BÖLÜM 10 AŞK A ÖZLEM 🎶❤️

137 91 24
                                    

Perdeyi kenarından hafifçe açarak bahçedeki salıncakta sallanan Khaled e baktı.Etrafta şarkı söyleyen ağaçların sesini,ılık rüzgarın onlara vokallik yapmasını dinledi.

Ve içine çektiği mis gibi yasemini kokladı."Sakin ol Can anneni biliyorsun böyle bir tepki vermesi çok normal" dedi kendi kendine.

Annesine burada kalacağını işlerin başına geçeceğini söylemişti.Ama annesi sinirlenip telefonu yüzüne kapamıştı."Bir yolunu bulup gönlünü almalıyım" dedi.Bahçeye ilerledi.

"Ne güzel bir hava değil mi khaled?" salıncağı durduran çocuk ona doğru koştu."Evet çok güzel hadi beraber bisiklete binelim"Tek kaşını kaldırıp düşünme moduna geçen Can "Şöyle yapalım şirkete gitmem lazım ama dönüşte söz tamam mı? şimdi sen İklima ile kal. Oyna,çiçeklerle ilgilen eve göz kulak ol." biraz yüzünü ekşiterek tamam anlamında başını salladı.

Can ise kapıda bekleyen yeni jeepine binerek oradan uzaklaştı.Şirkete varmıştı.

Bu sefer farklı idi.İlk günkü gelişi gibi değildi.Bir sahiplik duygusu tamamen üzerine sinmişti.Heybetli görüntüsü daha kapıdan girer girmez farkettirmişti kendini.

Fiziksel olduğu kadar kararı da heybetli idi.Herkesin günaydın seremonisinden sonra odasına geçti.

Lacivert takım elbisesinin ceket düğmesini açarak masasına geçti.O masasına geçer geçmez kapı tıktık landı."Girin" dedi.

Gelen Züleyha idi."Günaydın Can bey" başını sanada der gibi sessiz bir şekilde aşağı yukarı salladı.Elini dosyalara uzattı.Bir kaç tanesini imzaladı."Can bey saat ikide Almanya dan bir müşteri gelecek fason olarak bizimle çalışmak istiyorlar.

"Ben bu fason işine karşıyım benim yaptığım en kaliteli ürünleri kendi markasını basıp satacak bu bana çok ters ama gelsinler bir bakalım"dosyaları elinden alarak "Tamam efendim"dedi.Öylece durdu bir iki saniye Can ın gözlerine baktı.

Can ona baktı ne var yine anlamında başını salladı.Kız kendine geldi titreyen bir sesle "Şey çıkabilirmiyim? diyecektim" "evet "dedi.

"Dur bana bir çay söylermisin? açık olsun" Tabiki efendim dedikten sonra kapıyı kapatırken son bir kez daha baktı ona ama o çoktan önündeki laptop a gömülmüştü.

Arada bir şeyler sorma bahanesi ile Can ın odasına giriyor.Kendini devamlı onun aklına sokmaya çalışıyordu.

Züleyha Can dan hoşlanmaya başlamıştı.Gerçi Can dan etkilenmemek imkansızdı.Ama gel gör ki Can ın kafası kimseyi görecek kadar tenha değildi.

Evin tek ve şımarık kızı idi Züleyha.Kolejde okumuş iyi bir eğitim almış.Halkla ilişkiler mezunu idi.

Can ın babasının bir dostunun akrabası idi.O aldırmıştı bu işe.Uzun zamandır şirkette idi.Uzun siyah saçlı,iri kahve gözleri ve gür kirpikleri vardı.Aslında hemen göze çarpacak güzellikte sayılırdı.

Ama fazla kendinden emin,ukala ve hırslı idi.Buda onun güzelliğini gölgeliyordu.Can ı kafasına içten içe takmıştı.Hatta ilk gördüğü gün takmıştı.İlmek ilmek işlemeye hazırdı kendini ona.

Hava neredeyse kararacak,gözleri yorgunluktan kapanmak üzere idi.Çantasını toparladı.Kızı aradı.Ben çıkıyorum yarın gelmeyeceğim zeytinlikte olacağım.Acil bir durum olursa ararsın.Yada konferans yapar bağlarsın."Tabiki Can bey iyi akşamlar" sanada deyip telefonu kapadı.

Yol boyunca ara ara çekmeyen radyodan bir kaç arap şarkısı dinledi."Bir ara evden cd lerimi almalıyım dedi".Gözünü seveyim türkçe şarkıların"Bir ara bir şarkının melodisi hoşuna gitti.

Müziğin sesini son ses açtı.Gaza bastı yollar onundu.Bir eli direksiyonda diğerini camdan dışarı çıkarmıştı.Rüzgarın parmakları arasından geçişine izin verdi.

Hayatında ilk defa ne olacağı,neler olacağı hiç umurunda değildi.Güneş gözlüğünü taktı.O an kalbinin ne kadar boş olduğunu düşündü.Uzun zamandır hemde.En son uzatmalı sevgilisi Dilara ile yollarını ayıralı yaklaşık iki sene olmuştu.

Güzel kızdı Dilara.Ama başına buyruk ve şımarık halleri ile bezdirmişti Can ı.Babası bir diplomattı.Kendisi de tıp öğrencisi.

Ama Can , kafasında ki o şablona bir türlü oturtamıyordu onu.Bir şeyler eksikti o hayalindeki eş değildi.Anlamıştı ve uzatmanın ikisi içinde bir yarar sağlamayacağını düşünmüştü.Ayrılmak istediğinde kız da sanki buna hazırdı.Reddetmedi bile.

Şimdi bu şarkıyı dinlerken dalıp gitti. İç sesiyle "keşke dedi biri olsaydı da kafaya taksaydım".

Şarkı buna zorluyordu insanı.Hani kalben severler ya öyle değil ciğerden,yana yana,içten içe tüteceksin ona.Köpek gibi bekleyeceksin kapısında.

Onu görmek için yolları aşacaksın,karanlık gecelerini onun yüzünün hayali aydınlatacak.Deli gibi seveceksin...

Gözünden sakınacak,kıskançlıktan gebereceksin.Aşk ta bu değil mi biraz delilik,biraz tutku,biraz heyecan...Kalpte ritm bozukluğu,ömür törpüsü,çay tortusu.

Çay tortusu??

Çay yokken su nasılsa öyleyiz.Aşk,kalbe düşmeden önce.Duru,dingin,sorunsuz ,heyecansız bir su...Çay ın geleceğini anlayan su önce kaynamaya başlar.

Fokur fokur oldu mu çayı katarsın.Kalbin hızlı çarpmaya başladığındaki durum gibi aşk ta önce kalbinde ritm bozukluğu yapar sonra girer kalbine.

O duru su renklenir,önce biraz köpüklenir,güzel koku verir,su çayla iyice karışır.

Aşk ta bünyemizi alt üst eder.Bizi iyice karıştırır,evirir,çevirir,bulandırır.Sonra durulma zamanı gelir.Çayın o karıştıran tortusu dibe çöker.

Geriye tortusuz tadı güzel,rengi güzel bir şey bırakır."Sevgi". Aşk o karışıklık,o bocalama,heyecan dır.Bir süre sonra yerini sevgiye bırakır.İşte kalıcı olan sevgi dir.

Bu hayatta gerçek sevgiyi bulan şanslıdır.O bir ömür sürer ve sonsuzdur.

Eve vardığında akşam olmak üzere idi.Khaled çimenlere bir piknik örtüsü örtmüş.İklima nın hazırladığı meyveleri yiyordu.Can ı görünce oturduğu yerden doğruldu."Hoş geldin Ağa bey"

"Hoşbuldum yanlız senden bir ricam olacak artık bana ağa bey demesen Can abi desen daha iyi olmazmı?"Tek eli ile oğlanın başını okşayarak "Hazırlan bisiklet yarışı yapacağız"Oğlan sevinçle bisikletlerin olduğu yere doğru koştu.

Can üzerini değiştirmeye eve girdi.İklima hanım elinde kek tabağı bahçeye getiriyordu."Selamün Aleyküm abla" Gülümseyerek selamını aldı."Abla şimdi yemeğimi koyma namazımı kılıp çıkacağım yakışıklıya sözüm var." "Nasıl isterseniz" dedi iklima.

Namazını kılıp dışarıya çıktı.Khaled çoktan bisikletleri getirmiş onu bekliyordu.O gün Tunus sokaklarında uzunca tur attılar.Bir ara ellerini kullanmadan bisiklet sürdüler.Ilık esen rüzgar yüzlerini okşuyordu.Bir ara Khaled in yüzüne bakti.Gülümsemesi,mutluluğu,o gözlerinde ki iki parlayan yıldız...

Can onun yalnız ve gece gözlerine şimdilik iki yıldız koymuştu.Zamanla yerini güneşe bırakacak iki yıldız...⭐⭐

Bir insanı mutlu edebilmek,onun hayatına dokunabilmek,iyileştirmek,hele ki bir çocuksa bunun verdiği duydu paha biçilemezdi.

NAHLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin