önceki bölüme gelen oy ve yorumlar için hepinize tek tek tesekkür ederim. Ayrıca yeni bolüm yok mu mesajı atanlara da. Bir süredir abimin askere gitme işleri ve benim sag kolumun ezilmesi yüzünden hikaye yazamadım fakat bu sürede bile hikayemin unutulmayıp yeni bölüm beklendigini bilmek beni o kadar mutlu etti ki, hastalığımı unutup sizler icin yeni bölüm yazmaya çalıştım. Umarım begenirsiniz :) Okuyucularımın hepsine hersey icin teşekkür ederim.
Sınır +30 Vote +17 yorum
İyi okumalar ^^
Yarım saattir bir köşeye çekilmiş kendimi sorguluyorum. Neden mi ? Bir duygu patlaması yaşıyorum çünkü . Bir yanım sevinçten havalara uçmak istiyor, diger yanım ise Eymen'i bir kaşık suda boğmak.
Sırf patavatsız davranışları yüzünden içimde bir duygu yumağı oluşturdunun farkında bile değildi. O yumak düğüm olmuştu ve ben açmaya çalışırken Eymen o yumağa bir düğüm daha atıyordu. Bazen öyle birşey yapıyordu ki, tamam diyorum artık ona karşı birşey hissetmiyorum...Sonra aniden bana sarılıyor ve ben unutuyorum herşeyi.
Düşünmekle biryere varamayacağımı anladığımda Eymen'in hala laptobuyla uğraştığını farkettim.
Gözlerimi kısmış Eymen'e tehditkar bakışlar atıyordum fakat bana mısın demiyordu. Elinde laptobuyla birşeyler kurcalayıp duruyordu. Beni bakışlarımla tınlamadığını farkettiğimde bacağını dürtmek zorunda kaldım.
Yavaş hareketlerle kafasını gömmek istediğim laptobundan kaldırıp 'Ne var?' bakışları attı.
"Tolga? O ne olucak?" dedim tırnaklarıma bakarak.Ne uzun ne kısalardı, Eymen'in yüzüne çizikler atabilecek durumdaydılar.
"Ebru ve Tolga sevgili." dediğinde başımı kaldırıp yüzüne baktım. Göz kırptığında Gözlerimi devirerek elimi 'Herneyse' anlamında salladım ve ayağa kalkarak kapıya yöneldim. "Tolgayı buraya gönderirim ben " deyip kapı kolunu çevirdim fakat açılmayınca bir kaç kez daha denedim. Aklıma gelen şeyle elimin içini başıma vurmamak için kendimi zor tuttum.
Sinirle Eymen'e döndükten sonra gözlerimle kapıyı işaret ettim. Fakat o daha da sırıtarak cebinden anahtarı sallayarak çıkardı ve başını olmaz anlamında sallayarak anahtarı cebine tekrar attı.
Bu hareketine tekrar göz devirdikten sonra "Eymen çok yoruldum ve lütfen uyumak istiyorum. Senin laptobunla uğraşmanı izlemek , dışardan bakıldığı gibi o kadar da heyecanlı değil."
Elindeki laptobu yandaki komidine bırakarak bana dikkatle bakmaya başladı.
''Daha heyecanlı birşeyler yapmak istiyorum mu diyorsun? Bana uyar.'' dedi ve çapkınca sırıtmaya başladı.
Etrafıma bakınarak Eymen'in kafasına atacak bir şeyler aradım fakat bulamayınca tıslamakla yetindim.
"Neden anlamak istemiyorsun ki ? Seninle birlikte vakit geçirmek istemiyorum, aç şu kapıyı"
"Ama ben istiyorum sevgilim." deyip kaşlarını oynattığında biran eğer gerçekten sevgili olsak tatlı bir çift olur muyduk diye düşündüm. Sonra düşündüğüm şeyin farkına varıp hızla kafamdan iteledim onları.
"Yorgunum." dediğimde yarı baygın bakmaya devam ediyordum. Bir süre süzdükten sonra derin bir nefes aldı, ardından sırıtarak kafasını iki yana salladı.
"Ne kadar iyi oyuncu olduğunu birkez daha kanıtladın. Tebrikler. Hiç tiyatroya filan katılmayı düşündün mü ? " dediğinde sanki çok önemli bir konu konuşuyormuşuz gibi ilgili gözüküyordu. Ama o da benim gibi rol yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendim İçin
RomanceEtrafımda dost dediğim insanlara bakamıyorum artık. Bana aptal olduğumu hissettiren gülüşleri midemi bulandırıyor. Maskeye ihtiyacım var. Onlardan tiksindiğimi farkettirmeyecek bir maskeye. Büyük bir nefrete ihtiyacım var. Onlara karşı merhamet duyg...