Smile '🌺

9.6K 564 330
                                    

Danbi, önce koltuğun üzerinde zıplayarak onlarca kalori yakmış daha sonra ise öğretmeninin gizlice poşetine attığı gofrete sıkı sıkıya sarılarak kendi kendine 'ağzım kulaklarıma nasıl varır?' adlı çalışmayı sunmuştu. Heyecanlanmıştı, gerçi kim olsa heyecanlanmazdı ki?

Belki de bu hayatının en güzel çikolatalı gofretiydi, hatta halasının yurtdışından getirdiği gofretlerden bile tatlıydı.

Çikolatanın kızda bıraktığı etki tadı değildi. Kızda bıraktığı etk çikolatayı i ona Kim çok havalı Taehyung öğretmeninin almasıydı.

Kabullenmekte zorlanıyordu ama ondan birazcık hoşlanıyordu.

Ve hoşlandığı kişi platonik olana güzel bir şey yaptığında platonik olan sevinçten camdan bile atlayabilirdi. Kalbi hızlı hızlı çarpar, midesindeki kelebekler coşardı. Tüm gece yatamazdı, gece boyu durmadan sırıtırdı. Ve bu gece bu kız bunları yaşayacaktı.

Şuan o kadar mutluydu ki en nefret ettiği test kitabını -ki tüm test kitapları onun için bir zulümden ibaretti- çözebilecek derecedeydi.

Çantasından çıkardığı testini çözmek, ve artik ingilizce dersini sevmek istiyordu.

İlk defa ara vermeden arka arkaya test çözmüştü. Normalde olsa kaçmak için her bahaneyi arar sonra yapmamasının nedenini kendine açıklar ve haklı bulup testi tekrar beklemekten sıkılan diğer test kitaplarının yanına yollardı.

Simdi ise çözdüğü testleri kontrol etmek için sabırsızlanıyordu. Eline aldığı kırmızı kalemle başlamıştı kontrol etmeye.

Büyük bir hayal kırıklığı ile devam ediyordu tabii bu sırada kendi kendine de konuşmayı ihmal etmiyordu.

"Ha... şey bu gözümden kaçmış"

"Ben bunu zaten A yapacaktım."

"Ee burada da zaten 5 şık arasında kalmıştım."

Genç kız aklı sıra kendine moral veriyordu. Kendine yediremiyordu bunu, sonuçların bu kadar kötü olacağını tahmin edemezdi. Sinirle test kitabını kırmızı mürekkep bulaşmış eline alıp yere fırlatmıştı, ardından aklına gelen şeyle minik gözlerini açmış ve telaşla "Üzgünüm bebeğim unutmuşum seni kendi paramla aldığımı. Bir dahakine öğretmenlerin verdiğini fırlatırım" diyerek kitabı yerden geri almıştı.

Hırs yaptı ve çözmeye devam etti, bu sefer aklında kalan ufak tefek bilgilerle çözmüyordu testini. Önüne kitabını, defterini ve birkaç yardımcı kaynağını da çıkarmıştı.

İnat etmişti yapacaktı 'ne eksiğim var diğerlerinden' diyerek yapıyordu bu soruları. Tabii yapmasının nedeni artık öğretmeninin verdiği gofret değildi, onu yaptığı 23. yanlışta unutmuştu. Artık yapmasının tek nedeni hırstı, yapacağım diyordu.

Çözdüğü soruların kontrol vakti gelmişti. Bu sefer eline kırmızı değil mavi kalem almıştı, kırmızı artık onun için uğursuz bir renkti.

Soruları kontrol ettikçe genç kız emeğinin karşılığını aldığını görüyordu. Kendini överek testi kontrol etmeye devam ediyor, aralarında çıkan birkaç yanlış hariç bu kızı çok gaza getiriyordu.

"Evett, harikayım ben"

"Bu da doğru "

"Kahretsin mükemmelim"

Tüm sorular bittiğinde keyifli bir şekilde çikolatalı gofretini de alarak geniş koltuğa oturdu.

"Bugün de olağanüstü ultra süperdim!"

O pozisyonda öylece biraz oturup düşündükten sonra aklına gelen fikirle gülümseyerek mutfağa koştu.

***

Genç kız olmazsa olmaz o gariban alarmına lanetler ederek gözlerini yeni bir güne aralamıştı. Bazen düşünmüyor değildi. Neden bir insan kalktığı an nefes bile almadan alarmına söverdi ki? Danbi işine gelmediği sürece oldukça eringeç olan bir insandı. Değil alarmına lanet okumak, gözlerini açıp ayağa kalksa bile iyiydi. İnsanlar ilk alarmla uyanıp bir de ona sövüyorlar hayret bir şey diye düşündü.

Kısa süre sonra -ki bu 20 dakiklık bir süreç, yataktan kalkmak onun için pek de kolay değildi- ayaklanıp klasik olan günlük rutinlerini de halletmiş ve yola koyulmuştu. Yine bir okul günüydü, ama Danbi ilginç bir şekilde bu sefer okula giderken mutluydu. Yoldaki taşlara söverek tekmeler savurmuyor, herkese güler yüzüyle 'günaydın' diyordu. Hatta bir keresinde bir çocuğun çamurlu topu yeni aldığı ayakkabısına denk geldiği için yıllardır sahibi olmayan o evin balkonuna çamurlu topu atmıştı. O çocukla o günden beri kavgalıydı, ama bugün o kadar mutluydu ki o çocuğa selam bile vermiş, genç oğlanın elindeki dondurmanın yere düşmesine neden olmuştu.

Bunu fark edince sekerek gittiği yolda durmud, arkasını dönmüş ve çocuğa " Salak mısın be? Sabahın köründe dondurma yediğin yetmiyor bir de onu yere mi düşürüyorsun?!" diye bağırmıştı, çocuk Danbi'ye şaşkın bakışlarını sunmaya devam edince Danbi de oğlana gülümsemiş ve sekerek yoluna devam etmişti.

Okula vardığında koşarak sınıfına çıktı ve en yakın arkadaşının yanındaki yerini aldı.

"Selam yakışıklı! Naber?"

Kız göz devirerek ona döndü ve hızlı bir şekilde konuşmaya başladı.

"Neden bu kadar mutlusun, döverim seni! Bugün olul var! Ayrıca ilk dersimiz İngilizce sanırım Bay Kim sınıfta kurduğumuz teşkilatla kopya çektiğimizi öğrenmiş. Sen Bay Kim'le konuşuyordun, ne oldu? Sen mi söyledin yoksa?! Ah Danbi bizi sattığına inanmıyorum"

"Saçmalama Eunji, tabii ki sizi satmadım! Eğer farkındaysan o bir öğretmen ve sınav kâğıtları da onda, yani bence tüm doğruların ve yanlışların aynı olduğunu fark etmiştir."

"Haa tamam o zaman, zaten senden asla şüphe etmemiştim."

Tatlı bir gülümsemeyle genç kız okuldaki tüm dedikoduları Danbi'ye aktarmaya başladı. O sırada kopyacı sınıfın öğrencileri de sınıfa gelerek sıraların dolmasını sağladılar.

Zil çaldı. Kim Taehyung sınıfa girdi. Kopyacı sınıfın ingilizce öğretmeni Danbi'ye gülümsedi. Danbi'nin kalbi kanatlanıp uçarken beyni de o gülümseyişle ders boyu serotonin hormonu salgıladı.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seonsaengnim // Kim TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin