özet geçtikten sonra abimin geldiğini söyleyip odadan çıktım ve aşağı indim.
''Abi'' dediğimde bana dönüp kollarını açtı ona kocaman sarıldıktan sonra geri çekildim.
''Neler olduğunu söyleyecek misin?''
''Dua et ki şu sana bunları anlatan kadın gitmemiş olsun.''
''Abi neler oluyor?''
''Bir ablamız var Aylin. Bu doğru. O kadının sana anlattığı herşey doğru.''
''İyi de sen bunu nereden biliyorsun ya?'' dediğimde cebinden bi fotoğraf çıkardı.
''Babamlar ölmeden önce bu fotoğrafı buldum ve babama sordum. Bana olanları anlattı. Bir ablamız var seni salak.''
''Abi sen mal mısın ya? Bana niye söylemiyorsun?''
''Ne dicektim aptal, bir ablamız var ama kaçırıldı mı? Tanrı aşkına onu bulmuşsun işte. ''
''İnanmıyorum ya. Nasıl ya? Bana nasıl anlatmassın salak.''
''Gerizekalı kaç kere söyleyicem?''
''Ya mal benle kavga edeceğine o kıymetlini kaldır da kadını arıyalım.'' dediğimde yüzünü buruşturup
''Haklısın.'' dedi. Resepsiyona gidip. Zeynep İçten'in oda numarasını öğrendik. Neyse ki gitmemişlerdi. Adam numarayı söyleyince asansöre bindik.
''Bir yiğenimiz var abi.''
''Bir yiğenimiz var kardeşim.''
Asansör kapısı açıldığında ağır adımlarla 312. kapının önünde durduk. Abim bana dönüp ''Hazır mısın?'' diye sordu.
''Ne saçmalıyosun bas şu zile ve neler oluyor öğrenelim.'' dediğimde ''iyi be '' diyip zile bastı.
Sabısızca birinin kapıyı açmasını beklerken kapı açıldı. Ama görünür de kimse yoktu. Bi dakika varmış. Kafamı aşağıya doğru eydiğimde tatlı şeker ve minicik bir erkek çocuğu gördüm. Lütfen bana bu çocuğun yiğenim olduğunu söylemeyin.
''Merhaba dostum.'' dedi abim.
''meraba.'' dedi çocuk.
''Zeynep'e bakmıştık ama.'' dediğimde arkadan bi ses geldi.
''Kim geldi Kerem?.'' Zeynep hanım bizi gördüğünde ağzı açık kaldı. Abimi tanımış olamazdı değil mi? Belkide araştırırken gördüğü fotoğraflardan falan tanıyordu bizi.
''Tamam Kerem içeri dön.'' dedi Zeynep Hanım. Kerem bize gülümseyip içeri döndü.
''Hoşgeldiniz çocuklar.''
-----------------
Beraber lobi deki cafede oturuyorduk. Zeynep Hanım bize olan biteni uzun uzun anlattı. Ben koca bir şok içindeydim. Bir ablam olduğuna hala inanmıyordum. Ve o ölmüş müydü? ciddi misin sen hayat!
Zeynep hanım Kerem konusunu gelince aynen şöyle demişti.
''Bakın çocuklar, ben Kerem'i çok seviyorum. Ama o daha küçücük. Aklımdan geçen şey sizin yanınıza gelmekti. Ama emin değildim. Çünkü kabul eder misiniz bilemedim. Ama beni anlayın lütfen. Ona bakamam. Bu kadar ne durumum var ne de ona bakacak kadar sorumluluk sahibiyim. Biliyorum siz de daha küçücük çocuklarsınız. Ama ben bakamam. Annem öldü. Kocam beni terk etti. En yakın arkadaşım öldü. Ben yapamam.''
Bende aynen şöyle demiştim:
''Peki eğer bizde almazsak?''
O da aynen şöyle demişti.
''Yetiştirme yurdunu verceğim.''
Biz ona kötü kötü bakışlar atmaya devam ederken kadın hala beni anlayın kötü durumdayım ona bakamam tarzı şeyler uyduruyordu. Bi de ablamızın en yakın arkadaşıymış(!).
Ona ok bb deyip abimi odama çıkardım. Odaya çıkana kadar söylenip durmuştu. Kadına küfür ediyordu sanırım ama mırıltı gibi sesi çıktığı için onu tam olarak duyamıyordum. Odama geldiğimizde abim hışımla kotuğa oturdu. O hala söylenirken bende Öyküyü aradım. ''Hey neler oluyor aptal?''
''Neler olduğuna inanamazsın. Her neyse siz napıyorsunuz?'' dedim. Ona sonra anlatırdım. Bunlar telefonda konuşulucak şeyler değildi.
''Biz lobideki cafeye geldik şimdi. ''
''Tamam siz keyfinize bakın bugün ben yokum.'' deyip telefonu kapadım.
''Abi.''
''Ne?''
''Napıcaz?''
''İnan bilmiyorum.''
''Onu ortada bırakamayız.''
''Biliyorum.''
''Ama ona bakamayız da''
''Farkındayım.''
''Abi olan sensin birşeyler düşün.''
''O bizim yiğenimizse eğer Aylin, onu o kadına da bırakmam yetiştirme yurdunada.''
''Biliyorum abi. Ve sana sonuna kadar katılıyorum. Ama ona nasıl bakıcağız ki ?''
''Orasını bilmiyorum.''
(10 dk sonra)
''Napıcaz?''
''Bilmiyorum abi''
(10dk sonra)
''Napıcaz?''
''Abicim bilmiyorum.''
''Birşeyler düşünmeliyiz. O karı bu akşam evime dönücem dedi hatırla.''
''İkimizin de aklından geçen bir şey var zaten abi. Birbirimizi kandırmayalım. Sen beni tanıyorsun, bende seni. Bu çocuğu, yiğenimizi alıp evimize götürücez ve ona bakıcaz. Bir şekilde bakıcaz beni anladın mı babalık?''
''Babalık?''
''Abilik olmuyo.'
''Hh. Of evet be. Bu ne böyle. Neyin kafasına tartışıyoruz. Gidip şu veleti alalım.''
Abime gülümseyip kapıyı açtım. Ve beraber Kerem'i almaya gittik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abicik
Teen FictionGıcık, sinir ama bir o kadar da harika bir abi. Hayalleri ve güzel düşünceleri olan genç bir kız. Bu ikisi kardeş olursa.. İçinde aşkı, kardeşliği, dostluğu barındıran bir hikaye.