kimgv: Çoluk çocukla uğraşıyorum resmen.
Bana bak velet, Chin-Hwa ve Cho-Hee adında öğrenci yok!
Saturnh: aaaa nasıl olmaz öğretmenim?
Ayrıca velet demeyin lazım olur.
kimgv:Şaka mısın sen!?
saturnh: Hayır öğretmenim ben şaka değilim sadece siz çok safsınız.
Hangi öğretmen bütün öğrencilerine 100 verir ki?
Beni kandırabileceğinizi düşünmediniz umarım.
kimgv: öyle mi?
İstersen fazla ileri gitme öğrenci, sözlülerinize öyle notlar girerim ki kendi tükürdüğünü o zaman yalarsın işte.
Saturnh: off öğretmenim size de iki şaka yapılmıyor.
Ne hemen alınıyorusunuz, özel gününüzde olduğunuzu falan düşünmeye başlıyorum şskxşsmcşşdövşsmf
kimgv: Cidden bu zamanın öğrencileri çok arsız!!
Konudan sapma öğrenci nasıl yalan söylersin?
saturnh: arkadaşlarımı asla satmam öğretmenim.
Ayrıca sizin de dediğiniz gibi hangi öğretmen öğrencilerine haksız yere 100 verir?
Neyse öğretmenim ben gideyim ocakta yemeğim yok.
kimgv: Yokmuş işte?
saturnh: bende onu diyorum öğretmenim yok işte, acıktım gideyim de yapayım.
kimgv: Bu konu burada bitmedi kim olduklarını öğreneceğim Gerekirse zorla.
saturnh: Şimdi bir şey diyeceğim, olmayacak.
Yanlış anlamayın öğretmenim, korktuğumdan değil yaşlılara hürmetimden.
saturnh çevrimdışı..
kimgv: arsız velet!
Taehyung çok öfkeliydi, ne kadar şımarık bir veletti bu?! Ona o kadar sinirlenmişti ki elinde tuttuğu telefonunu havaya kaldırarak yere fırlatacaktı. Ama sadece yapacaktı, yapmadı. Onun yerine masadaki berbat notlu sınav kâğıtlarının üzerindeki dolma kalemi gelişigüzel fırlattı.
Taehyung hala okuldaydı ve havanın karardığını daha yeni fark ediyordu. Boynu ve beli ağrımaya başlamıştı. Esnemeye başlayınca da durmadan gıcırdayan döner sandalyesinde kalkarak önündeki kağıtları toplamaya başladı, en sonunda da gelişigüzel fırlattığı kalemi buldu ve çantasını da alarak öğretmenler odasını terkedip evine doğru yol aldı.
Danbi ise hâlâ yemek yapmakla meşguldü, bugün ekonomik durumları orta dereceli olan ailesinin evlilik yıl dönümleriydi ve Danbi'ye dışarıda yemek yiyeceklerini söylediklerinde Danbi onları reddetmiş ve romantik anlar yaşamaları için yalnız kalmalarını tercih etmişti.
"Asla, sizin gibi iki yaşlıyla ben yemeğe çıkmam. Siz bensiz gidin, hem ben orada sap gibi olurum anne. Sizin o anlamadığım esprilerinize de dayanamam. Evet, evet. Bensiz gidin siz."
Danbi en sonunda pes etmiş ve yapamadığı İtalyan yemeğini çöpe boşaltarak eline anahtarını alıp hazır bir şeyler almak adına markete doğru adımlamaya başlamıştı.
Aslında annesi bu italyan yemeklerini çok güzel yapıyordu, ama o neden başaramıyordu? Genelde annesi evde yokken yemek yapmayı denerdi yoksa annesi onu her gördüğünde gülüp dalga geçerdi sonra ise yanına gelip birlikte yapmaya başlarlardı.
"Aptal tencere! Dibine tutmasan ne oluyordu?! Sadece yemek yiyecektim. Tanrımm ne olur eve gittiğimde yemek normal haline dönmüş olsun. Yani yemeğin olması için ilk dibi tutsun sonra da yemek tuttuğu dibini emsin ve çok güzel bir şaheser ortaya çıksın. Lütfen Tanrımm."
Marketin kapısından içeri girdiğinde karnını doyuracak bir şeyler aradı Danbi. Markette az hatta hiç denilebilecek kadar insan sayısı olduğundan mal mal hareketler yaparak yürüyordu rafların arasında ama bir şeyden habersizdi.
Onun aptal ama masum konuşmalarını ve yaptığı anlamsız hareketlerini izleyen bir ingilizce öğretmeni vardı. Gülerek ona bakıyor ve en üst raftaki uzanamadığı gofreti almaya çalışmasını komik buluyordu. En sonunda pes edip gideceği sırada Taehyung, Danbi'in gitmesinden önce davranarak iki paket gofret aldı ve ona bakarak gülümsedi.
Danbi irileşmiş gözleriyle şaşkınlığını belli ediyordu.
"Bay Kim?"
"Selam! Sen şu sıraların üzerinde bağırarak şarkı söyleyen kız değil misin?"
"Hayır! Ben... Kendimi savunamayacağım kadar açım öğretmenim. Gofretimi verirseniz gideceğim."
Taehyung yüzünden kapıldığı heyecan seli Danbi'nin yanaklarının kızarmasına neden oluyordu. Danbi kızarmış yanaklarının daha da kızarmasını beklemeden açlığını bahane ederek gofretini istedi.
"Ama ben bunları sana almadım ki?"
Danbi gözlerini sonuna kadar açarak elinde gofretler bulunan öğretmenine baktı.
"Ne? Çok kabas..." söylediği şeyi idrak edince sustu ve konuyu değiştirdi. "İyi akşamlar öğretmenim." Kasaya giderek tanıdığı kasiyer arkadaşına bir selam verdi ve konuşmayı uzatmadan parayı ödeyip çıktı.
Eve geldiğinde hala söylenmeye devam ediyordu. Karnının guruldamasıyla yaratıcı küfürlerini ve düşüncelerini bir kenara bırakarak aldığı poşeti açtı ve televizyonun karşısındakini masaya ters çevirip döktü. Aldığı yiyeceklere göz atarken aralarında en sevdiği çikolatalı gofret görmeyi beklemiyordu.
Salak çocuk demek istiyorum LDMÖGÇSÖGÖEG
Gereksiz yere bu kurgu için çok heyecanlıyım sşmcşekcşsg
Umarım beğenmişsinzdir~💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seonsaengnim // Kim Taehyung
Teen FictionKim Taehyung çiçeği burnunda bir ingilizce öğretmenidir. Danbi ise bu adama aşık ve klasik aşklara hayran bir liseli öğrencidir. Ve ingilizce öğretmeni Kim Taehyung asla ingilizce anlamayan Danbi'nin sınıf öğretmeni olarak görevine atanır. Kimgv:...