8.Bölüm "Karşılıklı ? "

401 74 34
                                    

Yine been :-D  Bu bölüm azıcık geç geldigi için hepinizden özür diliyorum :-[

Gelecek bölüm de birazcık geç gelebilir çunkü bu hafta iki tane organizasyonla ilgilenmem lazım.

Ama kesin gec gelecek demiyorum işleri kısa sürede halledersem daha erken bile gelebillr :-D  

Saat 00.00 dan itibaren bölüm yazdım ve saat  gece 03.07 de bitirebildim.  ayrıca üç saattir aynı şarkı replay yapıp durdu ve kafam kazan gibi oldu desem yeridir :-D

Ayrıca dün gezmeye de girtmiştim Yani dün Yorgunluktan ölecek bir zombi bir yazarınız vardı :-D

Neyse Herkese İyi okumalar. Hepniz öpüldünüz :-*  

Sınır ı  32Vote + 15 yorum yaparak biraz ekşın yaşayalım mı ? :-D

Yekta beni kapıya kadar kucağında taşıdı ve temkinli hareketlerle yere indirdi. Ayağımı tamamen yere basıp gülerek ona döndüğümde kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

Lanet olsun!   Hemen  Yüzümü buruşturarak elimi bilegime götürdüm. Bu aralar rol yapmakda üstüme yok zaten !

Endişeli bir hale bürünüp ayağıma eğildi ve " Ilgın! İyi misin ? Ah uyarmalıydım seni, birden basınca çok kötü olmuştur şimdi.."    cümlelerini hızla sıralamasını gülerek kestim. Her haliyle tatlı olması beni fazlasıyla şaşırtıyordu.

Kafasını kaldırıp bana şaşkınca baktığında "Yekta, endişelenme ben iyiyim, ufak bir sızıydı sadece." dedim ve içten gelen  bir gülümseme gönderdim.

Gözlerimin icine bakarak yamuk bir şekilde gülümsedi ve  ayağa kalktı. Ah! Lütfen yapma şunu, Kalpten gitmek istemiyorum!

Konuşmayıp sadece gözlerime bakmaya devam ettiğinde hala ayakta duruyorduk. Daha fazla dayanamayıp "Ne?" diyip güldüğümde bana biraz daha yaklaşarak saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Gözlerin.." dedi ve bir süre sustu. Ardından "Nefesini mi tutuyorsun sen ?" diyerek kahkaha attı  ve burnumu sıktı.

O diyene kadar farketmemiştim nefesimi tuttuğumu. Sinirle kolumu karnına geçirdim ve daha fazla dayanamayıp bende onunla gülmeye başladım.

Gülmeyi kesip birden ciddi bir hale büründüğünde şaşırmıştım. Dikkatle ne yaptığını incelemeye çalışıyordum.

İşaret parmağıyla beni göstererek " Sen?" daha sonra kendini işaret ederek " Bana? Dirsek attın?" dedi ve alayla kaşlarını kaldırdı.

Ne yapacağımı şaşırmıştım.  Yutkunarak bir adım geri gittim ve açıklama yapmaya çalıştım. " O.. şey yani işte yani  " dedim ve cümle oluşturamadığımı farkettiğimde çenemi kapattım. Afferin bana!

"Ciddi misin " bakışları attığında yapaycı bir gulümseme yerleştirdim yuzüme. Üstüme yürümeye başladığında gözlerimi pörtlettim. Tekrar yutkunarak geri geri gitmeye başladım. En sonunda yatağa düştüğümde kahkaha atarak yanıma geldi ve bir anda gıdıklamaya başladı.

Şok olmanın ve gülmenin etkisiyle garip bir yüz ifadesinde olduğumu görmesemde hissedebiliyordum fakat Yekta'nın bunu önemsiyor gibi bir hali yoktu. Beni tekrar kandırmıştı! Neden Yekta'ya karşı bu kadar saf oluyordum ki ? Her hareketini ciddiye almaktan vazgeçemiyordum. Ciddi haldeyken üstüme yürüdüğünde feleğim şaşmışti resmen.

İkimizde gülmeyi kestiğimizde ortam sesizleşmişti ve odayı sadece hızlı nefes alış seslerimiz dolduruyordu. Sıcak mı olmaya başlamıştı burası? Yoksa ben kızarma sendromlarımdan birini mi geçiriyordum. Evet, kesinlikle kızarmıştım.

Kendim İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin