*14*

1.9K 118 24
                                    

   Arkadaşlar bu sene TEOG illetine ben de gireceğim için çok fazla online olamayacağım. Ama elimden geldiğince bölümleri yazmaya çalışacağım. Multimedia:Esin ve Berk. Playlist: 5SOS/ English Love Affair.

Bölüm ithafı @irematorius 'a gelsin. Yaptığın güzel yorumlar için küçük bir hediye :3

   Yeni gelen taş çocuğun Çağrı ile samimi sarılması ve konuşması bittikten sonra sıra Tolga’ya geldi. Her ne kadar Çağrı gibi olmasa da onlar da samimiydiler. Tam bana elini uzatırken gözü Esin’e ilişti ve ona döndü. Centilmen erkeklerin yaptığı gibi elini nazik bir şekilde öperek:

‘F16’dan falan mı düştün?’dedi Berk hâlâ dudakları Esin’in elinin üzerindeyken.

‘Neden?’diye sordu Esin gülme ve kıkırdama karışımı bir şeyle.

‘Bomba gibisin de.’dedi Berk gülümseyip ona göz kırparak. Arkasını dönüp kollarını açarak ‘Vee işte karşımızda meşhur Derin.’dedi ve bana sıkı bir şekilde sarıldı. Esin’in elini öpüp bana sarılması garip gelmişti bana. Kanım çok çabuk kaynamıştı bu çocuğa. Üzerinde gri V yaka bir tişört, siyah pantolon ve siyah Nike ayakkabıları vardı. Saçlarını güzel bir şekil verecek şekilde taramıştı. Sürekli gülerek bembeyaz dişlerini etrafa gösteriyordu. Açıkçası tatlı biriydi.

‘Hadi ya! O kadar ünlü müymüşüm ben?’ dedim tek kaşımı kaldırıp gülerek.

‘Çağrı pek konuşmaz ama Tolga’nın ağzında bir şey durmaz.’dedi göz kırpıp. ‘Hâlâ eskisi gibisin be!’deyip tekrar sarıldı ona.Tolga artık gülmüyordu. Yapmacık olduğu çok belli olan bir gülümsemeyle ona sarıldı.

‘Sıkı durun size bir haberim var. Ben, durun bekleyin biraz heyecan artsın evet ben de artık bu okuldayım.’diye hafif yüksek sesle bağırdı. Tolga’nın yüzü biraz gerilirken Çağrı oldukça mutlu görünüyordu. Esin ve ben de sevinmiştik açıkçası. En azından neşemizi yerine getiren biri olacaktı.

‘Hadi derse gidelim.’dedi Tolga ve bizi beklemeden gitti. Son dersti bu. Koşarak Tolga’nın yanına gittim. Beni görmüyormuş gibi davranıyordu. Ona yetişmek için yanında hafif koşarken:

‘Ne oldu ya? Niye gerildin birden?’dedim. Hâlâ ona ayak uydurabilmek için yanında koşuyordum.

‘Daha yeni gelmiş Esin’e nasıl yavşıyor görmedin mi?’dedi sinirli bir şekilde parmağıyla bahçeye açılan kapıyı göstererek.

‘Ne o? Kıskandın mı yoksa?’dedim başımı imalı bir şekilde sallayarak. Gerçekten çok sinirliydi ve benim bu tavrın onda ters etki yaratıp bana dayak-ama Tolga öyle biri değildir- o yüzden ağır laflar olarak dönebilirdi.

‘Ne kıskanması be. Sadece Esin öyle tiplerden hoşlanmaz. Yani ilk defa gördüğü birine bu şekilde davranan insanları pek sevmez.’dedi.

‘Bundan bu kadar emin olma bence.’dedim alt dudağımı dişleyerek.

Gözlerini kısıp kaşlarını çatarak ‘Ne demek istiyorsun?’dedi. Dudağım hâlâ dişlerimin arasında kaşlarımı çatıp başımla kapıyı işaret ettim. Çünkü Esin ve Berk kahkaha atarak, onların arkasında da Çağrı her zamanki cool tavırlarıyla elleri cebinde-ki her ne kadar okul forması olsa da onu çok yakışıklı gösteriyordu- gevşek bir kravat eşliğinde başı öne eğik bir şekilde yavaş yavaş bize doğru geliyorlardı. Tolga gidip gitmemekte tereddüt ederken onlar bizim yanımıza geldi.

HAYATIM MÜZİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin