LİSENİN İLK GÜNÜ NASIL OLMAMALI
Liseye en kötü nasıl başlanır? Hah, işte ben öyle başlamadım. Kötüydü ama en kötüsünün daha sonra olacaklar olduğunun da farkında değildim.
Sadece tamamen 'çömez' etiketim ile sınıfta boynu bükük bir şekilde sıramda oturuyordum. Kimseyi tanımamanın verdiği özgüvensizlik bütün kollardan beni sarmıştı. Sınıfta kitap okuyan inek formuna bürünüp burnu havada olanların dikkatini çekmemek için sıraya yapışmıştım. En arka sırada hocanın sorularından kaçmak için yerleştiğim yerde biraz rahatlama kararı alarak dik oturdum. Kapıdan kat görevli hocası kafasını uzatıp "Aşağıya inin." demeden önce bir anlık havalı göründüğüm bile söylenebilirdi. Hikayemizin 'aptal' sıfatlı kızı tabii ki de aşağıya indi, ne yapacağını bilmeden. Bir insan etrafındakilere sorar "Nereye, ne yapmaya iniyoruz?" diye. Ama sorsaydım büyük ihtimal şu an bunu yazmak yerine kesinlikle "Popülerin Dünyası" başlıklı bir yazı yazardım.
Havanın çetin soğuğuna soket çoraplarım ile dayanmaya çalışan gariban etekli bir kız oldum köşede. Orada herkes selamlaşır sarılırken ben yalnızları oynayıp buz gibi demire yaslanarak acımı attırarak bir yol gösterici ses bekledim. İlahi yol gösterici ses “Öğrencilerimiz yerlerini alsın.” dan da öteye geçmedi. Ben yerimiz olduğunu bile bilmeden geçip oturdum. (Her yer demirin soğuğundan iyidir.) Sap gibi tek başıma oturmuş beklerken yanıma bizim sınıftan birileri oturdu. Adımı sordular.
“Betty Boop. Sizler?”
Bütün seneyi yalnız başıma en arka sıraya yapışıp kitap okuyan inek kız olarak geçirmeyeceğim olmaktan içimde olan sevincimi bir zafer dansı ile süslememek için kendimi kasarken aynı zamanda berbat hafızam ile kimin kim olduğunu unutmamaya çalışıyordum. (Bu cümleyi okuyana kadar yırtılan popocuklarınızı rahat bırakın ve derin bir nefes alın.)
“Kalın Ses’im ben, bu da Kütük Meme.” (Tabi ki isimleri bu değil ama herkesin ismini meydana dökmeye gerek yok. Dökersem de kabak gibi ortaya çıkarım maazallah.)
Yanımda oturan ince sesli kız öksürdü.
“Ben de Komikli Kız.”
El sıkışmamız ne kadar uzun sürdü bilmiyorum ama tıpkı filmlerdeki yavaş çekim gibi oldu.
Kütük Meme ve Kalın Ses başladılar yanımda dedikodu yapmaya. Olum az kendinize saygınız olsun. Daha oturalı on dakika olmadı. Tuvalete yetişir gibi bu ne böyle? Taramalı tüfek gibi konuşmaya başladı. Bütün yazın fragmanını yaptı resmen. Filmini çekmesi ne kadarını aldı diye düşünürken okulu tanıtmaya başladılar. Ben bu koca karı dedikodularından aklımın yarısı felce uğramışken aynı anda saçma salak okul tanıtımını dinlemeye çalışıyordum. Ayrıca etrafta yakışıklı erkek var mı diye bakıyorum. Neme lazım, gerek olur.
Nasıl olduğunu anlamadan tanıtım bitti ve beni ittirerek sınıfa çıkardılar. Sınıfa geçip oturdum, yine gariban olabileyim diye. Oldu mu peki? Olmadı tabi. Olsaydı bunu sormazdım zaten. İnsanlar yürüyen ayaklı gazete gibi etrafta hakkımda bir şeyler demeye başlayınca bütün çömezler arasında adım bilinir oldu. Kendime benim bile haberimin olmadığı bir çevre yaptım. Kısa süreliğine bir süper star gibi hissettim. Önümde telefon numaramı isteyenler ve fotoğraf çekinmeyi bekleyen bir kuyruk vardı. (Abartılı anlatmam gerekirse.) Bir tane kız, bir tane de erkek hedefimi seçtikten sonra onlarla iyi olmaya çalışan çömez taktiğini uygulamaya koydum. Kız bizim sınıftandı da erkek yan sınıfımıza gidiyordu. Yemeğe kadar olan teneffüsleri bir bela atlattım.
Yemekte kendimi yine bir grubun içinde buldum. Onlar fragmanın filmini çekerken ben yemeğim ile uğraşıyordum. Ta ki bir çocuk gelip üzerime su döker gibi yapıp yanımdan geçip gidene kadar. Sinirle arkamı döndüm. Özür dileyip hızla uzaklaşan çocuğun yüzünü seçemesem de kalıbında erkek kalıbı olduğu belliydi yani.
Kütük Meme gülümsedi.
“Senin ile tanışmak için kasti yaptı.”
Lise de böyle şeyler olur muydu ya? “Çocukça değil mi bunlar olum!” diye arkasından bağırmak istemsem de götüm yemedi.
Yemek bitince beni basket takımındakilerin yanına götürdüler. Hem yeniyim hem çömezim. Elimi çekip “Eee be! Sabahtan beri süs köpeği gibi bir oraya bir buraya sürüklüyorsunuz!” diyemedim tabi ki (Nerede o cesaret?). Tıpış tıpış gittim.
Uzun teneffüsü resmen boklayıp çöpe attıktan sonra insanlar ilk gün hatırası çekiniyordu. Alakam olmadığı için kenardan izlemenin daha mantıklı olacağı kararına varmıştım. ‘Mantık’ adını koyduğum kızla beraber konuşarak izlemek pek de iyi değildi ama “Yaee ben de gealdim.” Diyip araya girecek halim de yoktu. Biz izlerken uzun teneffüste tanıştığım ‘Öküz’ bir dakika işareti yaptı.
“Betty Boop, siz de gelsenize.”
Bana mı diyor lan diye etrafıma baktım. Sonra Mantığı kurban ederek onun gitmesini söyledim. Çevrem olmuş gibi davranan grup gözlerini devirdi.
“Betty Boop, hadi gelsene!”
Dışarı çıkmamak için naz yapan bebe olmamak için gidip fotoğrafa girdim.
Derse girince herkesin olduğu servis numaraları söylendi. (Hızlı bir geçiş oldu biliyorum ama burada oturup size fizik ya da biyoloji anlatamam.) Kütük Meme ve erkek kankam olarak bellediğim Salak Çocuk ile aynı servise düştüğümü öğrenince anlık mutlu oldum. Bir de bizim sınıftan “Harbi Salak” da aynı servise gidiyordu.
Yolda konuşarak eve geldim. (Bu cümle ‘Kalktım, çiş yaptım, yemek yedim, yattım.’ Cümlesi gibi olsa da idare edin.)
Büyük bir yorgunluk ile gün boyu ayakkabımın içinde ezilmekten ve terlemekten kokmuş olan çorabımı itina ile çıkarıp makineye attım. Hapishane mahkumlarına giydirdikleri kıyafetler gibi olan üniformalarımı astım. Salondaki koltuklara yerleştim. Telefonumu açıp neler oluyor diye bakacakken bu gün numaramı verdiğim bütün insanların mesajlarını okudum. Hepsine ayrı ayrı cevap yazıp bir günlük popülaritenin vermiş olduğu göt kalkıntısı ile uğraştım. Ha, bir de daha okul yeni başladı ya (malum ineğiz) ödevlerimi yaptım. Biraz daha insanlar ile oyalanıp kendime bakım yapmak için vakit ayırmadım. (Yok daha o kadar gelişemedim. Level’ım yetmez.) Akşam yemeğinde geleneksel ‘ana kuzusu’ modunda anneme olanları anlattım. Ödevlerimi tamamladıktan sonra yatağıma yattım ama ulan uyuyamıyorum. Heyecanlı da değilim. Çok da iyi almamıştım uykumu. Yok abi… Tık yok yani. Derken… Uyuyakaldım. Tabi ki, daha ne olacak. Mars’tan uzaylılar inecek değil ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Dünyası
Teen FictionBir kızın ne kadar aptalca kararlar alabileceği ve bu kararların doğurduğu sonuçlara katlanması gerekirken etrafındaki piçlerin oyunlarına düşen zavallı bir kızın hikayesi. Benim hikayem... Sıradan bir hayatın garip kollarından bahsetmek gerekirs...