BÖLÜM 19 YÜZLEŞME

36 12 0
                                    

Bütün gece cici babasının borsa muhabbetlerini zoraki dinledikten sonra odasına geçen Can,başını sertçe yastığa gömdü.Khaled i düşündü.Mahmut abiden henüz ses seda çıkmamıştı.Canı sıkıldı.Bir kardeşi olabileceği düşüncesi onu hem üzüyor,diğer taraftan da sevindiriyordu.Eline telefonu aldı.Tam arayacaktı ki vazgeçti.Bir iki defa telefonu elinde çevirdikten sonra  tekrar açtı.Watsupp a girip Asya nın resmine baktı.İçini onun yüzü ile aydınlattı.

"Kim bilir kaç kişi birbirinden habersiz fotoğraflarına böyle gizli gizli bakıyordur " diye düşündü.

Bir süre tavana baktı."Ne tuhaf kız.Onlarca kız peşimde bir evet dememe bakıyor. Ya o ? kaçacak delik arıyor." dedi gülümseyerek.

Onu gizemli ve ulaşılamaz görmeye başlamıştı.Bu onu daha çekici ve  değerli kılıyordu.Zor olan herşey daha kıymetli değilmiydi zaten ?

***

Martıların çığlıkları her yanı sarıyordu.Yosun kokusu ,ılık bir meltemle tüm bedenini okşuyordu.Ağrıyan bacakları sabah yürüyüşünün artık sonunun geldiğini bağırıyordu.Bir banka oturdu.Eliyle alnındaki teri sildi.Derin bir nefes aldı ve geçen gemilere doğru gözleri boş daldı.

İçinde bulunduğu sessizliği telefonun sesi bozdu.Arayan Mahmut abi idi.Titreyen bir sesle "Oğlum ne diyeceğim bilemiyorum ama " Can bir kaç saniye sessizce durdu."Kardeşin oğlum.Khaled kardeşin."O an elindeki telefonu denize atıp ,bedenini de bankta bırakıp gitmek istedi.

"Oğlum kadının kaldığı yere gittim.Bir kaç ay bebeğiyle orada kalmış.Bir gün de bebeği olmadan gelip kendini asmış."

Bir an öylece durdu...Sanki yıllarca süren bir sessizlik olmuştu.Can sessizliği bozdu.

"Sağol abi gelince detaylı konuşuruz."

O an kadına derin bir acıma duygusu kapladı içini.Babasına bir kez daha kızdı."Allahım bu nasıl kader? Sanki beni kardeşimi bulmam için gönderdin."Khaled i düşündü.İlk gördüğü günü.Allah onu o yoldan geçirtmiş onu görmesini sağlamıştı.İnanamıyordu böyle bir rastlantı ancak filmlerde olur zannederdim." dedi içinden.

Yüzünü düşündü,saçlarını,gözlerini,kirpiklerini bana benziyor mu? Ya babama? Artık ona başka bir gözle bakıyordu.Bir an önce gidip ona sarılmak istedi.

***

Yanıp sönen ışıklar...Her ışık ayrı bir hikaye...Daldığı karanlık geceden Levent Bey in sesi ile çıkıverdi. "efendim abi" Bir elini Can ın omzuna koyarak "ışıklar diyorum ne güzel bir manzara değil mi?"Sessiz bir gülümseme ile cevap verdi.

"Sende ışık yok bugün oğlum,senin ışıkları söndürmüşler"dedi konuşturmaya yemin etmiş gibi.

"Yok abi bir şeyim keyfim yok sadece mühim bir şey değil"dedi tekrar manzaraya dönerek.Oysa öyle çok isterdi ki içindeki her şeyi bir kıyıya bırakmayı...Pencere önünde ki tekli siyah kanepeye oturdu.Deniz manzaralı yalının 2.katında ki pencereden dışarıyı saatlerce izledi.O gece içini denize döktü,sardunya saksısına ceviz bırakan kargaya,gelip geçen gemilere...

Sabahın ilk ışıkları ile soluğu amcasında almıştı.Her şeyi anlattı Khaled ile nasıl tanıştığını,tesadüfler silsilesini o anlattıkça ihtiyar ağladı. Can ın başını okşadı "sen benim kıymetlimsin oğlum babanında kıymetlisi idin ne mutlu bana ki bir oğlum daha oldu baban bilse idi onu sahipsiz bırakmazdı Allah affetsin "dedi göğe bakarak"

Asya dükkanı açmış Ali amcayı bekliyordu.Gece bir karar vermişti.Eğer bir daha sorarsa ona evet diyecekti.Eli devamlı telefonundaydı dün den beri hiç mesaj yoktu.Az sonra

Can ile Ali amca kapıda göründü.Kalbi ağzından çıkacak gibi oldu."Günaydın kızım çayın varmı"dedi ihtiyar.Can ile göz göze geldiler ama öylesine bir bakıştı bu duygu barındırmayan cinsinden."var baba hemen"Asya Can daki donukluğa anlam veremiyordu.

Çayı getirene kadar yüze kadar anlam yükledi "Zengin bebesi ne olacak", " Bir buluştuk işte dalga geçti salak sın kızım","Hemen inan sen devam et hayaller kur aptal seni".......

Çayları verirken yüzüne bakmadı Can ın. Oysa o kadar karmaşık tı ki genç adamın duyguları bunu çocuğa nasıl söyleyeceğini düşünüyordu,ya annesi ona nasıl söyleyecekti.

"Ben sahafa gidiyorum baba"dedi sanki kapıya söyler gibi hızlıca çıktı."ihtiyarın "tamam kızım"lafı havada asılı kalmıştı."Neyi var bu kızın"dedi yaşlı titrek bi sesle.O an Can Asya yı düşündü içinden "kızla da ilgilenemedim tüh ya"derken bir yandan telefondan asistanını arayarak bilet ayarlamasını söyledi.

Kapıya çıktı istiklal den gelip geçen insanlara baktı."nerede bu sizin sahaf?"
...

Mavi hırkasının üstüne düşmüş saçları uçuşuyordu.Sahafın önündeki kıza bakarak;Kır çiçeği gibi🌺 dedi.Onu o an bir kitabın arasına koyup saklamak istediği duygusu kapladı içini.Balık pazarının hemen köşesindeki çiçekçi teyzeden bir gül aldı.

Ağır adımlarla kıza doğru yaklaştı.

Asya başından dökülen gül yaprakları ile arkasını döndü."Evet küçük hanım kararınızı verdiniz mi?"

Şaşkına dönen Asya genç adamın yüzüne baktı:

"evet verdim"dedi gül yapraklarını görünce geçen öfkesinin yerine mutluluk hemen oturuvermişti.

Birlikte ağır ağır yürüdüler "Şuranın kahvesi çok güzelmiş içelim mi?" dedi Can . Birbirlerinin gözlerinde kayboluyorlardı. Elini kendi yüzünde gezdiren adam "Kusura bakma sabah biraz dalgındım canım sıkkın bu aralar" gözlerini büyüterek ona bakan Asya "Öylemi üzüldüm yapabileceğim bir şey var mı? Umarım önemli bir şey değildir.

"Keşke olsa ama varlığın la yanımda olabilirsin çünkü seni görmek beni mutlu ediyor bu arada hala cevabını almış değilim"

Bir yudum kahvesinden aldı. Gözleri ile gülümsedi.

"varım, yani yanında olmaya,seni tanımaya,seninde beni tanıman için şans vermeye"

Bir elini yavaşça masaya vuran adam "İşte bugün aldığım en güzel haber"

"Ama bak devamlı ararım senden haber almak isterim ki biliyorsun işim gereği hep yurt dışındayım sonra bana yok sıkıldım falan deme "ikiside bakışıp gülüştüler "yok sıkılmam da tersi olmaz umarım"

"Senden mi ?Asla...









NAHLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin