-10 Zaman geçer derler; fakat heyhat... zaman durur, geçen biziz-

375 26 10
                                    

"Herhangi bir yerden veya her yerden başlayabiliriz.
Yeter ki orada bir değişim olsun ve bu benimle başlasın."

"Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?" (Nazım Hikmet Ran)

#Devran'nın Ağzından..

O lanet geceye hergün lanet ediyorum o gün oraya gitmemiş olsaydım belkide sana birşey olmayacaktı kardeşim..

Dediler ki ölen ölüyor kalanlar hayata kaldığı yerden devam ediyor. Ama benim için hiç öyle olmadı hayata devam etmek, hele senin olmadığın bir ortamda bulunmak çok zor oldu. Seni çok özlüyorum kardeşim.

O gün herşey yolundaydı oysa ki gülüşmüştük sen diyordun ki bana çık o kızın karşısına seviyorum de kimse seni durduramaz Devran diyordun öyle bir durdum ki kardeşim hareket bile edemedim şimdi sen gidince herşey yolunda mı sanıyorsun en büyük destekcim en büyük sırdaşım en güvendiğim arkadaşımdın sen..

Ben nasıl tutabilirim bu acıyı ha içimde ?

Değişmişti biliyormusun? O bildğim Zeyneb değişmişti, kardeşim tanımadı beni bana korkulu gözlerle bakınca öfkeme engel olamamıştım gözümün önüne vurulduğun an gelmişti o kulaklarımı dolduran sesin çınlaması anlıma bir ok misali saplanmıştı..

Nasıl bakabilirdim ki gözlerine nasıl diyebilirdim hiçbirşey olmamış gibi..

Neden tanımamıştı beni ya da neden tanımamazlıktan gelmişti..

Bunu her zaman kendime soruyordum..

Yıllar önce gittiği gibi yine gitmişti işte belki de başkası vardı belkide onunla gülüyordu ona bakıyordu o güzel gözleri..

Elimdeki günlüğü kelimelerimle doldurduktan sonra usulca kapattım gecenin karanlığı bütün manzarayı etkisi içine almıştı derin bir nefes alıp penceremin önünde onun o gözlerini hayal etmeye başladım istemesizce gözyaşım düşerken güçlü olmalıyım diyordum kendime güçlü olmak zorundayım..

Artık aşiretlerin oluşturduğu meclis kararıyla ağa olucaktım.Herkes bana itibar edicekti..

Baranoğulları bile..

Derin bir nefes alıp arkamı döndüm nedense bugün hiç yorgunluk hissetmiyordum uyumakta hiç içimden gelmiyordu..

Odamdan çıkıp merdivenlerden aşşağı inip mutfağa girdim mutfakta Muhammet telefonla konuşuyordu beni görünce ayağa kalktı otur dediğimde tekrar oturup telefonu kapattı..

"Uyku tutmadımı aslanım."

"Tutmadı ağabey."

"Kiminle konuşuyordun?"

"Bizim Albayla ağabey son bir görev varmış özellikle benim olmamı çok istedi Komutanlar bir ay sonra gitmem lazım tekrar."

"Rana ne olucak aslanım."

"Benim Karım güçlü ağabey ona anlattım merak etme seni beklemeye razıyım dedi onun duası yeter bana ağabey."

"Çok mu seviyorsun Karını hergele."

Gülüştüğümüzde bana bakıp..

"Çok."Dedi ve anlından öpüp baktım küçük kardeşimin gözlerine..

"Dualarımız seninle kardeşim."

"Sağol ağabey."

Meclis işleri aşiretlerin evlerine ziyaret düğünler sünnetler derken bütün ağalık görevlerini üzerime almıştım çok fazla zorluğu vardı..

𝑀𝐸𝐹𝒯𝒰𝒩  (TEKRAR YAZILIYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin