*17*

1.8K 111 24
                                    

Multimedia: Çağrı’nın kardeşi Çağla. Playlist: Eminem- Headlights.

   Hani bazen uykudayken birinin sizi izlediğini hissedersiniz ve uyanırsınız ya. İşte öyle bir uyanış benimki. Birinin beni izlediğini düşünerek gözlerimi zorla da olsa açtım. Beni sarmalayan kollara gözlerimi pörtleterek bakarken evin tüm hizmetçileri dikilmiş beni ve bana sarılmış bir şekilde uyuyan Çağrı’ya bakıyorlardı. Hadi bir tane olsa neyse yan yana dizili 8 hizmetçi yatağın çevresinde hilal şeklini alıp yatan birilerini izler mi? Yüzüm kırmızıdan bordoya, ondan da daha koyu bordo rengine dönerken ben Çağrı’ya şaşkın gözlerle bakıyordum. Hayır klasik uyurken melek gibi olanlardan değildi. Uyanıkken nasılsa şimdi de öyleydi. Mutsuzluğu bile hâlâ yüzündeydi. Her ne kadar normal hayatta gülse de içindeki mutsuzluğu gizleyemiyordu. Çünkü içten gülümseme olmadığı için gözlerindeki üzüntü, kırgınlık ve yorgunluk hemen fark ediliyordu. Ben de hizmetçilere bakarken  -ki başınızı öne eğerek bakmak nasıl oluyorsa artık- Çağrı birkaç kere kıpırdandı ve hizmetçiler odayı terk etti.

   Nasıl oldu da Çağrı’yla beraber yatabildik ki? Çünkü en son hatırladığım şey beni kendi yatağına gönderip kendisinin de kanepeye uzandığıydı. Çağrı’yı hafifçe dürtüp uyanmasını söyledim.

‘Uyurken unutuyorum. Bırak.’dedi uykulu bir sesle ağzında kelimeleri geveleyip elini yastığının altına koyarak.

‘Birbirimize sarılıp uyumuşuz. Bana bunun hesabını ver! Uyandığımda tüm hizmetçiler dizilip bana bakıyordu.’dedim bu sefer sert bir şekilde dürterek. Tek gözünü açıp bana baktıktan sonra yatakta oturup kahkaha atmaya başladı.

‘Ya gülme ne oldu anlat çabuk.’dedim kolunu çimdikleyerek. Kolunu hızlı bir şekilde çekerken:

‘Sen istedin beraber yatmamızı.’dedi imalı bir şekilde gülümserken. İyi ki yatarken çıplak yatmıyordu. Üzerinde beyaz eski bir tişört ve siyah eşofman altı vardı. Ben dün ne giydiysem onlarla yatmıştım.

‘Nasıl yani? Ben böyle bir şeyi neden söyleyeyim ki? Yoksa sürtük olma yolunda ilerliyor muyum?’dedim gözlerimi açarak. Bana ‘Sen insan mısın?’ bakışı attıktan sonra efsanevi huyumdan kaynaklanan açıklamayı yaptı.

‘İşte böyle. Ama rüyanda ne gördüğünü anlatmadın.’dedi.Annemin ‘Bununla atık daha fazla yaşayamam.’ deyip kendini bıçakladığını söylemek mi? Haha asla!

‘Boş ver. Ben banyoya gidiyorum. Sen de hazırlan okula gidelim.’dedim ve ortak kullanılan banyoya gittim ellerimi yüzümü yıkamak için. Duş alınca giyecek elbisem olmadığı için -bir yabancının evinde duş almak ne kadar doğru ise- o yüzden duş almadım. Saçlarıma elimle şekil verdikten sonra hizmetçileri hatırlayarak yüzüm kırmızı bir şekilde salondaki koltuğa oturup beklemeye başladım. Duş alıyordu sanırım. Ben de canım sıkılmasın diye Eminem’den Headlights şarkısını açtım. Annesi onları terk etmesine, bir sürü hata ve kötü şeyler yapmasına rağmen Eminem seni affediyorum diyordu.  Annemle babam yıllar sonra tekrar birlikte oluyordu. Bu normal bir şey. Tabi babanız sizi bir kadın için terk edip beş parasız ortada bırakmasa. O günden sonra kendimi kaybetmiştim. Sürekli ağlıyor, sinir krizleri geçiriyordum.

‘Headlights dinleyip annenle ilgili karar vermeye mi çalışıyorsun?’dedi Çağrı kapıya yaslanmış beni izlerken. Sorusu düşüncelerimi dağıtmıştı ve yayılan mükemmel şampuan kokusu beni biraz rahatlatmıştı.

Derin bir nefes alıp ‘Maalesef.’dedim.

‘Karar vermen için çok güzel şarkı seçmişsin doğrusu.’dedi bana doğru gelirken. Telefonumu alıp şarkıyı kapattı.

HAYATIM MÜZİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin