-18 Uçurum-

209 20 4
                                    

"Bir insanı kazanmak zaman meselesi, kaybetmek an meselesidir."

"Benimle evlenir misin?"Bu kelime kulaklarım da çınlıyordu sanki elimi sıktım Devran'nın içim de bıraktığı ateş ne zamana kadar beni yakıp kül edecekti ama karnım da ki oğluma ihanet eder miydim?

"Seni kaybetmekten korkmadığı için böyle davranabiliyor. Hele bir korksun, bak bakalım nasıl ayaklarına kapanıyor."İçimde ki ses bunu bana söylüyordu beni kaybetmekten korkar mıydı sahi?

"Bu-bunu düşüneceğim Ali."Gözleri parlıyordu sanki beni mutlu edebilir di buna çok emindim fakat bu aşkın karşılıksız oluşu ancak benim yüzümden olurdu..

Sevebilir miydim sahi?

"Benim gitmem gerek kendine çok iyi bak."

"Merakla bekliyor olucağım sen de kendine çok iyi bak."Paltomu alıp çıkmıştım restoranttan sokakta dolaşırken derin düşüncelere daldım gözyaşım gözlerimi iyice bulanıklaştırmıştı..

Dar sokağa girdiğim de başımın hafif ve baskın şekilde ağrıdığını hissettim gözyaşlarımı tam silerken karşım da adam sülieti duruyordu..

Siyah takım elbise için de Devran gözlerime bakıyor du vücudum da ki ağırlık bayılmama sebep olmuştu..

Gözlerimi açtığım da acildeydim başım da Rana ve Muhammet vardı Muhammet girişe doğru gittiğin de gözlerim o yöne çevrildi Devran ile konuşuyordu uyandığımı belli etmemek için gözlerimi kapattım aniden işte ayak sesleri bana doğru geliyordu kalbim yerinden çıkıcak gibiydi..

"O iyi mi?"

"Evet Ağabey yorgunluktan bayılmış."

"Onu yormamanızı söylemiştim."

"Arkadaşının yanına gitmişti,orada yorulmuş olabilir yürüyerek dönmeye kalkmış."Dediğin de Rana'ya sordu..

"Arkadaşı kim?"

"Ali doktor olan."

Hiç sesi gelmiyordu..

"Ağabey nereye?"

"Gitmem lazım onu size emanet ediyorum."

Tam giderken gözlerimi açtım ayağa kalkıp elimdeki serumu çıkardım koşarak arkasın dan gittim...

Hava rüzgarlıydı hastanenin önüne geldiğin de kolunu tuttum..

"NEREYE GİTTİĞİNİ ZANNEDİYORSUN!"Arkasına dönüp bana baktı sinirli bir tavırla..

"Ne yapıyorsun içeriye gir Zeynep!"Kolunu iyice sıktığım da..

"BANA BAK BANA KARNIMA BAK BUMU SENİN ERKEKLİĞİN BUMU SAHİP ÇIKMA ARZUN!"İyice hıçkırmaya başlamıştım..

"BUMU DUR ERKEKLİK!"

"Bırak kolumu canını yakmak istemiyorum!"Gözlerimi silip tekrar baktım gözlerine gözleri dolmuştu..

"NEYİN VAR DEVRAN SÖYLE BANA YA KALPSİZSİN YA DA SAKLADIĞIN BİR ŞEY VAR!"

"Ben kalpsizim oldu mu seni bırakıp gittim hem de kendim için sen bir hiçsin benim gözüm de!"Tokat atmıştım yüzüne içim yana yana..

"Duy o zaman yeni bir yuva kuruyorum bana iyi eşlik yapabilicek biri beni koruyabilicek biri yani senin tam tersin iğreniyorum senden defol git bir daha gelme karnım da ki senin oğlun değil benim oğlum onu ben den asla koparamazsın onun sana benzememesi için elimden geleni yapıcağım!"

Gözlerime öyle baktı ki içim titredi bu sözleri o beni önemsesin diye söylemiştim nereden bilebilirdim ki..

"Öyle mi yıllarca bana olan aşkın bu kadar mış demek ki ne hoş mutlu ol hakkın beni affedememişken benim senin yanın da olmamı bekliyorsun ya çok garip o karnın da ki benim oğlum o benim yanım da kalıcak."

𝑀𝐸𝐹𝒯𝒰𝒩  (TEKRAR YAZILIYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin